"TARİH TEKERRÜRDEN İBARETTİR"

36 15 0
                                    

Sabah alarm çalmadan önce uyandım. Ilık bir duş aldım ve kendimi yeni güne hazırlamaya koyuldum. İçimde dans eden bir ruh vardı.

Dolabıma bakınırken geçen sene çok severek aldığım çiçekli elbisemi fark ettim. Çok beğenmeme rağmen hiç giymemiştim.

Hemen askıdan indirip üstüme geçirdim. Bel kısmından oturması ve aşağıya doğru açılarak inmesi, prenses kıyafetlerini andıran bir hava katıyordu.

Aynamın karşısına geçip yüzüme baktım. Aşırı makyaj yapmaktan hiçbir zaman hoşlanmamıştım ama bugün yüzüme birkaç renk eklemek istemiştim. Rimelle kirpiklerimi belirginleştirdikten sonra yanaklarıma ufak ufak allık dokundurdum. Son olarak da dudaklarımı çok hoş tonda olan pembe parlatıcıyla süsledim. Bu kadarı benim için yeterliydi.

Saçlarımı da kurutup aralarına bir kaç kıvırcık eklemek istedim. Bütün her şeyi bitirince kendimi güzel hissettiğimi fark ederek mutlu oldum.

Saatime baktığımda kafeye gitmek için hala biraz vaktim olduğunu fark ettim. Kendime kahvaltı hazırlamak için mutfağa gittim. Tek eksiğim fonda çalacak bir şarkıydı. Onu da ekleyince günümü başlangıçtan itibaren güzel kılabilirdim. Hızlıca atıştırabileceğim yiyecekler hazırlarken aklıma hep dünden kareler geliyordu.

Aslı'ya söylediği her şey de hak vermiştim. Dediği gibi yaşamaya başlamalıydım. Eski anılar geride kalmıştı. Hatta onları yaşadığımda çocuktum. Şuan ise daha güçlü bir kadınım.

Yapabilirdim.

Ben içimde kararlarımı verirken bir anda Yiğit aramıştı. Tesadüflere çok inanmazdım ama bu olanı başka neyle açıklayabilirdim, bilmiyorum. O anda sesini duymak iyi gelmişti. Uzun süren bir telefon konuşması yapmıştık. Bugüne kadar yüz yüze yapamadıklarımızdan daha uzun.

Şu an abisi ile beraber il dışında olduğunu söylemişti. Nedenini merak etsem de sormamıştım. Aradığına göre gitmemişti. Yani tamamen gitmemişti.  Bu düşünce beni daha da mutlu etmişti. Gitmediğini bilmek güzeldi. Herkesin söylediklerinde haklı çıkması da güzeldi.

Bu düşüncelerim belki yüzüncü kez tekrar kafamın içinde dönerken kahvaltım bitmişti. Çantamın içine telefonumu, kalemlerimi doldurarak evden çıkmıştım. Artık kafeme gidebilirdim. Hava da çok güzeldi. İçimden bir his de, bugünün güzel geçeceğini söylüyordu.

***

Mutfağa girip yemek yapmıştım. Bahçeye çıkıp yeni açmaya başlayan çiçeklere bakmıştım. Saatlerce müzik dinlemiştim ama içim içime sığmıyordu. Zeynep'le konuştuğumdan beri hayat daha bir güzelleşmişti.

Bize dair hiçbir şey konuşmamıştık ama sesindeki mutluluk benim için yeterliydi. Hatta onunla mutsuzluğa da vardım. Ama daha fazla burada kalmak istemiyordum. Dün yaşadıklarını anlattıktan sonra abimi de rahatsız etmek istemiyordum. Ancak gidip odasına baksam fena olmazdı. En azından yaşadığına emin olmalıydım.

Merdivenleri ikişer ikişer tırmanıp odasına gelince seslerini dinlemeye çalıştım. İçerden herhangi bir ses gelmiyordu. İçimdeki dürtü ile kapıyı açıp içeri daldım. Aklımdan kötü şeyler geçmişti ama abim camın önündeki koltukta öylece oturuyordu. Bedeni buradaydı ama ruhunun burda olmadığı açıkca görülüyordu.

Yanına kadar gidip omzuna dokundum. Bir an için bakışları beni bulsa da sonra yine cama döndü. Yanına oturup yerdeki şişelere baktım. Elinde hala bir tane vardı. Belki de kendini uyuşturarak unutacağını düşünüyordu. Bende onun sessizliğine eşlik ederek dışarıya baktım.

Hava kararmıştı ama baharın geldiği her yerden belliydi. Sadece abimin içindeki kış yıllardır sürüyordu. Daha fazla böyle durmaya dayanamadım.

HADİ BENİ İNANDIR!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin