Herkese merhabalar...
Düzenleme aşamasında her bir bölümü benimle birlikte okuyarak bana destek olan, ben durduğumda o durmayan (Hadi nerde bölüm) diye beni dürten, o olmasa yapamazdım dediğim, Karahan sevdalısı olan ve bana tek bir cümle bile sildirmeyen hatta şunu da şuraya ekle diyen ve herkesin hayatında olması gereken DrNurb hakkını ödeyemem ama bu bölüm sana hediyem olsun. İyi ki hayatımdasın....
İlk bölümü 14 Şubat'ta okuyun, size hediyem olsun diye tarihi 2 hafta öne çektim. Ben hâlâ kalan bölümlerle uğraşırken ara ara gelecek bölümleri keyifle okuyun.
Dört günde bir kez atacağım. Düzenleme aşamasında tüm paragraf yorumları yorum bölümüne düştüğü için paragraflar boş durumda. Paragrafları yorumlarsanız bu da bana hediye olur.
Ömrünüz gerçek Sevgi ile geçsin. ❤️
Keyifle okuyun...
♾
En son odasına baktı genç kız. Uzun yıllardır bu odada yaşıyordu. Ama bu günden sonra öyle olmayacaktı. Elini çantasının üzerine koydu. İçinde kimliği, pasaportu ve bir kaç parça kıyafet vardı.
Küçük bir sırt çantasıydı. Kimsenin evden gittiğini anlamasını istemiyordu. Özellikle annesinin... Üzgün müydü? Elbette üzgündü. Belki onu hiç bir zaman affetmeyeceklerdi. Belki bir daha yüzünü bile görmek istemeyeceklerdi. Ailesini seviyordu ama ona aşıktı. Ömrünü yoluna serecek, onunla her yola girebilecek kadar seviyordu. Onun da kendini sevdiğini biliyordu. Giderken ortalığı ateşe verecekti kız. Ama aşkla gidecekti. Aşka gidecek kendi yangınıyla kavrulacaktı.
Hayatınızda yapacağınız en büyük hatalardan biri abinizin arkadaşına aşık olmaktı. Nazlı o hatanın dibine vurmuştu. Bunu hata olarak gören insanlar hiç aşık olmamış insanlar olsa gerek diye düşünüyordu. Eğer bugün bu evden gidiyorsa bunun sebebi ikiz kardeşi Aras, abisi Yiğit ve annesi Neriman sultandan başkası değildi.
Nazlı'ya ve aşkına saygı duymuyorlardı. İkisini ayırmak için ellerinden ne geliyorsa arkalarına koymamışlardı. Yine de ailesini çok seviyordu. Ama üzgündü ve yapmak zorundaydı. Karahan'sız bir hayat hayal bile edemiyordu. Nereye nasıl gideceklerini bilmiyordu. Karahan yanında olsun, gerisi hiç önemli değildi Nazlı için.
Şansına evde kimse yoktu. Çantasını sırtına taktı. Arabasını almak yerine taksi çağırdı. Buluşacakları yere gitmek için can atıyordu. Yaptığı, yüreğine her ne kadar dokunuyor olsa da aşktan yana şanslı olduğunu biliyor ve kendini çok sevecek hiç üzmeyecek birine gidiyordu. Yirmi yaşındaydı. Nasıl böyle körü körüne inandığını veya güvendiğini tahlil dahi edemiyordu.
Dipsiz bir kuyu bile olsa o kuyuya inecek başına ne geleceğini görecekti. Buna kendini hazırlamıştı. Adı Nazlı idi ama nazdan anlamazdı. Dik, inatçı, söz dinlemez bir ruha sahipti. Önünde eğildiği tek şey ise aşk ve aşık olduğu adamdı.
Taksi deniz kenarında durdu. Üsküdar sahilinde buluşacaklardı. Ücreti verip çantasını sırtına attı. Her adım ona her adım aşka gidiyordu.
Geride bıraktıklarını düşünmek istemiyordu. Düşünürse ona giden her adım, geriye dönecekti. Nazlı Karahan'sız, Karahan Nazlı'sız bir hayat yaşayacaktı.
Banklar boştu. Sırayla dizilmiş banklarda bir kaç kişi oturuyordu. Mevsim kış olduğu için tek tük insan vardı. Gelmemiş olması çok garipti. Banka oturup telefonunu çıkardı cebinden. Tuşlara basıp onun 'kara aşk' yazan numarasını bulup bastı tuşa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gidemezsin
RomanceTüm hakları saklıdır. ******** G.S.A Serisi 1 okumanız tavsiye olunur. İki kitap birbirine bağlantılıdır. Tek de okuyabilir siniz ama anlama açısından size yardımcı olur. ♾ Belki, başka türlü olsaydık seninle. Başka bir iklimde başka bir takvimde...