34. İki Cihanda

41.4K 2K 394
                                    

Keyifli okumalar...



Aynada kendini süzdü Nazlı. Sıfır beden incecik bir kadınken belinin bir anda kalınlaşmaya başlaması elbette normaldi. "Off," dedi. Odasından Aslı'ya seslendi. "Aslı," derken sesi feryad ediyor gibiydi. Aslı tek nefeste kapısında bitti. Gözleri korkuyla açılmıştı. "Ne oldu? Ağrın sancın mı var?"

"Hayır kızım ya..." Eliyle belini işaret etti. "Baksana Aslı belim kalınlaşıyor," dedi yüzünü buruşturup. Aslı gözlerini devirdi.

Nazlı sıkıntıyla devam etti. "Ne yedim de ben böyle yaradı Aslı?" diye mızmızlandı. Aslı küçük bir kahkaha attı. "Karahan'ı yemiş olabilir misin?"

Nazlı gözlerini kısıp tatlı sert bir öfkeyle baktı. "Edepsiz gelin."

Aslı omuz silkti. "Hazırsan kuaför geldi."

Bu gece yapılacak kına gecesi için camianın tüm kadınları davetliydi.

Karahan bebekleri öğrendiğinde Nazlı'yı yalıya geri götürmek istememişti.

Nazlı, "Saçmalama Karahan. Zaten rezilliğin dibine vurdum. Ne demek buradan gelin olursun," demişti.

Karahan hâlâ düşünen bir suratla, "Ama Nazlı'm önceden seni bırakmak zor geliyordu şimdi senden dört tane oldu. Hiç beni düşünmüyorsun," demişti.

Nazlı gözlerini devirmişti. "Abartma istersen. Sonuçta iki gün sonra sonsuza kadar seninle yaşayacağız."

Bu cümle Karahan'ın son akıl kırıntılarını da halının altına süpürmüştü. Gülümseyip hoşluktan karışan bakışlarıyla, "Siz benimle yaşayacaksınız. Sen ve çocuklarımız. Kulağa hoş geliyor."

Nazlı onun bu haline tebessüm etmişti. "Gerçekten inanılmaz. Altı ay önce seni ezip üzerinde tepinmek isteyen bir kadını getirdiğin hale bak. Rüyamda görsem bilinçaltı der geçerdim. Hatta bilinçaltı bile diyemezdim. Hayalim bile değildi."

Karahan Nazlı'yı kolundan tutup göğsüne yaslamıştı. "Seni hep bekledim. Ama bende hiç hayal kurmadım. Sadece istedim ve bekledim." Karahan bunları söyledikten sonra Nazlı'yı saçlarından defalarca öpmüştü.

Dilini damağına vuran Nazlı, yasladığında yerden başını kaldırıp Karahan'a baktı. "Erik," derken gözleri büyümüştü. "Ben hâlâ erik istiyorum."

Karahan kahkaha atıp dudaklarına sokulmuştu. Geri çekilip, "Sen iste ben mevsimleri sana çeviririm," demiş ve elinden tuttuğu gibi mutfağa indirmişti. Kocaman bir kase eriği bir kase tuzla bırakıp karşısına geçip oturmuştu. Kendisi erikten çok hoşlanan biri değildi. Ama anlaşılan çocukları çok sevecekti. Nazlı'yı kendi çocuklarıyla bile olsa paylaşmak fikri hiç hoşuna gitmemişti. Ya da  henüz bir evladın ne demek olduğunu tam olarak bilmiyordu.

Nazlı erikleri tuza banıp çatır çutur ısırmaya başladığında Karahan yüzünü buruşturdu. Ama Nazlı tam tersi bir ısırıp bir daha ısırıyor, her ısırdığında tekrar tekrar tuza banıyordu. Eve yeni dönen Nil, evde olan Ruken ve Duru da erik yeme şenliğine eşlik etmişti.

Ruken, "Ya Nazlı abla kız olursa bana benzer mi? Yani ben halayım ya..." Sevimli sevimli sırıtıp konuşmuştu.

Nil, "Biz amcası mıyız? Belki bana benzeyecek," derken Duru da kendi çapında saçlarını eliyle arkasına atıp, "Dağılın gençler burada ben varım," dediğinde Karahan onların bu mutlu hallerine bile mutlu olmuş. Hatta utanmasa ağlama isteği bile ağır basmıştı.

 Gidemezsin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin