36. Hırt Oğlan

36.3K 2K 429
                                    


Keyifle okuyun...



Balayından döneli bir hafta olmuştu. Nazlı, kızlara takılmak ve annesine gidip gelmek dışında evde oturuyordu. Ama hiç Nazlı'ya göre bir eylem değildi. Ömrü hayatı boyunca hep aktif biri olmuştu. Ve şimdi sürekli kendine bir iş araması onu çalışmaktan daha fazla yoruyordu.

Dünya üzerinde Karahan'dan daha mutlusu yoktu. Eve döndüğünde karşısında Nazlı'yı görmek tarifi imkansız bir mutluluktu. Nazlı ile her an başka güzeldi. Nazlı'nın sıkıntısını biliyor, ama hiç üzerine uğramıyordu. Çünkü bir bildiği vardı.

Hava alanında çıkış bölümünde, arabaya yaslanmış, halasını bekliyordu. Bu da bir sürprizdi. Kendi Nazlı'dan bir adım uzağa gidemiyordu. Kendi yerine Nihat'ı göndermişti. Zor olmuştu ikna etmek. Halasıyla arasında telefonda  geçen diyaloga gitti aklı.

"Ne oldu hırt oğlan?" demişti telefonu açan hala Hurinur hanım.

Kahkaha atmak istemişti Karahan. Artık gülmek  hem de sesli gülmek hiç zor gelmiyordu.

"Ne hırtı halam... Benim ben Karahan."

"En son ne zaman aradın sen keleş oğlan? Dur bakim bir kaç yıl oldu mu ?"

Karahan birde, "Kalk halam İstanbul'a  gel," diyecekti, iki buçuk yıldır aramadığı halasına. Gözlerini yumdu.

"Bana hala kızgınsındır diye cesaret edemedim." Paçayı kurtarmak istedi, ama ne mümkündü Hurinur hanımın elinden kurtulmak.

"De get karakurt sen kimi kandırıyorsun? Söyle hele ne istiyorsun?"

"Hala ben evlendim."

"Bak ya... Evet biliyorum. Beni de çağırmadın. Hep derim babana senden bi bok olmaz diye." 

Karahan yüzünü buruşturdu. Giydir halam giydir. "Aşk olsun halam o nasıl söz..." dedi Karahan.

"Sadede gel Karahan." Hurinur hanım

"E şey halam... Ben yeni evlendim ama karım iki aylık hamile." Hiçte utanmıyordu. Öyle rahat rahat konuşuyordu. Ne güzel bir lakırdıydı. 'Karım hamile..." Gülümsedi öyle kendi kendine.

"Uyy uçkursuz sıpa seni, ne pok yedin sen?"

"Ya hala boşver orasını benim diyeceğim." Derin bir nefes alıp verdi. Nazlı için yapmak zorundaydı. "Karım bir değil üç bebek bekliyor. Ve ona yardım edecek biri olmalı. Senden iyisini bulamadık," diye bir çırpıda söyledi.

"Üç mü?" Kadın cidden çok şaşırmıştı.

"Evet, üç."

"Abaowww sen iyi pok yemişsin zımbırtı oğlan."

Karahan sesli kahkaha attı. "Zımbırtı. Sen geliyor musun? Onu de ben seni aldırayım."

Hala biraz düşündü. Karahan'ı ve kızları çok seviyordu. Evlenmişti ama  çocuğu olmamıştı. Eşiyle çocuksuz da olsa mutlu mesut yaşamışlardı. Ama eşi beş yıl önce vefat etmişti. O da eşinin olduğu memleketi terk etmek istemişti. Kırk beş yaşında olan hala dışardan bakıldığında otuz beş gösteriyordu. Bazı kadınlar yaşlanmak bilmiyordu. Laf aramızda ilk ve tek erkek yeğeni olarak Karahan'a ayrı düşkündü. Ama Karahan'ın inadının  aynısı kendinde de vardı. Lakin Karahan aşkı uğruna inadını yenmiş ve halasını aramıştı. Güle oynaya giderdi. Ama...

 Gidemezsin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin