10. Mırıl Nezahat

58.8K 3.4K 403
                                    

Keyifli okumalar....

Sabaha kadar sağa sola dönmekten uyuyamamıştı. Her gözünü kapadığında Karahan'a sarıldığı aklına geliyordu. İçi üşüyor, gözlerini pat diye açıyordu. Sabah ezanı okununca pelte haline gelmiş bedenini yataktan kaldırdı. Neriman sultanın kızı isen o namaz kılınacaktı. En iyisi annesi gelmeden kılmak ve işe gidene kadar bir miktar uyumaktı.

Neriman hanım kızına; Ne giydiğinden ayrı ne yaptığından ayrı hesap edileceksin. "Giydiğin sana kıldığın sana, bütün hesaplar ayrı kesilir," derdi ve kızını bu şekilde yetiştirmişti. Oğullarına da sözü geçebilseydi keşke...

Abdestini alıp dolaptan namaz kıyafetini çıkardı. Üzerine giyip başını da kapatıp secdeye vardı. Bunca yıldır sığındığı kapı dua kapısıydı. Ellerini yüce yaradana açıp şükrünü eda edip duasını rica etti. Her zaman hakkında hayırlısını istemişti. "Allah'ım gönlümdekini hakkımda hayırlı eyle," diyordu artık.

Kapının açıldığın da gelenin kim olduğu biliyordu. Annesi...

"Kızım," diyerek içeri girdi. Genelde annesi kaldırıp giderdi. Ama bugün Nazlı kendisi kalkmıştı.

Seccadeyi katlayıp ayağa kalktı. "Efendim anne."

Kızının yanına geldi Neriman hanım. Yüzünü inceledi. Uyumadığı her halinden belliydi. "Uyumamışsın."

Başındaki baş örtüyü çıkardı. Üzerindeki kıyafeti de. "Evet, uyumadım. Uyuyamadım."

Yatağın ucuna oturdu. "Neden uyumadın hasta mısın?"

Elleriyle yüzünü kapatıp açtı. "Kalbim ağrıyor," dedi Nazlı. Kızının bitmek bilmeyen derdini hatırladı kadın. Yanına oturup elini sırtına koydu kızın. "Neden kalbini kanatıyorsun Nazlı? O adam seni seviyor."

Üzgündü. Annesinin dilinden akıttığı sözlere neden kendi inanamıyordu. "Neden beni bıraktı anne? Eskiden olsa bir neden aramıyordum. Sadece gitmişti. Beni terk etmişti. Sevmemişti öyle dedi. Yoktu. Olmuştu ve bitmişti. Bir kez bile neden demedim. Ama artık bir neden arıyorum. Yıllarca beni sevmediğine inandım. Ama şimdi bana öyle güzel davranıyor ki, altında bir neden arıyorum. Hem sevmese bunca yıl sonra böyle davranır mı? Abimle ortak oldu hem de işin başına benim geçmem şartıyla." Günlerdir aklında olan şeylerdi. Annesine açılmıştı yüreği.

"Neden arama, kader diye bir şey var. Nasip... O zaman olmamışsa şimdi olsun bırak."

Olmuyordu. Öyle her şeyin üzerine bir sünger çekilmiyordu. Sekiz sene boş yere acı çekmiş olamazdı. Her geçen gün bin kez içinde filiz veren 'Neden?' sorusuna engel olamıyordu.

"Anne, abim benim onu affetmeyeceğim ne yapmış olabilir?" Turgut Kara içine şüphe tohumları ekmişti.

Neriman hanım Nazlı'nın neyi sorduğunu tabii ki biliyordu. Ama bunu dile getirip çocuklarını birbirine düşürecek bir anne değildi. "Abin öyle bir şey yapmaz kızım. Sen onun canısın. Yapmış olsa bile seni düşünmüştür. O senin saçının teline bile kıyamaz. Siz ona babadan yadigarsınız. O senin abin olabilir ama babasızlığını hafifleten de O."

Ayağa kalktı Nazlı. Yeterdi bu kadar. Uyusa iyi olacaktı. Artık sağlıklı düşünemiyordu. "Haklısın, biraz uyusam iyi olacak. Beni kaldırırsın," dedikten sonra yatağına girdi.

Bedenini çeke çeke aşağı indi. Kahvaltı yapmak istemiyordu ama annesinden kaçması da mümkün değildi. Masanın etrafını saran ailesi oldukça mutlu mesut halleriyle kahvaltı ediyorlardı. Birbirlerine şakalar yapıyorlardı. Nazlı'nın ruh hali buna hiç müsait değildi. Yine de o masaya oturması gerekiyordu. Neriman hanım kuralları diye bir şey vardı.

 Gidemezsin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin