37. Gün Işığı

43.9K 3K 423
                                    

Keyifle okuyun... Bir sonraki bölüm Final...



Altı Ay Sonra...

Yattığı yerden önüne bakmak istemişti Nazlı, ama maalesef yaklaşık olarak dört aydır uzandığı yerden önünü görmesi hiç mümkün değildi. Tabiri caizse tam bir dünya gibi bir görünüme kavuşmuştu. Ne kalkabiliyor ne oturabiliyordu. İçinde kımıl kımıl eden üç bebekten gelen enerji olmasa kedini ölmeye yakın ağır bir hasta gibi hissederdi.

Son bir aydır çok gerekmedikçe yataktan kalkamıyordu. Karnı gerçek anlamda büyüktü. Bu da Nazlı'nın ince bel kemiklerine üç bebeği taşırken oldukça ağrı veriyordu. Zeynep, günlük iki saatte bir on dakika yürüyüş yapmasının yeterli olacağını söylediği günden beri Karahan her iki saatte bir zorlada olsa kaldırıyor, bazen evin içinde bazen de bahçede dolaştırıyordu yürek yangını.

Kendisine evlat vermek için çırpınan ve aklının dahi almayacağı bu hale gelmesinin tek nedeni olarak kendisini görüyordu. O yüzden de ağzından çıkan her kelimeyi tartıyordu. Alınması, kırılması mümkün olan hiç bir kelimeyi söylemiyordu. Nazlı'nın, "Hadi itiraf et çok çirkinim. Enimi boyuma katsan senden iri olurum. Hiç çekici bir yanım da kalmadı," deyişi bile Karahan'ı zerre ilgilendirmiyordu. Dudaklarını bükerek konuşan Nazlı'yı dudaklarından öperek ona haksız olduğunu anlatıyordu. "Hiç boşuna uğraşma güzelim hâlâ çok güzelsin," derken bakışlarını Nazlı'nın bedeninde gezdirip olgunlaşan hatlarına dikkatle bakmış ve "Ah ne kadar çekici göründüğünü bilemezsin," demişti.

Komodinin üzerindeki telefona uzanıp eline aldı. Çok canı sıkılmıştı. Biri gelse de sohbet etsek diye düşünmüştü. "Off," diyerek telefonun kilidini kaldırdığında odanın kapısı gürültüyle açıldı.

İçeri dalış yapan kızlar yine ayak üstü bıcır bıcır bir tartışmanın içindeydiler. "Kusura bakma ama Asya seninki de çok yavaş, kaç ay oldu. Edeceği bir teklif yani." Zeynep elini havaya kaldırıp ördek taklidi yaptı. "Sadece riv riv edeyi seninçi," diyerek şiveli konuştu.

Kollarını göğsünde bağlayan Asya saçını savurup Nazlı'ya döndü. "Şunlara bir şey söyler misin Nazlı, beynimi yiyorlar."

Nazlı gülümseyip başını yastığa yerleştirdi. Bu kızlar bildiğin can suyuydu. Neşesi yerine gelmişti.

"Kız küçük gelin, sen kendine bak. Kaç ay bekletti Aras seni?" dedi Nazlı.

Zeynep düşünür gibi yaptı. "Hm, bir sekiz aydan fazlaydı."

Aslı, Zeynep'in poposuna çimdik attı. "Ne ugraşaysun bacumla o hal?"

Zeynep çığlık atıp elini çimdik atılan yerin üzerine koydu. "Ay ne nemrut kardeşlersiniz be." Asya'ya döndü yine "Ha ben oni buni bilmam. O uşak artik bir teklufla gelecek da."

Azra, Nazlı'nın yak ucuna oturdu. "Yavrular yazıktır ama Fırat bugüne kadar hepimizin teklifine ön ayak oldu. Acaba diyorum teklifi Asya mı yapsa?"

Kızların hepsi susmuştu. Başlarının üzerinde yanan lambayla gözleri parladı.

"Yaparım valla." Omuz silkti Asya. "Erkekler mi teklif edecek hep, aşkımız olay olmadı bari bir farkımız olsun," diyerek ablasına baktı.

Aslı da Asya gibi düşünüyordu. "Olur valla hemen bir plan yapıyoruz." Asya'ya döndü. "Git Nil ve Duru'yu çağır sen." Asya yerinden ok gibi fırladı.

Nazlı kızların hummalı bir düşünceye daldığını görünce kahkaha attı. Kızların başı ona dönmüştü. Odaya giren Karahan, Nazlı'nın attığı kahkahaya gülümseyerek gelip yanına oturdu. Saçlarına öpücük bırakıp bakışlarını kızlar üzerinde gezdirdi. "Ne oluyor yine?" diye sordu.

 Gidemezsin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin