Keyifli okumalar....
♾
Duyduğu son cümle ile kalan son gücü de gitmişti Nazlı'nın. Unutmadığı adamdan unutamadığı kelimeler tüm geçmişi ve geleceği birbirine katmıştı. Kasırga olup Nazlı'yı da içine çekmişti. Kalbi mi acıyordu? Bedenindeki bu ağrı tam olarak nereden başlıyor ve nereye gidiyordu? İçinden ağlamak geliyordu. O çok sevdiği sözler şimdi canını acıtıyordu. Aşk-ı Naz...
Dolan gözlerini kapattı. Ağladığını görmesini istemiyordu. Karahan'ın çıplak teninden yayılan erkeksi kokusu da yüreğindeki yaraya tuz basıyor, daha fazla canını yakıyordu.
Boğazına oturan yumruyu yutkunarak geçirmeye çalıştı. "Lütfen," diyebildi.
Karahan onun bir anda durulan halinden içinde savaş verdiğini tahmin ediyordu. Ama Nazlı'ya bırakırsa o savaşı kaybeder yine Nazlı'nın öfkesi kazanırdı. Kollarını daha sıkı doladı. "Lütfen yok, gitmek dışında senin her söylediğin bana emirdir."
Soluk alıp verebilse aklı çalışacaktı. Ama bulunduğu yer aşktan öte bir yerdi. Ciğerlerine dolan hava beynine başka sinyaller yolluyordu. "Peki, burada kalacağım. Ama beni bırak."
"Bırakayım da kaç."
"Şansını zorlama."
"Beni tehdit etme çünkü yeri değil."
Pes etmek Nazlı'ya yakışmazdı. Ama şu an bulunduğu yerde yakışmıyordu. "Karahan lütfen beni zorlama."
"Uyusana Nazlı'm. Çok uykum geldi ve senin dırdırından uyuyamıyorum."
"Geber emi."
♾
Karahan'ın derin çok derin uykuya teslim olması bir saatini almıştı. Nazlı yanındayken uyumak istememesi çok normaldi. Ama ağrılar içindeki bedeni tam tersini söylüyordu.
Nazlı gözlerini bir kez olsun uykuya teslim etmemişti. Sabaha karşı çıktı Karahan'ın kollarından. İyi ki konuşması gereken bir durum yoktu. Çünkü konuşacak gücü yoktu. Özlemle karışık öfke kalbini dar etmişti ona.
Sevdiği adamın yanında huzurun ta kendisi vardı. Ama ona onca derdi yaşatan da aynı kişiydi. Nazlı'nın içi karman çorman olmuştu. Usulca indi yataktan. Dolan gözlerini açtığında bir kaç damla indi yanaklarından. Elinin tersiyle sildi. Karahan'ı uyandırmak en son istediği şeydi. Hafifçe burnunu çekti. Yatağın Karahan olan tarafına geçti. Elini yavaşça alnına dayadı. Ateşi yoktu. Elini çekti.
Artık gitme vaktiydi. Koltuğun üzerinde duran eşyalarını eline aldı. Ayakkabılarını da eline alıp parmak uçlarında ayrıldı odadan. Kapı kapandığında gözlerini açan Karahan Nazlı'nın olmadığını fark etti. Yataktan kalktı. Peşinden gitse dert kalsa yine dertti. Başını ellerinin arasına alıp yatağa oturdu. "Ne yapacağım ben seninle Nazlı?"
♾
Nazlı eve vardığında saat sabahın beş otuzuydu. Annesine yakalanmadan odasına varabilmek mucize olurdu. Namaza kalkmış olmalıydı annesi. Anahtarıyla açtığı kapıdan içeri girip parmak uçlarında odasına yöneldi. Merdiven basamağına attığı ilk adımda annesine yakalandı.
"Nazlı."
Arkasını döndü. "Efendim anne."
Neriman hanım kızını baştan aşağı inceledi. Yüzü solgun. Göz altları çökmüş. Halsiz görünüyordu. Nerede olduğunu bildiği için sorma gereği duymadı. Yanına gitti.
"İyi misin kızım? Bir tuhaf duruyorsun."
Elini alnına koyan Nazlı. "Uykusuzum, yorgunum... Anne ben holdinge gitmeyeceğim bugün. Öğlen çağırır mısın beni? uyumak istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gidemezsin
RomanceTüm hakları saklıdır. ******** G.S.A Serisi 1 okumanız tavsiye olunur. İki kitap birbirine bağlantılıdır. Tek de okuyabilir siniz ama anlama açısından size yardımcı olur. ♾ Belki, başka türlü olsaydık seninle. Başka bir iklimde başka bir takvimde...