13. Kaçık Kuçuk

52.4K 3.2K 382
                                    

Keyifli okumalar.....


Aşırı derecede yorgundu. Klip çekimleri ve montajları bitmişti. Duru ve Nil de onun kadar yorgundu. Arabasını park edip eve girdi. Beden yorgunluğun verdiği ağırlık dinlenince geçerdi ama ya yüreğindeki yorgunluk nasıl geçecekti?

Onu her gördüğünde kıpır kıpır olan kalbi, ona hiç tatmadığı duyguları hissettiriyordu. Bu hisler gün geçtikçe artmış, yerini daha ağır bir yüke çevirmişti. O yükün adı Fırat'tı. Onu görünce eli ayağına dolaşıyordu. Aklı karışıyor, zaten saf olan Asya aklını tamamen yitiriyordu. Ama Fırat'tan herhangi bir tepki alamıyordu.

İlk olarak yeğenlerinin odasına uğradı. Aslı'yı çocuklarla oynarken bulduğunda ona gülümsedi. Minik Zeynep'e öpücük verip Mehmet Rasim'i kucağına aldı.

Kardeşinin yorgunluğunu daha ilk dakikada anlamıştı Aslı. "Neyin var Asya?" Kimsenin üzülmesine dayanamazdı Aslı. Asya ona anne ve babasından kalan tek şeydi.

"Çok yorgunum. Klip tamamlandı. Gece yayınlamaya başlayacak."

Tek kaşını kaldırıp Asya'yı süzdü. "Hayır bu başka, moralin yok sanki."

Mehmet Rasim'i kucağından indirdiğinde çoktan kendini oyuncaklara bırakmıştı küçük Rasim. Elleriyle saçlarını geriye attı Asya. O kardeşiydi. Söylemekte elbette bir sakınca görmüyordu. Ama ilginç derecede utanıyordu.

Yerinden kalkıp Asya'nın yanına oturdu. Kolunu kardeşinin omzuna attı Aslı. "Hadi söyle ablana," dediğinde Asya gülmüştü. "Sen abla dememden hoşlanmıyorsun."

"Aksine hoşuma gidiyor ama çaktırmıyorum," diyerek göz kırptı Aslı.

"Ah Aslı, sen nasıl bir şeysin."

"Böyle..." dedi ve Asya'yı dizlerine uzanması için yönlendirdi. Başını Aslı'nın dizlerine bıraktı Asya. Şu anki ruh haline çok uygundu burası. Aslı nereden biliyor olabilirdi, Asya'nın ne zaman üzülse sıkılsa annesinin dizlerine uzandığını...

Biliyor olamazdı. Çünkü Asya annesi ile ilgili anıları Aslı'yı üzmemek adına hiç anlatmıyordu. Aslı annesinden bahsedilmesinden hoşlanmıyordu. Asya bunu görebilecek kadar zekiydi. Ona kızmıyordu. Kendince haklı sebepleri vardı.

"Abla?" dedi.

Aslı, sesin soru gibi çıktığını anlamıştı. "Evet ablası."

"Sen Yiğit'e aşık olduğunu nasıl anladın?"

Cümleden çıkardığı sonuç Aslı'ya göre tam olarak şuydu;'Ben Fırat'a aşık mıyım?' "Hmm, çok uzun hikaye ama kısa özeti hatta en kısa özeti Yiğit'i sevdiğimden bu yana gözümün ve gönlümün gördüğü tek erkek olması yeterli sanırım."

"Ne yani ben şimdi Fırat'tan başka birini sevemeyecek miyim?" Aklındaki buydu ama sesli söylediğini anladığında dilini ısırdı Asya. Aslı başka zaman olsa buna kahkahalar gülerdi. Şimdi zamanı değildi.

"Ow çok hızlı oldu. Daha ben seni çözecektim ama..." Aslı konuşurken Asya yerinden doğrulup elleriyle yüzünü kapattı.

"Söyledim değil mi?"

Aslı küçük de olsa gülüşünü saklayamadı. "Hem de şak diye. Neden bu kadar durgunsun bana onu anlat?"

Ellerini yüzünden çekti ve yerde oyuncularıyla oynayan Zeynep'e baktı. "Karşılığı olmayan bir aşk olabilir. Çünkü ondan hiçbir tepki, bir söz, bir bakış herhangi bir şey alamıyorum." Kendi sözleri kendi canını acıtmıştı.

Aslı da hemen hemen Asya gibi düşünüyordu. Fırat'tan Asya'ya uzatılan bir sevgi kırıntısı bile yoktu. İşte Aslı'nın yapamayacağı şey buydu. Kimsenin kalbine istemediği birini sokamazdı. Onun işi zaten bir olan kalplerdi.

 Gidemezsin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin