35. Haklısın Karıcım

54.5K 3.1K 452
                                    


Keyifli okumalar.

Artık düğünün bitiş vakti gelip çatmıştı. Neriman hanıma ağlamamasını, bunun Nazlı'ya zarar verdiğini kızlar anlatmıştı. O yüzden kısa bir veda gerçeklemişti. Abisi ve Aras'la sarılıp evliliğinin mimari olan üç kadına döndü.

"Size çok şey borçluyum. Başıma gelen en iyi şeylerden biri de sizsiniz. Siz ne küsmeyi ne de kızmayı bilmiyorsunuz. Allah sizi sevmek için yaratmış. Bende çok şanslıyım ki, kalbinizde yerim var biliyorum. Ama bende sizi çok seviyorum hatunlar."

Azra ki, ağlamamayı beceremeyen kadının gözleri dolmuştu. Hiç böyle bir konuşma beklemiyordu. Elini yüzüne hava verir gibi salladı. "Amma dramatize ettin. Bak ben ağlamam ama ağlarsam üç gün susmam."

Aslı ve Zeynep'te çok duygulanmıştı. Hiçbir zaman hiçbir şeyi karşılık bekleyerek yapmamışlardı. Ama bu konuşma yüreklerine dokunmuştu. Karahan karısının yanına gelip durdu. "Eşime yüzde bin beşyüz katılıyorum. Benim için siz başkasınız. Ne isterseniz boynum kıldan ince."

Aslı'nın gözyaşı firar etti gözlerinden. Eliyle sildi yüzünü...

"Bi defolun gidin lan, bu ne böyle," dedi Aslı.

Yiğit, gelip karısının belinden sarıldı. "Evet, siz bi gidin artık. Ne diye benim karımı üzüyorsunuz?"

Nazlı ile Karahan birbirine bakıp gülümsediler. Hayatta kardeş sahibi olmak şart değildi. İnsan gibi insan olan dostlar olmalıydı. Nazlı da Karahan da her ikisine de sahiplerdi. Turgut Kara yavaş ve çekingen adımlarla gelip Nazlı'nın karşısında durdu. Geline bakarken gözleri dolmuştu. Yıllarca bu anı beklemişti. Oğlu onu kabul etmeyebilirdi ama o oğlunu çok seviyordu. Nazlı da kayın pederine sevecen bakışlar yolladı. Tüm herkes onları izliyordu.

"Bu anı öyle çok bekledim ki, bilmezsin kızım. Üç kızım vardı. Dört oldu. Sende bana baba dersen beni dünyanın en mutlu kayınpederi ben olurum."

Karahan bu andan hiç hoşlanmamıştı yine de bozmak için de herhangi bir söz söylememişti.

Nazlı, "Ben ömrümde hiç baba demedim. Hiç kimseye baba demedim." Gözleri akmak için onu zorluyordu. Ve Nazlı'nın bu sözlerine Aras, Yiğit ve Neriman da gizli gizli ağlamaya başlamıştı. Bir babanın yerini hiç kimse dolduramazdı. Ama boşluğun yanına bir dolu cisim konabilirdi. Kendini toplayıp, "Ama diyebilirim zor olmasa gerek ... baba."

Turgut Kara'nın gözleri sevinçle parlamıştı.

Bu an Karahan'ı bile mutlu etmişti. Babasını kabul etmiyordu. Sevmediğini söylüyordu. Her şeyin tek suçlusu olarak ilan etmişti. Her evladın içinde olan, o doğuştan ölüme uzanan baba anne sevgisini tamamen silmeyi kimse başaramamış, Karahan da başaramamıştı. Kendi babasına baba diyen bu kadını kalbine daha ne kadar sıkıştırabilirdi? Emin değildi. Nazlı için her zaman bir boşluk söz konusuydu.

Nil, Duru ve Ruken de ağlama modunda eşlik ediyordu. Onların da annesi yoktu. Ve fark değişik değildi. Acı acıydı. Yokluk yine yokluktu.

Turgut Kara elini cebine atıp siyah kadife kutu çıkardı. Kapağını açıp Nazlı'ya çevirdi. "Bu benim eşimindi, çocuklarımın annesinin. Bir tek bunu ben sakladım;  Diğerlerini kızlar aralarında paylaştı. Bunu ona ben almıştım. İlk evlendiğimiz yıl dönümünde."

 Gidemezsin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin