24. Karanlık ve Güneş

44.1K 2.9K 479
                                    




Keyifle okuyun...


Ayaklarını yere ritmik şekilde vururken, kolları göğsünde bağlıydı Aslı ve Zeynep'in. Karşılarındaki kocaları çok ciddi göründü gözlerine. Kızlar için ürkmek veya korkmak imkansızdı. Ama belli bir yere kadardı. Koca, kocaydı. Eşlik böyle bir şeydi. Biraz senden biraz ondan. Hep bana hep bana da olmazdı.

"Sen aklını peynir zeytinle mi yedin?" dedi Aslı.

Yiğit halinden memnun ve rahat  görünüyordu. "Yok ben bal kaymakla yedim. O yüzden kafam bu şekilde çalışıyor," diyerek sırıttı.

Zeynep, "Ya sen, sen ne yedin, zıkkım falan mı?"

Aras kahkaha attı. "Ya hatun bitiyorum bu laflarına ama hayır zıkkım yemedim."

Ayaklarını yere vurdu Aslı. "Ben hayatımda hiç otobüse binmedim. Binmem! Binmeyeceğim!"

Yiğit sesini sertleştirip yüzüne de ciddi bir ifade takındı. "Bineceksin! Yoksa tüm arabalarına kredi kartlarına vs. tüm haklarına el koyarım. Seni de bu evden çıkarmam."

"Doktorum ben Yiğit. Kendi param var!"

Zeynep kendini beğenmiş bir eda ile, "Benim de kendi param var. Çalışıyorum bir kere ben," dedi.  Aras güldü. Telefonunu cebinden çıkarıp bir numarayı aradı.

"Eşimin tüm hesaplarını kapatın. Kartlarını iptal edin." Karısının gözlerinin içine baka baka konuşup  telefonu kapattı. Kızıl saçlarına yetişecek derecede öfkeden kırmızıya dönen Zeynep, Aras'ın üzerine atlayacakken Aslı tuttu.

"Dur! Madem öyle istiyorlar öyle olsun."

Yiğit tatminkar bir gülüşle karısına baktı. "İşte benim akıllı karım. Senin en çok akıllı halini seviyorum karıcığım."

Aslı kendinden emin görünüyordu. Otobüsün ne olduğunu bile bilmiyordu. Ama ne olurdu ki yani...  En fazla ne olabilirdi ki sonuçta pek çok insan toplu taşımayı kullanıyordu...

"Sağ ol aşkım. Nereye gideceğiz peki?"

"Şimdi biz Anadolu yakasında olduğumuza göre, Avrupa yakasına kadar yolculuk edeceksiniz. Biz sizi karşı tarafta ilk durakta bekliyor olacağız. Ama akşam beşte bineceksiniz."

Zeynep kaşlarını çattı. "Neden akşam beş?"

"Artık onu da binince ve inince öğreneceksiniz. Ha unutmadan üzerinize pantolon giyin."

Vardı bu işte bir hinlik ama hadi hayırlısı dedi Aslı.

Otobüse yan yan bakan kızlar önünde biriken insan kalabalığına da göz attı. Arkalarında duran kocalarına bakıp gülümsediler.

"Sakın belli etme Zeynep," diye fısıldadı Aslı. Zeynep daha bir sırıttı. "Deli misin tabii ki etmem."

Eliyle, "Git" işareti yaptı Yiğit. Aslı bakışlarını tekrar otobüse çevirdi.

"Ne yazıyor üzerinde?" diye sordu Zeynep'e.

"500 T."

"500 T ne kızım?"

"Ne bileyim lan yürü hadi," deyip adım attı Zeynep.

İtiş kakış otobüse bindiler. Bu bile onlara acayip gelmişti. Daha önce binmedikleri için her şey garipti. Bilmeseler de ve ne kadar uyanık olsalar da kendilerine oturacak yer bulamamışlardı. Kendilerine seçtikleri yerde ayakta dikiliyorlardı.

"Bu mu yani, ne var bunda? Aha da bindik," dedi Aslı.

"Hiç işte kendilerini akıllı sanıyorlar. Ne kadar sürüyor ya karşı tarafa? Böyle ayakta." Aslı'nın kulağına eğildi. "Kalabalık mı sanki Aslı..."

 Gidemezsin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin