Keyifli okumalar...
♾
Turgut Kara, kara gözlerini oğlunun ve Nazlı'nın üzerinde gezdirdi. Nazlı ile bakışları kesişti. Bu adamın gözleri Karahan'ın gözleriyle aynı renkti. Bakışları bile aynıydı.
"Ne işin var burada?" dedi Karahan. Nazlı babasını tanıyordu. Yani bir kez görmüştü yıllar önce.
Ama Karahan ve babası arasında olan hiç bir şeyden haberi yoktu. Onun babasına bu şekilde davranmasına anlam veremediği gibi, tavrı hoşuna da gitmemişti.
Turgut Kara oğlu gibi bir fiziğe sahipti. Uzun ve iri bir beden ve aynı yüz hatlarıyla baba ve oğul olduğunu bakan herkes anlardı. "Hoş bulduk oğlum," dedi. Karahan'ın sert çıkışını duymazdan gelerek.
Dişlerini sıkarak konuştu Karahan, "Burada ne işin var?!"
Arkasında duran adamlara baktı. Gereksiz gürültüyü çıkaran bunlar olmalıydı. "At köpeklerini dışarı, sen de çık git."
Turgut Kara ardındaki adamları başıyla yönlendirdi. Adamlar gidince Turgut Kara kapıyı kapattı. Nazlı öylece bekliyordu. Baba oğulun bu haline bir anlam vermemişti.
Karahan'a baktı. "Ben çıkayım," diyerek bir adım atınca Turgut Kara durdurdu. "Hayır Nazlı ben ikinizi görmeye geldim. Lütfen çıkma."
Nazlı kaşlarını çatıp baktı adama. "Neden? Anlamadım," dedi. Karahan sinirli haliyle masasına oturdu. Koltuğunu ters çevirip otelin arka bahçesine odaklandı. Oğlunun oturması üzerine babası da karşındaki koltuğa oturunca Nazlı da mecbur Turgut Kara'nın karşısına oturdu.
Çok gergin bir hava hakimdi ortama. Nazlı neyin içinde olduğunu bilmiyordu ama merak her yanını sarmıştı. "Ne konuşacaksınız?" diye sordu merakına yenik düşerek.
"Kaç aydır düğün haberi bekliyorum. Ama gelmedi. Gelip kendim sorayım dedim."
Nazlı'nın anlamsız bakışları adamın yüzünde gezindi. Kimin düğünü anlamamıştı. "Kimin düğünü?"
Turgut Kara Nazlı'ya gülümsedi. "Tabii ki sizin," deyince Nazlı'nın jetonu düştü. Oturduğu koltukta omuzlarını dikleştirdi. Ne diyeceğini seçmesi gerekiyordu. Ama aklına bir şey gelmiyordu. Kaldı ki karşısında oturan adam sevdiği adamın babasıydı. Karahan'ın tavrına anlam vermese de babasına karşı saygısızlık etmek istemezdi. "Biz ev..." sözünü tamamlayamadan Karahan koltuğunu çevirip babasına kızgın ses tonuyla, "Sana ne! seni ilgilendirmez," dedi.
Nazlı şok olmuştu. Bu adam herkese mi katıydı? Ne gibi gerekçe babasına bu şekilde davranmasına neden oluyordu? Bilemedi. Onların arasına girmek istemiyordu. Ama Karahan Nazlı'nın sabrını zorluyordu. Babasız biri için Karahan'ın yaptığı çok büyük hataydı. Ayıptı. Günahtı.
Babası oğluna kırgın gözlerle baktı. "Öyle konuşma, sen kabul etmiyor olabilirsin ama ben senin babanım."
Karahan yumruğunu masaya vurdu. Nazlı yerinden sıçradı. Ama Turgut Kara gözünü bile kırpmamıştı. Sıktığı dişlerin az sonra avucuna döküleceğini hissediyordu Nazlı. Nasıl bir öfkeydi bu?
"Benim senin gibi babam yok." Üzerine basa basa söylemişti Karahan. İçindeki öfkeyi hiç bir şekilde kusamıyordu.
"Karahan yeter!" Nazlı daha fazla kendini tutamamıştı. Nazlı'ya hiç bakmadı. Onun kendisini bu şekilde görmesini istemezdi ama görmüştü. Gizlemesi imkansızdı. "Aranızda ne var bilmiyorum ama ben gitsem iyi olacak." Yerinden kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gidemezsin
RomanceTüm hakları saklıdır. ******** G.S.A Serisi 1 okumanız tavsiye olunur. İki kitap birbirine bağlantılıdır. Tek de okuyabilir siniz ama anlama açısından size yardımcı olur. ♾ Belki, başka türlü olsaydık seninle. Başka bir iklimde başka bir takvimde...