"Birçok giden, memnun ki yerinden,
Çok seneler geçti, dönen yok seferinden..."Yahya Kemâl Beyatlı "sessiz gemi"
Düşüncelerimi bir kenara bırakıp tekrar ayağa kalkmaya çalıştım. Dediğim gibi sadece çalıştım. Fakat sonuç yine olumsuzdu. Hatta bu kez zorladığım içinde acımıştı. Bu durumda yapılacak en iyi şeyin tekrardan birilerine seslenmek olduğunu anladım. Daha doğrusu birisine. Çünkü tek seslenebileceğim kişi Firdevs ablaydı.
"Firdevs abla!"
Dedim sesimin desibelini yükselterek. Artık bu bağırışımı duymasını umut ediyordum. Seslenmemden yaklaşık bir dakika sonra Firdevs abla göründü. Telaşlı bir hâlde bana yaklaşıyordu.
"Kızım! Ne oldu sana böyle?"
Diyerek dizlerinin üzerine çöktü.
"Sadece küçük bir kaza Firdevs abla. Herhâlde ayağımı burktum."
Diyerek sesimi sona doğru alçaltmıştım. Nedensizce utanmıştım işte. Elini ayağıma doğru getirdi.
"Dur bir bakayım kızım"
Dedi. Üzerinde oluşan tepki hâlâ varlığını koruyordu.
"Yok Firdevs abla mühim bir şey değil. Sen sadece benim kalkmama yardımcı ol, yeter"
Diyerek elimi, ayağımın üzerine koydum. Başıyla onaylayıp beni kaldırmaya çalıştı. Bende iki kolumla ondan güç alarak kalkmaya çalıştım fakat ayağımın üzerine basamadığım gibi tekrar eski konumuma döndüm.
"Yok bu böyle olmaz. Hastahaneye gitmemiz gerek. Sen iki dakika bekle ben şoföre söyleyip geleyim."
Dedi ve apar topar gitti. Bir şey söylememe bile izin vermedi. Ah Mihrima ne sakarsın sen ya hu!
Öylece durmuş Firdevs ablayı beklerken merdivenlerden ayak sesleri işittim. Kesin Melih'ti. Ah şimdi beni böyle görecek ve kesin dalga geçecek sonra da arkasında sinir küpüne dönmüş bir kız bırakıp gidecek.
"Mihrima? Kızım ne oldu sana?" düşünce havuzumdan çıktım ve bunu diyen kişiye baktım. Bendeki de şans işte. Karşımda bir bana bir de elimle tuttuğum ayağıma şaşkınlıkla bakan Ali dede vardı. Hah bir tek Ali dedeye rezil olmamıştım o da oldu.
"Merdivenlerden çıkarken ayağımı burktum." Dedim. Ah bu sona doğru sesimin kısılmaları yok mu.
"Hay aksi." dedi ve kolundaki saate baktı.
"Şimdi benim bir yere gitmem lazım. Seni birisi hastahaneye götürsün kızım. Şoför beni götüreceği için seni bizim veletlerden birisi götürsün" dedi ve Sait diye bağırmaya başladı.
Yok artık! Beni Sait mi götürecek? Ah Ali dede ne yaptın?
Ali dede bağırıyordu fakat ses seda yoktu. Son kez Sait dediğinde Birisi Ali dedenin yanına geldi. Fakat bu Sait değil Melih'ti. Onu görmemle başımı önüme eğdim. Şimdi kesin içinden benimle dalga geçiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORAKİ HİZMETÇİ
Spiritüel© Telif hakkı yazara aittir. "Neden ismin Mihrimah değilde Mihrima?" Bu sorduğu soruyla birlikte kafamı sağ tarafa çevirdim. Şaşırmıştım açıkçası. Hele de bu Melih olunca normaldi yani. Ben ona o da karanlığın hüküm sürdüğü, sadece ayın varlığını gö...