Bukowski:
"Düştüğümüz kuyular sandığımız kadar dipsiz değil aslında, tutunmaya çalıştığımız ipler çok kısa."***
dersler oldukça sıkıcı giderken diğerleride benim gibi aynı durumda kalmışlardı. Sonunda zil çalarken rahatlayıp yanımda daha ilk günden uyuklayan kumsala baktım. Gülerek
bir kaç defa ona dokundum. Uyanıp
etrafına bakarken kabus görmüş gibi
kafasını geri koydu."Olamaz hala bitmemiş!"
Ona gülerken sınıftan tanıdığım emre bana seslenerek
"Mısra! Gelsene" dedi.
kumsala dokundum. Oda oflayıp kalktı ve beraber emrelerin yanına gittik.Sınıfın böyle toplanması hoşuma giderken emre ortaya geçti.
" Aramıza yeni geldin. E haliyle tam tanışamadık bir kaç sorumuz var"
dedi. Bende sırıtıp kafamı salladım.
Buse hemen öne atladı."Saçların doğal mı?" Diyince kumsal gözlerini devirdi.
"Evet doğal" dedim. O sırada orkun yanımıza geçti.
" Sesin güzel mi?"
soru karşısında bir şey söylemedim.
Kumsal da bana merakla bakarken boğazımı temizledim."Daha önce söyledim ama bilemem"
dedim. Emre kaşlarını kaldırdı ve ellerini açarak geri çekildi."Hadi söyle o zaman bizde güzel olup olmadığına karar verelim" dedi. Elim enseme gitti.Tedirgin olmuş avuç içlerim şimdiden terlemeye başlamıştı.
"Şimdi mi?" Dedim şaşkın bir şekilde.
Emre omuz silkti."Neden olmasın hadi mısra!" Dedi ve sınıf adımı bağırarak onunla beraber tezahürat yapmaya başladı. Güldüm ve elimi dur işareti yapınca sustular. Kumsal gülerek bana bakarken yerimde doğruldum.Elimdeki kalemle ritim yaparken gözlerimi kapayıp söylemeye başladım. Kimse yokmuş gibi öylesine soyutladım kendimi.
- Can Güngör (dinleyin mutlaka)
Yalnız ölmicem di mi
Böyle sessiz sessiz
Solup gitmicem di mi
Sokakta düşkün biri
Bir kuytuda bulunmuş
Ben kaybolmıcam di mi
Bahçede çiçek solmuş
Soğukmuş ve susuzmuş
Bir tek ne var açıkta
Halatından kurtulmuşTepede kuyuymuş
Yağmursuz kurumuş
Gökyüzünde bir martı
Sürüsünden kovulmuş
Öyle olmıcam değil miSesim titremeden şarkıyı bitirirken
derin bir nefes alıp kapattığım gözlerimi araladım. O sırada sadece kendi sınıfım değil diğer sınıflarında beni dinlediğini farkettim.Herkes birden alkışlayıp ıslık çalarken
yanaklarım yanmaya başladı. Kumsal bana sarıldı ve kulağıma,"Çok iyiydin"dedi. Ona gülümseyip teşekkür ettim o sırada gözüm kapıya takıldı. Uraz denen çocuk ve arkadaşlarıda duvara yaslanmış beni dinlemişlerdi. Gözlerimi ordan çekip ıslık çalan emreye baktım.
"Harikaydın kanka!"
Onun bu deli hallerine gülerken diğerleride bana eşlik etti. Orkun yine ortaya atladı.
"Benim sayemde bir yeteneği daha keşfetmiş olduk ne hayırlı ne mübarek insanım" diyip kendi egosunu konuştururken onun bu haline gülmeden edemedik.Buse o sırada orkunun kafasına vururken arkadan derya çıktı.
"Annen baban bu yeteneğini biliyorlar mı? açıkçası gurur duyarlardı. Benimkiler sırf keman çalıyorum diye
kutlama yapmışlardı" dedi ve herkes
kıkırdadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENFONİ
ChickLitKapak Tasarım: Sayyldzx Düşünmeden yaşadığımız bu hayatın bedelleri bir çoğumuza ağır gelirken verdiğimiz kararlar kalbimizi yorabilecek bir gerçeklikle dolup taşıyordu. İnsanlar ve içinde bulunduğumuz dünya koca bir boşluktan ibaretken bencil yaşam...