Livaneli;
"Aşk,bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir."Multi: Toprak Kayahan
***
Günler günleri haftalar haftalar kovalarken sadece yerimde yatıyor bir zamanlar aşık olduğum gecenin kafamdaki senfonisine eşlik ediyordum. Öylesine izliyordum her şeyi. Aynalara bakmak bile bazen zor gelirken sadece nefes alıyordum. Yaşamam için gerekli mücadelemi verme savaşım gün geçtikte içimde olan hevesi yavaş yavaş yıkarken ardında bırakan felaketi yanımda olan aileme, kardeşlerime zarar veriyordu.
İnsan kendini bir 'felaket' olarak görebilir miydi?
Evet hemde fazlasıyla.
Bazen öyle bir şey oluyordu ki felaket tanımını verebileceğimiz her şey, her kelime onu geçiyordu.
Yalnız gelmiştim buralara şimdi ise gecenin o sevdiğim karanlığından korkuyordum. Gözlerimi belki ilk defa kapattığım zaman açamayacağımı düşünüyordum.
Ölüm hiç bu kadar yakın gelmemişti.
Onca zaman yaşayıp gittiğimiz hayatta bazen yanımıza yakın olan ve her an gerçekleşmeyi bekleyen ölümden bir haberdik. İşte asıl felakette buydu.Hiçbir şey göründüğü gibi değildi ve biz acizliğimiz ile beraber büyüyüp giderken tadmadığımız duyguların alışılmış birer köleleriydik.
Gözlerimi bir kaç saniye kapattım ve önüme koyulan ilaçlarıma uzun bir süre baktım. Ardından derin bir nefes alıp uzandım ve ilaçlarımı içtim.
Kalkıp üzerimi giyindikten sonra bahçeye çıktım. Yeni açmış çiçeklerin yanına oturup kokusunu uzunca içime çekerken arkadan bir gürültü koptu. Korkuyla arkamı dönerken batunun yaşlı gözlerine ve gülümseyen suratına baktım.
Ardından elinde telefonla gelen teyzeme...
"M..Mısra!" Dedi nefesler içinde batu.
Hem ağlıyor hemde gülüyordu. Korku ve tedirginlikle ayağa kalkıp ikisine bakmaya başladım."Uygun ilik bulundu!" Dediği an gözlerimden yaşlar süzüldü. Yutkunmak o an zor gelirken bedenime sarılan kollarla kendime geldim. Ağzımdan çıkan kahkahaya engel olamadan bana sarılan batuya sıkı sıkı sarılarak karşılık verdim.
Ondan ayrıldığım anda teyzemin sıcacık kollarına sarıldım ve derin bir nefes aldım. İçimde yeniden yeşermeye başlayan umutlarla mutluluk göz yaşlarım birbirine karışıyordu.
Yere çöktüm ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Belkide onca zaman sonra aldığım en iyi haberdi.
"Hadi gerekli olan eşyalarını alalım." Diyen teyzem beni sıkıca tutup kaldırdı. Alnıma bir öpücük kondurup hızlı adımlarla çantayı aldı. Batu arabayı çalıştırırken binip kemerimi taktım.
derin nefesler eşliğinde hastaneye giderken gülümsemeden edemedi.
Bitiyordu her şey.
gözlerimi açtığımda araba durdu ve hızla hastaneye gittim. Doktor bey gülümseyerek yanıma gelirken çoktan ameliyat için hazırlanmaya başlamıştı herkes.
"Sakin ol bunu atlatacaksın." Diyen doktora son bir umutla baktım. Ve teyzemle batuya ardından sonradan gelen kumsal ve toprağa veda ettim.
***
Gözlerimi açtığımda beyaz ışığın gözüme ulaşmasıyla beraber tekrar geri kapayıp bir kaç kez kırpıştırdım.
Elimi sıkan bir el ile soluma dönerken gözünde yaşlarla bekleyen teyzemi gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENFONİ
ChickLitKapak Tasarım: Sayyldzx Düşünmeden yaşadığımız bu hayatın bedelleri bir çoğumuza ağır gelirken verdiğimiz kararlar kalbimizi yorabilecek bir gerçeklikle dolup taşıyordu. İnsanlar ve içinde bulunduğumuz dünya koca bir boşluktan ibaretken bencil yaşam...