Vince ile biraz dolaşıp eve geçmeye karar vermiştik.
"Sence çirkin miyim?"
Vince güldü. "Benim dememle çirkin olamazsın Felisha."
Ona doğru baktım ve elimdeki kahveden yudum aldım. "Genel olarak söyle."
Vince derin bir nefes aldı. "Bilmiyorum Felisha. Lisede herkesin çirkin diye arkasından konuştukları kızla iki yıl çıkmıştım. Ve bana çirkin gelmiyordu. Tatlı geliyordu. Onunla yaptığımız sohbetler çok güzel geliyordu."
İç çektim. Vince'i o şekilde düşünemiyordum. "Gerçekten mi?"
Vince kafasını salladı ve kahvesinden bir yudum aldı. Dudaklarımı yaladım. "O kız ile bir daha görüşmedin mi?"
"Bir kez görüştüm. Evlenmişti. Evlendiği karşısına çıkmak ya da konuşmak gibi bir yüzsüzlüğe girişmedim."
Kafamı salladım. Birden onun lise dönemini merak ettim. Sokakta öylesine yürürken, kadınlar sürekli Vince'e bakıyordu. Vince ne kibirli ne de ego yığını... Sadece dümdüz karşıya bakıyor, etrafından sıyrılmaya çalışıyordu.
"Calum ile aynı lisede miydin?"
Vince derin nefes aldı. "Ben Calum'dan üç yaş büyüğüm. O yüzden onu fazla görmüyordum. O da zaten sürekli olarak Aphrodite ileydi."
"Aphrodite ile aynı yaşta mı?"
"Hayır Aphrodite benimle aynı yaşta."
Kaşlarımı çattım. O da açıklama gereği yapmak ister gibi konuştu. "Aphrodite peşimi bırakmıyordu. Zaten hiç kimse ile anlaşamıyordu. Lisede de güzel bir kızdı ama kimse onu yanında istemiyordu. O da hevesli değildi zaten. Bir gün Aphrodite bisikletini çocukların elinden almaya çalışıyordu. Aphrodite'e şunu söylediler 'Eğer bize oral yaparsan seni her gün eve arabayla bile bırakabiliriz.' Calum, bunu duydu. O koşmaya başlayınca ben de koştum. Choun'da geldi. Choun'un burnu kırıldı fakat onları iyi benzettik. Calum ile Aphrodite o zamandan beri çok yakın arkadaşlar. Aphrodite ile konuşmak zordur, alışacaksın."
Güldüm. "Vay canına güçlü biri gibi duruyor."
Vince güldü. "Çok ama çok farklı bir kadındır. İlk başlarda garipseyebilirsin çünkü zengin erkeklerle çıkar, paralarını alır ve onlardan ayrılır."
Güldüm. "Ailede kim normal ki, arkadaşlarınızın sıradışı olmasına şaşırayım?"
Bana baktığı anda sol gözünün kenarınsa olan dövmeye baktım. "Biliyor musun bu dövmeden ben de istiyorum."
Vince gülümsedi. "Bak seni hayatın gerçeği ile tanıştırayım. Ben de daha güzel duruyor."
Kafamı salladım. "Haklısın."
&
Eve geldiğimizde Vince birde kapıda durdu. Nefesini verdi ve saçlarını geriye doğru attı. Daha sonra kapıyı açtı. Eve girdiğimizde Calum yemek masasında durup beni izledi.
"Saatin kaç olduğunun farkında mısınız?"
Vince sakince konuştu. "Pranga mı takacaktın?"
Calum küçümsedi. Eve doğru girdiğimizde Aphrodite koltuktan kalktı. "Nişanlın mı?"
Calum gülümseyerek yerinden kalktı. "Bahsettiğim iyi kız bu."
Aphrodite ayaklandı. "Ah, ne kadar bebek surat olsan da asla kabul etmezdim."
Vince, Aphrodite, Calum ve ben artık sırların içindeydi. Bir gün bu sırrı herkes öğrenecek diye korkmaya başladım. "Ben de kabul etmedim. Ama iş artık duş kabinime kadar gelmeye başladığında dur demenin zamanıydı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flatmate
Fanfiction"Yarısı benim, yarısı senin." Ellerini kaldırdı. "Bir sorum olacak, eğer evin sana ait olan tarafına geçersem ne olur?" "Kafanı klozete sokar ve evi ateşe veririm." @lineofsight her şey senin için