15

7.7K 636 104
                                    

Bavulumu aldıktan sonra Calum'a baktım. İngiltere'deydik. Harika(!) New Castle'a gidecektik. Dudağımı ısırdım. Gerçekten bunu yaptığıma inanamıyordum. Calum cebinden gözlüğünü çıkarttı ve gözlerine taktı. Tamamen farklıydı. Yavaş adımlar atarken bana yavaşça baktı.

"Fish, hazır mısın?"

"Neye?"

Gülümsedi ve önüne döndü. Havaalanından çıkarken tam üç kişi bize doğru geldi. "Hoş geldiniz efendim."

Bir adam hızlıca Calum'un elindeki taba bavulu aldı. Biri bana doğru geldi. "Hoş geldiniz hanım efendi."

Kafamı salladım. "Teşekkür ederim."

Elimdeki bavulu aldı. "Ah ben taşırdım, sağolun."

"Lütfen izin verin."

Elimdeki bavulu aldı ve diğer adamla hızlı adımlarla arabaya doğru yürüdüler. Bir adam tam yeşil hız arabasının önünde duruyordu. Anahtarı Calum'a doğru uzattı. "Evinize hoş geldiniz efendim."

"Teşekkürler Charlie."

Charlie kafasını salladı. Calum derin bir nefes aldı ve yeşil arabasına sarıldı. "Fishter seni özledim!"

Şaşkınlıkla ona baktım. "Bana arabanın kısaltması ile mi sesleniyordun?"

Calum bana döndü. "Başka nasıl ismini aklımda tutabilirim sanıyordun?"

Gözlerimi devirdim ve arabasının kapısını açtım. Calum bağırdı. "Nazik davran! Canını acıttın."

"Kes sesini."

Arabanın içine girdiğim anda, zenginlik hissi rahatsızlık verdi. Deri koluğa dokunurken, Calum arabanın içine girdi. Anahtarı taktığı anda arabanın içi mor led ışıklarıyla süslendi. Ona baktım. "Bu hayatı itip, Sidney'de benimle yaşamaya mı karar verdin?"

"Tanrı'ya olan inancın arttı değil mi?"

Kıkırdadım. Emniyet kemerimi taktıktan sonra Calum nefes aldı ve gaza bastı. Kollarımı öne doğru uzattım. Hafif uzun olan saçlarım birden önüme doğru geldi. Kızgınlıkla kendimi arkaya verdim ve yolu izledim. Başka bir telefon çıkarttı. Elbette son modeldi. Telefonu açtı ve ahize moduna aldı.

"Calum, neredesiniz?"

Calum gülümsedi. "Geliyoruz Choun."

Birden endişeli bir şekilde konuştu. "Dostum burada hiç iyi şeyler olmuyor."

Konuşma durdu ve birden birkaç kişi eklendi. "Calum, naber? Imm, buraya hemen gelmen lazım."

"Naber Vince?" dedi Calum.

"Ben iyiyim Cal ama sen olmayacaksın."

"Ah çok tatlısın çok rahatladım."

Vince konuştu. "Ben sadece önceden söylüyorum."

"Tamam geliyorum. Görüşürüz."

Calum telefonuna dokunup, konuşmayı kapattı ve bana döndü. Dudağını yaladı ve güneş gözlüğünü hafif aşağıya indirdi. "Herkese isminin Fish olduğunu söyle."

Güldüm. "Demek evde olaylar var. Seninle olan ilginç hayatımda hiç rastlamadığım şeyler (!)"

"Her şeyi dinlemişsin Fish."

Omuz silkip gülümsedim. "Ne ile karşılacağımı bilmeliyim."

Calum gözlerini kıstı. Bir şey söyleyecekti fakat vazgeçti.

FlatmateHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin