Erik odadan çıktıktan sonra aşağı bodruma inerek malzemeleri kontrol etti. Hepsi yerinde duruyordu. Bir bilgisayar çantasına sarı paketleri doldurarak hızla çıktı soğuk ve kötü kokulu bodrumdan.
Rose'u götürmek zorundaydı. Çünkü nasıl biri olduğunu anlamasını istiyordu. İleride intikam planlarının ne yönde olduğunu da bilmeliydi. En azından Erik'in düşünceleri bu yöndeydi.
Elindeki çantayı yere bırakarak üzerine kalın bir mont geçirdi. Hava iyice soğumuştu. Çantayı alarak evden çıktı ve arabaya bindi. Rose'u bekliyordu. Bu kızı sürekli beklemek zorundamıydı. Bazen çok saf olabiliyordu.
Erik bazen ciddi anlamda ondan iğreniyordu. Gözlerini kapatacağı sırada Rose çoktan arabaya binmişti. Josh arabayı çalıştırarak gerekli adrese doğru sürdü. Dikkatli ve hızlıydı. Bay Oswald'ı kızdırmak istemezdi.
Rose arabaya bindiğinden beri Erik'e olan nefretini hatırlayıp duruyordu.
Böylesi bir varlık nasıl olurda insanların kendinden nefret etmesini sağlayabilirdi?
Kendini rahatlatmaya çalışarak arkasına yaslandı. Bu yolculuğun ne kadar süreceğini bilmiyordu.Erik'e döndüğünde onun çoktan arkasına yaslanıp gözlerini kapattığını gördü. Kucağında da bir bilgisayar çantası vardı. Kafasını iki yana sallayarak gözlerini kapatıp dinlenmeye karar verdi.
Araba iki saat sonra bir inşaat alanının taşlı zemininde durunca arabadan indiler. Rose ne yapacağını bilemeyerek Josh'ın yanında dururken, Erik bagajı açıp uygun silahı alarak beline yerleştirdi.
Bagajı kapatıp çantayı sıkıca tutarak ilerlediğinde Josh ve Rose da peşinden gelmişti. Merdivenlerden çıkarak karşılarında duran ceketli adamlara baktı Rose, bu yarım kalmış inşaat alanında ve de bu adamlarla hiçte tekin bir yerde gibi görünmüyordu.
Pencerelerle kapı görevi gören boşluklar naylonlarla kaplıydı ve sürekli kendini belli eden rüzgar bu naylonları havalandırıyordu.
Josh ile beraber geride durarak Erik'i izledi. Karşısında duran adamında en az Erik kadar cüssesi vardı."Bizde yollarını gözlüyorduk." dedi adam tüm alaycılığı ile.
Rose tiksinerek yüzünü buruşturdu. Erik'in yüzünü göremiyordu ama bu hareketi onunda yaptığını umdu.
"Yeşil paketler hazır mı Larry?" diye sordu adamın az özceki cümlesini umursamayarak. Larry yanındaki korumaya bir baş işareti yaparak yaklaşmasını emretti. Elindeki çantanın kilidini açtığında içinde düzinelerce para vardı.
Erik'te elindeki çantayı açarak Josh'a verdi ve Josh çantayı alarak içindeki beyaz tozlarla beraber adama doğru ilerledi. Çantalar değiş tokuş edildiğinde Larry'nin gözleri şüpheyle kısıldı.
Bu kızı gözü bir yerden ısırıyordu.
"Bu da bir başka paket mi dostum?" dedi Larry gözleriyle Rose'u işaret ederek. Rose yutkunurken Erik hiçbir tepki göstermemişti.
"Diğer paket nerede Larry?"
"Seni bekliyor, yukarıda."
Erik başını sallayıp merdivenlere yöneldi. Josh ve Rose onu takip ederken Larry ve adamları binayı terketmişti bile.
Yarım kalmış inşaat binasının dördüncü katına çıktıklarında Erik istediği buymuşçasına gülümsemişti.
Arkasından gelen Rose Sandalyede oturan yarı baygın kadına baktığında şaşırarak gözlerini kırpıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İTAATKAR #Wattys2018
Teen FictionDominant köle ilişkisi ASLA yoktur. Kitap isminden öyle anlaşılabilir. Hepimizin içinde birer şeytan uyukluyor. Kimisininki uyanık, kimisinin ki de uyumaya devam ediyor. Şeytan gözlerini açtığı anda avuçlarına düşüyoruz, o avuçtan çıkmak için ona i...