{20}~ZEMHERİR~2

6.1K 266 22
                                    

Ve bam!

Bir silah sesi. Tüm düşündüklerime cevap olarak arabanın içinde yankılanmış, bakışlarımızı önce eğil sonra da arkaya çevirmemizi sağlamıştı.

Kısa bir çığlık atıp bakışlarım Erik'e dönerken neler olduğunu daha çok merak etmiştim. Hislerimde yanılmamıştım. Kaçar gibi bir halimiz olduğunu biliyordum.

Torpido gözünden bir silah çıkarıp otomatiğini açarken gözlerinde eğlenen parıltılar kendini göstermişti yine. Dikiz aynasından arkaya kısa bakışlar atıp gazı köklemiş ve silahı kucağına koyarak arabayı daha da hızlandırmıştı.

Bakışlarımı araba kapısındaki aynaya odakladığımda iki arabanın arka arkaya bizi takip ettiklerini gördüm. Camlardan silahlı eller çıkmış, bize ateş ediyorlardı. Oturduğum koltuğa gömülerek kendimi güvenceye aldım.

"Erik ne oluyor? Neden ateş ediyorlar?" Gözlerini bana çevirip ardından tekrar yola odaklamıştı.

"Satranç oyununda kale, tek şahı almaya çalışıyor." dedi dikiz aynasına bir kez daha bakarak. Atılan kurşunlar hızımızdan dolayı henüz arabaya isabet etmemişti. "Yanlış bir hamle yaptığının farkında değil."

"Ne diyorsun ya sen!Anlamıyorum!" dedim arabanın içini bir melodi doldururken.

Çalan Erik'in telefonuydu. Tek eliyle direksiyonu tutarak cebinden telefonu çıkarıp açtı. Silah sesleri kesilmişti. Adamlar ateş etmeyi bıraktıkları halde peşimizi bırakmamışlardı.

"Oyunu yanlış oynuyorsun." dedi gözleri ile aynadan arkada ki adamlara bakarak. Telefondan bir kaç bağırış geldi. Ne dediğini anlayamadan Erik telefonun sesini kısmıştı.

"..."

"Alamazsın, seninle bir anlaşma yapalım."

"..."

"Ne olduğunu çok iyi biliyorsun."

"..."

"Artık değil." dedi bana kısa bir bakış atıp kaşlarını çatarak. Karşı tarafın söylediği şey onu sinirlendirmiş gibiydi. "Oyunu ben başlattım, ben sonlandırırım." deyip telefonu kapatmıştı. Başka bir numarayı tuşlarken oldukça sinirliydi.

"On iki tane gönderin peşimizden." dedi telefondaki kişiye. Ardından kapatıp hırsla telefon gözüne atmıştı. Silah sesleri arabanın içinde tekrar yankılanırken Erik, arabanın tavanında ki camı düğmelerden birine dokunarak açmıştı.

"Direksiyona geç." dedi bir eliyle kucağındaki silahını tutarken. Ona kaşlarımı çatarak bakmıştım.

"Ben yapa-"

"Geç şu direksiyona!" dedi bağırarak. "Burada ölmek mi istiyorsun! Aptal! Şimdi gel buraya!"

Kalbimin atışı oluşan adrenalin yüzünden hızlanırken dediğini yapıp emniyet kemerimi çıkararak koltuktan kalkıp onu kucağına oturur gibi yapıp direksiyonu tuttum.

Oda altımdan çıkıp arabanın orta boşluğuna geçerek tavanda ki camdan çıkıp ateş etmeye başlamıştı bile. Bende koltuğa iyice oturup direksiyonu sıkıca kavradım.

Arabanın silecekleri ön cama takılıp eriyen karları sürekli temizliyor, dikkatimi dağıtıyordu. Gaza basarak karlı yolda biraz daha hızlanırken nereye gittiğimizi bilmiyordum.

"Yavaşla!"

Dediğini yapıp yavaşlarken aynalardan arkaya baktım. O sırada Erik eğilip torpidodan bir şarjör daha alıp takmış, yolcu koltuğunun camından çıkarak arabaların tekerleklerine ateş etmişti.

İTAATKAR #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin