Adımlarımı hızlandırarak restaurantın çıkışına yöneldim ve duyduğum sesle kafamı o yöne çevirdim.
"Rose?"
"Efendim Ted?"
"Akşam her zaman ki kulübe gidiyoruz sen de gelmek ister misin?"
Düşündüm. Bu gün olanlardan sonra küçük bir kaçamak iyi gelebilirdi. Kafamla onayladım onu.
"Evet geleceğim."
"Tamam seni alırım. Saat onda görüşürüz.
"Görüşürüz Ted."
Restauranttan çıkarak hızlı adımlarla evin yolunu tuttum. On beş dakika sonra eve gelerek Sally ile yemeğimizi yedik. Kısa bir duş alarak dolabımın karşısına geçtim ve giyeceğim elbiseyi seçmeye başladım.
Fazla mini olmayan ama belime kadar derin sırt dekoltesi olan siyah elbiseyi yatağımın üzerine bıraktım. Saçlarımı düzleştirip açık bıraktım aynanın karşısına geçerek zaten kırmızı olan dudaklarıma, hafif bir mat kırmızı ruj ve gözlerime de ince eyeliner sürerek makyajımı tamamladım. Elbiseyi ve dolgu topuklu ayakkabılarımı giyip küçük siyah çantamı aldım ve odadan çıkarak Sally'nin yanına gittim. Bu gün kafa dağıtmak istiyordum ama dağıtabileceğimden pek emin değildim.
"Gelmek istemediğine emin misin Sally?"
"Evet Rose eminim sen git." diyerek gülümsedi ve yanağıma bir öpücük kondurdu. Telefona gelen mesajla Sally'den ayrılarak mesajı okudum.
Kimden: Ted
Bekliyorum;)
Evden çıkarak Ted'in arabasına binmemle ıslık çalması bir oldu.
"Fıstık gibi olmuşsun." dedi arabayı çalıştırırken.Ted'in bir gay olduğunu bildiğim için bana yaptığı iltifatlarda kızarmıyordum.
"Teşekkürler." dedim tebessüm ederek. "Sen de fazla yakışıklısın."
"Her zamanki gibi." dedi beni dalgaya alarak.
Yoldan Emma ve Beth'i alarak Kulübe geçtik Jason ve Suzi klüpte karşıladı bizi.
Biralarımızı yudumlarken masada koyu bir sohbet tutuşmuştu. Etrafımı gözetlerken köşede L koltukta yayılarak oturan bu günki adamları gördüm. Michael ve gri gözlü adam, gri gözlü dev demek daha mantıklı geliyordu ama. Cüssesinden dolayı. Gözlerim nedensizce üzerlerinde dolaştı.
Daha sportif bir şekilde giyinmişlerdi. Adamın gri gözlerinde tuhaf bakışlar vardı. Bana ettiği halareti hatırlayınca dişlerimi sıktım. Fakat bu adam fazlasıyla göz alıcıydı.
Gözlerimi kaçırıp etrafa bakındığımda bakışlarım ister istemez orayı buldu. Yüzü bana dönüktü ama vücudumu süzüyordu. Bakışlarımı üzerinden ve yanındaki kızlardan çekerek arkama dönüp masadakilerin sohbetine ortak olmaya çalışmıştım. Böyle insanı gözleriyle süzen insanlardan nefret ediyordum.
"Sence Rose?"
"Ha?" dedim bakışlarımı Ted'e çevirerek. Ne söylediğini anlamamıştım yüksek müziğin sesi yüzünden.
"Kevın çalışanlardan birisinin çıkarılacağını söyledi. Adam patrona rüşfet teklif etmiş çalışanın çıkartılması için. Sence kimi çıkartırlar?" dedi yükses sesle bağırarak. Ben de sesimi duyabilmesi için bağırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İTAATKAR #Wattys2018
Fiksi RemajaDominant köle ilişkisi ASLA yoktur. Kitap isminden öyle anlaşılabilir. Hepimizin içinde birer şeytan uyukluyor. Kimisininki uyanık, kimisinin ki de uyumaya devam ediyor. Şeytan gözlerini açtığı anda avuçlarına düşüyoruz, o avuçtan çıkmak için ona i...