Bölüm şarkıları:
Model- Şimdi sende herkes gibisin.
Cem adrian- anlat onlara
Cem adrian- herkes gidermiYaz çocuk bu gece ismimi yollarına bu kente. Anlat ne demekmiş kazı caddelere. Aşk bu gece şehri terk etti.
Çal çocuk bu gece şehrin tüm kapılarını hüzünle.
Islak kelebekler bırak ellerine, söyle;
Aşk bu gece şehri terk etti. "Kal" duymayı bekledi. "Git duymayı değil de... Sadece sevilmeyi istedi
Bu onun suçu değil de... Döküldü bu gece yağmur gözlerine, eline, yüzüne
Al ısıt, elleri çok soğuk kapat göğsüne
Çarpıyor yüzüne rüzgar ellerine, saçına, tenine. Sev onu, kalbi çok çok soğuk ısıt göğsünde..Bütün hislerimi bir torbaya koyup uçurumdan attım yavaşça. Torba ağır bir çekimle denize düşüp köpük çıkararak yüzeye, görünürden kaybolmuştu. Arkasından bakmaya devam ettim.
Duygularım ve gün yüzüne çıkmamış itiraflarım bile hislerimle birlikte gözden kaybolmuşlardı. Bir ben bırakamamıştım şu yaşamı hala. Neden ve ne içindi bilmiyorum.
Ruh halim ağır bir depresyon halindeydi şu sıralar. Ama anlıyordum. Aren'di terk edemeyişlerimin sebebi. Onun için. Ona zarar gelmemesi için yapmıştım her şeyi.
Gözlerimi yavaşça açarken haklı olduğumu biliyordum. Ve Aren için terkedecektim bu şehri. Bir hiç yerine koyduğum insanların bana yalan söyleyip, benimle oyun oynayarak hayatımı bir harabeye çevirip bok etmeleri yüzünden değilde, Aren için terk edecektim işte.
Kafamı eğip gözlerine baktım. Oda karanlıktı. Perdenin aralığından yansıyıp odanın neredeyse hiç bir yerini aydınlatamayan ay ışığı bile ondan utanmalıydı. O kadar güzel ve özeldi ki tarif edemiyordum.
Bu gümüşi gözler bana böyle bakarken bu bakışları asla unutamayacaktım. Derin bir nefesi hapsettim ciğerlerime. Aldığım nefesle karnım şişmiş ve sessiz bir nefesi havaya bırakmıştım.
Gece çok güzeldi. Ve bir daha hiç unutamayacağım bir geceyi yaşatmıştı bana. Parmakları bedenimde gezinirken kendimi ona bırakmıştım. Başımı çevirerek daha dikkatli baktım yüzüne. Mükemmeldi.
Sıcak kolları beni sararak başını göğsüme koymuştu. Yüzünde mutlu bir ifade vardı. Oysa ben hiç mutlu değildim. Bu anı zihnime oturup duracaktı. Bir gün gelip uzaklaşarak gittiğimde bunlar zihnimin raflarından birer birer çıkıp göğsüme yansıyacaktı ve ben orada bir sızı hissedecektim.
Büyük veya küçük. Sızı sızıydı işte. Yapmamalıyım dediğim şeyleri yapıyordum. Bu gece için pişmandım. Yerimde başka birisi olsa bu geceyi en iyi şekilde değerlendirir ve tekrar tekrar yaşamak isteyebilirdi bu adamın tattırdığı duyguyu.
İçimdeki sürtükte böyle olsun istemişti başlarda. Ardı ardına aynı hazzı almak. Ama ruhum yıkık döküktü, harabeydi. Çünkü biliyordu ki bu anılar bende ömür boyu yaşayacaktı. Unutmayacaktım. Hiçbir zaman unutmak istemeyecektim belki de.
Çok zordu. Her şeye rağmen yaşmak ve ayakta kalmak o kadar zordu ki, her bir direnişte fazlasıyla güç kaybediyordu insan. Her zorlukta psikolijik olarak zayıflıyordu.
Yaşamak çok zordu.
Önceden nasıl yaşıyordum bilmiyorum. Ama şuan için yaşamak benim için tamamen bir savaştı. Sorun ve gereklilikti öncelikte. Ama direniyordum. Direnmeye çalışıyordum oğlum için.
Bana kalsa bu şehri erkenden terkeder, kaçar ve başka bir yere giderdim.
Ama artık Aren de benimle birlikteydi. Kaçıp giderdim ama Erik'in peşimden gelmesinden korkuyordum. Gelip ve Aren'e bir zarar vermesinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İTAATKAR #Wattys2018
Ficção AdolescenteDominant köle ilişkisi ASLA yoktur. Kitap isminden öyle anlaşılabilir. Hepimizin içinde birer şeytan uyukluyor. Kimisininki uyanık, kimisinin ki de uyumaya devam ediyor. Şeytan gözlerini açtığı anda avuçlarına düşüyoruz, o avuçtan çıkmak için ona i...