Bölüm ithafı: yavuz-
Bölüm şarkıları:
Simge sağın -yankı
Buray- kimsenin suçu yok.
Pera-Ne alaKendi başıma, isteklerim
doğrultusunda adımlar atmak istiyordum. Ama yaşamımda ki kısır döngü hep bir şekilde olumlu seçeneklerin üzerini kapatıyor ve bazı şeylere de engel oluyordu. Ne zaman ileriye doğru bir adım atsam sanki ayağımın altında mayın varmışcasına çekmek zorunda kalıyordum. Böyle bir yaşam istemiyordum. İleriye adımladığım zaman bacaklarım bana ihanet etmemeliydi.Huzursuzlukla gözlerimi araladım, yine uyuyamamıştım. Gözlerimi kapatıyordum ama bütün gece beynim uykuya dalmaksızın anılarımı göz önüne yansıtıyordu. Uyumak istiyordum. Düşüncelerimden kaçabildiğim tek yer uyku alemiyken, bu seçenek elimden alınmamalıydı.
Hava daha karanlıktı. Kuruyan boğazımı ıslatmak adına su bardağına uzandım. Ay ışığı odayı aydınlatırken bardağın orada olmadığını görüşüm açıldıktan sonra görmüştüm.
Yataktan kalkarken bir yandan da alnımdaki ter damlalarından kurtuldum elimin tersiyle.
Üzerimi değiştirmeden önce odadan çıkıp aşağıya indim. Mutfakta kendime su doldurup içtikten sonra dış kapıyı açarak etrafa göz attım dikkatlice.
Korumalar pür dikkat seslere odaklanmış olmalıydılar ki ayak seslerimi duyunca bir kaç silahlı el bana döndü. Gülerek ellerimi havaya kaldırdım.
"Siz miydiniz efendim?"
"Evet. Sakin olun lütfen." dedim koruma silahını arkasına götürüp takınca ellerimi indirerek.
"Erik'in arabası nerede?""Garajda, diğer arabaların yanında."
"Bagajında eşyalarım kaldı onları almam lazım." dedim gözlerim garaja takılırken. Koruma kafasını sallamış ve garaja doğru ilerlemişti. Ben de onu takip ettim. Garajın önüne ulaştığımızda duvarda duran tuşlara dokunup şifreyi girdi. Kapak yukarı doğru kaydığında içeriye girerek arabalara göz attım. Kocaman bir garajdı. Sekiz birbirinden farklı arabası vardı burada.
Erik'in bu gün kullandığı arabasının arkasında durup korumaya işaret ettiğimde, duvarda ki küçük cam dolaptan bir araba anahtarı alıp tuşlayarak arabanın bagajını açtı.
Poşetlerimi teker teker alıp yere bıraktığımda merakla Erik'in bagajda kalan eşyalarına baktım. Bunların arasında siyah bir çanta ve bir dosya dikkatimi çekti.
Dosyanın kapağını aralayarak kağıtlara baktım. Anlamadığım tarih ve adreslerle doluydu. Geri yerine bırakarak çantaya uzandım. Kilitli olduğunu farkedince yerine geri bırakarak bagajı kapatıp eşyalarımı aldım.
Koruma elimde ki paketleri almış ve garajı kapattıktan sonra eve kadar bana eşlik etmişti. Kapının önüne gelince eşyalarımı bana geri vererek yerine geçmişti.
Elimde ki poşetlerle sessizce içeri geçerek karanlıkta ilerlemeye devam ettim. Merdivenlerden çıkarak koridoru arşınlayıp kaldığım odaya girince elimdekileri yere bırakarak odanın ışığını yaktım.
Saat sabahın dördünü gösteriyordu.
Paketten kendime iş için gerekli olan kırmızı kalem etek ve beyaz saten gömleği çıkarıp yatağın üzerine bıraktım. Odadan çıkıp banyoya girerek uzunca bir duş aldım uykumun açılması için.
Üzerimde havlularla banyodan çıkıp odaya geçecekken Erik'in sesini duymamla kapısının önünde duraksadım.
Odasının ışığı da yanmıyordu. Bu durumda ya kendisiyle ya da başka birisiyle görüşüyor demekti.
Sabahın bu saatinde. Merakıma yenik düşüp dinlemeye çalışsamda bir süre sonra vazgeçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İTAATKAR #Wattys2018
Ficção AdolescenteDominant köle ilişkisi ASLA yoktur. Kitap isminden öyle anlaşılabilir. Hepimizin içinde birer şeytan uyukluyor. Kimisininki uyanık, kimisinin ki de uyumaya devam ediyor. Şeytan gözlerini açtığı anda avuçlarına düşüyoruz, o avuçtan çıkmak için ona i...