Sevgili dost, sen hiç korkmaz mısın, hiç darlanmaz mı yüreğin ya da acıların yüküyle hiç kapandı mı gözlerin?Âh diyorum şimdi. Sen bu Âh'ın ne olduğunu, ne anlama geldiğini bilir misin? Ben çok yorgunum sevgili dostum. Çok korkuyorum. Yüreğim hep bir darlık içinde. En geniş alan bile beni boğuyor ve gözlerim çoğalan yüklerden neredeyse her gün kapanıyor.
Her gün biraz daha her gün biraz daha. Çok yakında bir gün gerçekten kapanacak mı dersin gözlerim gerçek manada?Bu yorgunluğa daha ne kadar dayanabilirim ki. Yorgunluğum mu daha fazla yoksa korkularım mı emin değilim. Bazen çoğu şeyi o kadar anlamıyorum ki, çıldırmak istiyorum. Sen zihin ağrısı nedir bilir misin? İçerideki bir şey beynimin içinde tak! tak! tak! diye geçiyor duvarlara bir şeyleri. Dünyada diyor, daha acı ağrılar var.
Sence de dünya çok küçük değil mi? O kadar küçük ki hatta... Neyse sevgili dost bu cümleyi dilimin ucuna gelen ile bitirmeliyim. Geçenlerde bir arkadaşla rastlamıştım. Onu gördüm ve kendime dik dur dedim. Dik dur yoksa bu kez çok sert düşersin. Konuştuk biraz sonra gitti ama kaldı bende söyledikleri. Kötülüklerden konuştuk sevgili dost, bir yerlerde biri birine saldırıyor, bir küçük çocuk taciz ediliyor ve hatta bir baba çocuğuna tecavüz ediyor olabilir belki de şu anda. Böyle olmamasını dilerim ama hep susmayı seçmez miyiz?
Konu sadece cinsel taciz vesaire değil.
Biz bütün ahlaksızlıkları edepsizlikle ve terbiyesizlikleri susmuyor muyuz? Biz korkmuyor muyuz sevgili dost? Onlar korkmuyor mu?
Herkes korkar.
Herkes her zaman korkar.
Herkes her zaman bir şeylerden korkar.İnsan gördüğü rüyadan korkmuyor mu ki gerçeklerden korkmasın.
Birileri bir yerlerde bir şeyler yaşıyor bir takım sorunlarla kendi içinde mücadelesini vermeye çalışıyor sessizce. Sevgili dost bu belki sensin belki de benim ya da başka birisi ama var. Bunu yaşayan indanlar var.
İnsanlar her şeyi öyle kolay kolay itiraf edemezler. Normal hayat sorunlarını bile.
Çünkü susmayı öğrenmişler bundan sonra onlara konuşmayı öğretemeyiz. Biz şu zamana kadar susmuş olan birine 'Hadi Şimdi konuşabilirsin konuş' dendiğinde de yine sunacaktır ona konuşmasını öğretemeyiz artık ama diyebiliriz ki hadi kus artık içindekini hadi dök hadi bağır hadi birkaç harfe sığdır isyanını.
Bağır !
bağır !
bağır !Ona konuşmasını değil ama bağırmasını istediğimizi, bunun onun için gerekli olduğunu söyleyebiliriz.
Yıllar önceydi lise zamanlarımın daha başında yurtta kalırken bir kız görmüştüm. Ben suskun biriydim ama o daha da suskun biriydi. bulunduğum katın balkonunda görürdüm onu hep. Ben balkona çıkmak yıldızları izlemek isterdim ama o benden önce çıkmış olurdu ve maalesef yıldızların farkında bile olmazdı. Bir gün nihayet birkaç konuşma sonrası ona seni tanımıyorum dedim ve sen de beni tanımıyorsun o halde sorun neyse bana anlatabilirsin çünkü birbirimizi tanımıyoruz. Anlatmamıştı yani aslında ben ona artık konuşmasını söylemiştim. Ama o yine susmuştu. bir gün odama geldi ve bana bağırdı. Oldukça sessizdi. Annemden sonra gördüğüm ilk sessiz bağırıştı bu ve İtiraf etmeliyim ki beni yaralamıştı. Bu kıza tecavüz etmişti birisi hem de tanıdığı birisi ve ailesi de yüz çevirmişti terketmişti onu. Fitil dedim, fitilini ateşledim ama aslında kendi fitilini ateşleyen kendisiydi. Sadece biraz cesaret gerekliydi. Elimden gelenini verdim. Bağırmaya devam etti ve hakkını aradı. Elinden alınan hakkı bulup kucaklamaktı amacı. O kadar bağırdı ki bir daha susmadı. Ona yüz çeviren ailesi yüzsüzlüklerinden utanmış olmalılar eminim. Çünkü tecavüz edilmek onun suçu değildi ki. Şimdi o kız kendi gibi susanlara sesini vermeyi umut ediyor. Bir öğretmen olma yolunda ve çocuklara Susmayın! diyecek bağırın! diyecek.
Ondan tam bir sene sonra ise ben bu hikayeyi kalemi aldım. Aklımda hiçbir şey yoktu. Tek düşündüğüm insanların susmaması için bir şeyler yapmaktı.Çünkü biliyordum ki insanı susturan şey en sonunda onu intihara, ölüme götürüyordu.
Kendi yaşadığım sıkıntılar ve olaylar beni o kadar sarstı ki kendimin de sustuğunu farkettim. En küçük bir sorunda bile asırlarca susmak istiyordum. Çünkü konuşmak korkutuyordu. Aile problemlerinde ve tartışmalarında susan biriydim ve o birilerinden de bahsediyorum bu yazıda. Bu gidişle fikirlerim ve düşüncelerim çatışarak değiştiler. Önümde iki yol vardı. Ya susmamasını söyleyecektim insanlara ya da Susan insanların iç dünyasını kaleme alacaktım. Yıllar geçti lise bitti gecikmeler yaşandı üniversite okuyorum derken zaman aktı. Ama bağıran insan o kadar azdı ki ben de ikinci yolu seçtim. Mutluluğu göremeyen insanların iç dünyası... Geçenlerde şöyle bir söz okudum sevgili dostum: "insanı ölümden eceli kurtarır." İster istemez aklıma şu soru takılıyor
Kaç kez öleceğiz asıl ölümün bizi bulması için?
Elbette erkeklerde çok zorluklar çekiyorlar çok acı çekiyorlar ama kadın ve erkek hiçbir zaman eşit olmadı ki. Yapı itibariyle yaratılış itibariyle kırılgan olduğu için kadınların yükü fazla değil mi kadınlarımız gam yükü olmasın gamlarını yük yapmasınlar. Çok kez ölüyor çok kez öldürülüyor ve çok kez öldürüyoruz kendimizi isteyerek istemeyerek.
Ölmeyelim sevgili dost.
Ölmeyelim,
Ölmesinler.Anlayana kitabın gidişatı ile ilgili bir spoiler vermiş durumdayım, bundan sonra yolumuz bu. Bir şeyler iyi ya da kötü son bulana kadar yürümeye devam edeceğiz. Kötü konuşanlar olacaktır kadına şiddet çocuğa tecavüz diyenler olacaktır ama kusura bakmayın bu kitle fena. Bunlar dünyaya olurken sessiz kalıyorsun yardımcı olmuyorsun insanlara konuşması için. Ve belki de köstek oluyorsun. Yardım etmek istiyorsun falan ama hiç bir çaban olmuyor. Sonra geliyorsun buluyorsun içinde böyle şeyler geçen bir kitabı ve kötü elestiriyorsun.
Eleştir arkadaşım.
Sen de eleştir sevgili dost ama siz eleştireceksiniz diye de böyle şeyler olmaktan vazgeçmiyor söylemek isterim.Sen tecavüzü yazıyorsun yazma diyorsun ama belki de sen okurken biri bu lanet şeyi yaşıyor bilmiyorsun.
Neyse.
Kursağıma birikmiş birçok şey var. Ama burasının yeri olmadığının farkındayım.Güzel günler, daha acısız ve hatta mümkünse hiç acısız günler dilerim.
Gizem Karaca
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İTAATKAR #Wattys2018
Genç KurguDominant köle ilişkisi ASLA yoktur. Kitap isminden öyle anlaşılabilir. Hepimizin içinde birer şeytan uyukluyor. Kimisininki uyanık, kimisinin ki de uyumaya devam ediyor. Şeytan gözlerini açtığı anda avuçlarına düşüyoruz, o avuçtan çıkmak için ona i...