KIZIL GECE | : TUTSAK

7. BÖLÜM

Elena ve Jason  sanki ellerine ateş değmiş gibi hızla birbirlerinden ayrıldığında genç kız boğazını temizleyerek hızlı adımlarla sınıftan çıktı. Kalbi ağzında atıyordu resmen. Elleri zangır zangır titriyordu. Kendisine gelmek için hızla başını iki yana salladı. Bu kadar abartılacak birşey yoktu.

Hem bu heyecan neyeydi ?

Bu kadar abartmaması gerektiğini düşündü. Eline son kez baktıktan sonra derin bir nefes alarak koridorda ilerlemeye devam etti. Koridor boyunca sakin olması için içinden defalarca kez tekrar ediyordu. Dersinin beden olduğunu hatırladığında oflayarak kollarındaki kitapları dolabına yerleştirdikten sonra hızlı adımlarla spor salonuna ilerledi. İçeri girdiğinde İrina'yı üzerini değiştirirken gördüğünde yüzüne ufak bir gülümseme katarak yanına ilerledi. Yanağından küçük bir makas aldıktan sonra dolabından beden kıyafetlerini çıkardı. İrina kaşlarını çatarak Elena'ya bakıyordu. Genç kızın bu hareketinden nefret ediyordu lakin Elena bu durumu hiç umursamıyordu. Oflayarak önüne döndü ve üzerini değiştirmeye devam etti.

Bütün öğrenciler spor salonuna geldiğinde koç da salona gelerek yoklama almaya başladı. Spor salonun kapısı açılarak içeri iki kişi girince tüm dikkatler o tarafa toplandı. Gelen kişi Parker ailesinin çocuklarıydı; Angela ve Jason. Elena kaşlarını çatarak gelenlere baktı.

Şimdi bunlar neden buraya gelmişti ki?

Yoksa... Seçmelere katılacak olan kız bu kız mıydı?

Gözlerini devirerek önüne döndü. İrina da durumdan pek hoşnut sayılmazdı. Umursamazca davranarak o da arkadaşı gibi önüne döndü. Koç yüzüne kattığı ciddiliği bozmadan boğazını temizleyerek konuştu. "Evet çocuklar. Bundan sonra beden dersimize Angela ve Jason da eşlik edecek. Şimdi voleybol takımı sağ tarafa gelsin. Seçmeler yapılacaktır. Diğer öğrenciler; sizler serbestsiniz." Serbest kalan öğrenciler mutluluktan havalara uçucaklardı neredeyse. Çünkü bütün okul bilirdi ki bu koçun dersten anladığı eziyetten başka birşey değildi.

Herkes koçun dediğini yaparak dağıldığı vakit voleybol takımı sahaya gelerek yerlerine yerleşti. Elena takım kaptanı olarak oynamayacaktı. Onun yerine ise Angela geçecekti. Elena meraktan ayakta maçı izlemeye koyuldu. Ellerini birleştirmiş gözlerini irice açmış tüm dikkatiyle maçı izliyordu. Kalbi yerinden çıkacakmışçasına atıyordu resmen. İrina'nın elenmesini istemiyordu çünkü. Koçla beraber yan yana durduğunda koçun düdük çalmasıyla maç başlamış oldu.

Maç oldukça büyük bir çekişmeyle giderken genç kız yerinde duramıyordu doğrusu. Bir sağa bir sola ilerlerken bazen istem dışı maçı düzgün oynamaları için bağırıyordu. Ve yaptığını fark ettiğinde yüzü kızarmaktan da beter olurdu.

Nefesini tutmuş koçun kimi eleyeceğini düşünürken koçun düdük çalmasıyla maç bitmiş oldu. Kızlar arasındaki gergin bekleyiş koçun yanlarına gitmesiyle son buldu. Elena da hızlı adımlarla oraya ulaştığında adamın ağzından çıkan kelimeyi ölesiye merak ediyordu. Koç kaşlarını çatarak konuşmaya başladı. "Öncelikle Angela takıma alındın." Angela duyduklarıyla yüzünde kocaman bir gülümseme oluşarak az ilerde oturan abisine çevirdi bakışlarını. Elbette abisi onları duyuyordu. Jason yüzüne kattığı küçük bir tebessümle kardeşini destekledi.

Elena duyduklarıyla yerinde iyice duramaz hâle geldi. Bu demek oluyordu ki takımdan birisi ayrılacaktı. Nefesini tutarak bakışlarını ayaklarına indirdi. Jason bakışları tüm maçta olduğu gibi hâlâ Elena'daydı. Kızın fazlasıyla gergin olduğunu anlamıştı genç adam. Kaşlarını çatarak onun neye bu kadar heyecanlandığını öğrenmek için kıza baktığında Elena'nın İrina'ya attığı kaçamak bakışlarla niyetini anladı. İrina'nın takımdan çıkmasını istemiyordu. Koç takıma gözlerini tek tek gezdirdikten sonra bakışlarını bir kişide yoğunlaştırdı. "Cindy üzügünüm. Seni takımdan çıkarmam gerek." Cindy duyduklarıyla yüzü asılmıştı. Arkadaşlarının yanında üzülmemesini söylediğinde yüzü az da olsa düzelmişti. Elena ise İrina'nın takımdan çıkmadığı için mutlu olmuştu. Ancak o da Cindy'e üzülüyordu.