25. BÖLÜM

5.4K 235 39
                                    


#Bishop Briggs - River

2 GÜN SONRA

"Son kez soracağım, kitap nerede?"

Peter kanlı dişlerinin arasından ufak bir kahkaha atarak başını yana eğerken "Bilmiyorum." dedi sakince. Daniel öfkeyle gözlerini yumarken dudaklarının arasından arsız bir küfür savrulmuştu.

"Beni döverek hiçbir şey elde edemezsin. Sonuçta vampirim, bunların bana yarayamayacağını tahmin etmen gerekirdi."

Peter'ın eğlenen sesini duyduğunda gözlerini aralayarak ona bakarken genç vampirin bağlandığı sandalyeye birkaç adımda yaklaştı. Ellerini sandalyenin her iki yanına da koyarak eğilirken "Sakin ol, daha yeni başlıyoruz. Ne bu acele?" dedikten sonra omzunun üzerinden arkasına dönerek bir adamla göz göze geldi ve kaşlarıyla ona ne yapması gerektiğini belirttiğinde adam efendisini onaylarak depodan ayrıldı. Daniel yavaşça yerinden doğrulurken sandalyenin etrafında bir tur atarak konuşmaya başladı.

"Neden seni seçtiğimi merak ediyor musun?"

Peter alayla gülerek başını eğerken Daniel kıvrılan dudaklarıyla genç vampirin yüzüne bakarken "Çünkü ailendeki en güçsüz kişi sendin. Angela bile senden daha cesur." dedi yavaşça.

Peter hızla başını kaldırdığında kızıla dönen gözlerini Daniel'e çevirdi. Hızlı hızlı soluklar alırken Daniel ellerini havaya kaldırarak "Sakin ol ama Peter. Daha şimdiden sinirlenmeye başlarsan işimiz çok uzar ama." dedi sitemli bir sesle.

Peter alt dudağını dişlerinin arasına alarak sertçe ısırırken az önce yanağına yediği sert yumruğun etkisiyle açılmış olan derin yarığın iyleşmeye başladığını fark etti. Başını yana yatırarak boynunu çıtlatırken dişlerinin arasından "S*çarım böyle işe." diye sinirle bağırdı.

Daniel'in dudağının sol tarafı yukarı kıvrılırken sandalyenin arkasına geldiğinde yavaşça eğildi. Dudağını Peter'ın kulağına yaklaştırarak "Ailenin seni neden hep arka plana attığını düşünmüyor musun?" dedi kısık bir sesle.

Peter kızıl gözlerini karşısındaki duvara dikerken "Her zaman arka plandaydın Peter. Çünkü olayı hep dalgaya alırdın." diye devam eden Daniel'e hiçbir cevap vermedi. Daniel sahte bir sinirle doğrularak sandalyenin arkasından çıkarken "Böyle tadı hiç çıkmıyor ama. Sadece ben konuşuyorum." dedi. Peter ten renginin beyaza döndüğünü anladığında derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştı, ancak bu mümkün olmadı. Bağırarak sandalyeden kalkmaya çalışırken bedenine sarılmış olan zincirlerden dolayı doğrulamıyordu. Az önce düzelmiş olan gözleri sinirin etkisiyle yeşilden koyu bir kırmızıya dönüşürken vücuduna sarılmış olan zincirlerin kırılmaya başladığını hissetti. Son gücüyle zincirlere baskı yaptığında zincirler çoktan kırılmıştı. Ayağa kalkarak vampir hızıyla karşısında dikilen Daniel'e koşarken depodaki diğer vampirler hızla Peter'a doğru koşarak onu durdurmaya çalıştı. Daniel hafif bir gülümsemeyle sırtını arkasındaki duvara yaslarken deponun kapısından beş kişi elindeki aletlerle gelmişti. Peter birkaç kişiyi daha yere sererken tekrar Daniel'e doğru hamle yapacağı sırada diğer kişiler devreye girmiş ve onu güçlükle durdurmuştu. Daniel yasladığı yerden doğrulmadan sesinde yansıyan neşeli bir tınıyla "Onu tellere bağlayın." dediğinde Peter'ı tutan adamlar hızla genç vampiri arkasında tellerle çevrili demir duvara yaslayarak ellerini ve ayaklarını bağlamaya başladılar. Birkaç dakika süren bu işlemden sonra Daniel'in emriyle elektirik kablosunu tellere bağlayarak alete taktılar. Daniel yaslandığı duvardan doğrularak sol tarafta bulunan sandalyeyi Peter'ın olduğu tarafa çekerek otururken kollarını göğüsünde birleştirerek "Sana ne yapacağımı tahmin etmişsindir." dedi. Peter nefretle Daniel'e bakarken "Buradan çıktığımda s*ktiğimin çeneni öyle bir dağıtacağım ki değil bir hafta, bir ay bile düzelmesine yetmeyecek." dedi. Daniel sahte bir üzüntüyle kaşlarını çatarken "Üzülüyorum ama, aramızın düzeldiğini düşünmüştüm halbuki." dedi ve ardından sert bir yüz ifadesiyle Peter'a bakarken "Ondan önce buradan kurtulmaya bak." dedi.

KIZIL GECE | : TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin