21. BÖLÜM

6K 263 46
                                    


#Hasley -  Colors

Jason bir yumruğunu daha kum torbasına indirirken sinirini hâlâ yatıştırabilmiş değildi. Ellerini hızla saçlarına daldırarak sertçe karıştırırken bakışları neredeyse bomboş odada dolandı. Derin bir nefes alarak göğüsünü şişirirken sağ kenarda duran tahta masaya hızla tekmesini geçirdi. Masa tekmeminin etkisiyle sertçe duvara çarpıp yerde yeri boylamıştı bile. Kahve gözler hakimiyetini kaybetmenin etkisiyle kızıllaşmaya başlarken Jason bunu umursamadan lacivert sandalyeyi hışımla kaldırdı ve bağırarak karşıdaki kapıya fırlattı. Siniri bir türlü yatışmak bilmiyordu. Kanında dolaşan şey onu sakinleştirmek yerine ateşine kor atmaktan başka bir işe yaramıyordu. Beyninden geçen duyguyla beraber kızıl gözleri yere odaklandı.

Zarar vermek istiyordu.

Birisinin canını acıtmak istiyordu.

Beynini işgal altına almaya çalışan bu düşünceyi yok etmek adına başını sertçe iki yana salladı ve bir ileriye bir geriye yürümeye başladı. Düşünceleri beynini kemiriyordu sanki. Kendini kontrol altına alamıyordu. Bunu yapamıyordu.

Birisinin canını acıtmak istiyordu.

Ya da...

Öldürmek.

Saçmalamaya başladığını düşündü. Bu imkansızdı. Dolgun dudaklarını dişlerinin arasına alarak sertçe ısırırken bedenini düşercesine yere bıraktı. Elleri soğuk betona değdiğinde gözlerini yumarak bağırmaya başladı.

Yumrukları ise...

Yine konuşmaya başlamıştı işte.

Kemikli elleri yumruk olmuş yere sert darbeler indirirken canının yanmasını istiyordu. Ellerinin acımasını.

Dakikalar yere inen yumruk darbeleriyle geçmişti. Bedenini geriye atarak sırtını dikleştirdiğinde üzerindeki gri tşört bedeninin kasılmasıyla iyice yapışmıştı. Ellerini tşörtünün boğaz kısmına koyarak bir hışımla üzerinden çıkardıktan sonra yere fırlattı. Gözlerini yumarak başını arkaya atarken sakinleşmeye çalışıyordu.

Yapacaktı.

Beyninden geçen bu sadistçe düşüncelere son verecekti.

Damarlarında dolaşan kanın akışının yavaşladığını hissetti. Kalp atışları durma noktasına geldi. Nefesi ise varla yok arasındaydı. Gözlerini yavaşça açtığında bakışları florasanın yoğun ışığıyla çarpıştı. Hareleri kahveye dönmüştü. Sertçe yutkunarak geriye attığı başını düzelttikten sonra yerden kalktı. Gözleri karşısındaki kapıya odaklanmışken hızlı adımlarla kapıya vardı ve kolu aşağı indirerek odadan çıktı.

Karşısındaki merdivelere hızla tırmanırken evin bodrum katından ayrılmıştı. Adımları üst kattaki odasına ilerlerken bakışları kısa bir an salona kaydı.

Annesi Angela'nın yırtılan karnını temizliyordu.

Peter oturduğu koltukta başını yaslayıp gözlerini yummuştu.

Babası ise...

Boydan boya pencereden zifiri karanlıktaki dışarıyı izliyordu.

Gözlerini oradan çekti ve konuşmadan odasına ilerledi. İçeriye girdiğinde hiç vakit kaybetmeden dolabına ilerleyerek içerisinden siyah bir tşört ve siyah kapüşonlu hırka çıkardı. Üzerine geçirdiği kıyafetlerle odasından çıktığında aşağı kata inerek dış kapıya ulaşırken babasının sesini duymasıyla adımları durdu.

KIZIL GECE | : TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin