9. BÖLÜM

7K 411 42
                                    

Elena hışımla içeri girdiğinde sert adımlarla koridorda ilerliyordu. Sandra'dan hep nefret ederdi. Kızın rahat durmayacağını anlamıştı Elena. Savaşı başlatacaksa eğer Elena için uygundu. Bu sefer asla acımayacaktı. Bir daha duygularının esiri olmayacaktı.

Dersi geometri olduğundan dolabından geometri kitabını çıkararak sınıfa doğru ilerledi. Hızlı adımlarla ilerken birisine çarpmasıyla dengesini kaybetti ve düşecekken bir kol tarafından tutuldu. Titrekçe nefesini verdikten sonra doğruldu. Başını kaldırdığında telaşla kendisine bakan Martin'i gördü. Martin çarpmıştı ona. Martin hızla konuşmaya başladı.

"Özür dilerim acelem vardı. İyi misin?" dediğinde genç kız gülümsedi.

"İyiyim. Birşeyim yok."

Martin rahatlarcasına derin bir nefes aldı. Hâlâ nefes nefeseydi. Elena genç adamın nefes nefese kaldığını görünce merakla kaşlarını havalandırdı.

"Bir yere mi gidiyorsun? Nefes nefese kalmışsın."

Martin düzenlenen nefesiyle başını sallamakla yetindi. Elena gülümseyerek yoldan çekildikten sonra "O zaman sonra görüşürüz." dediğinde Martin başını sallayarak hızla oradan uzaklaştı. Elena kollarındaki kitabı topladıktan sonra sınıfına doğru ilerledi.

Jason bahçede kendisiyle konuşan kıza hiçbirşey demeden hızla yanından ayrıldı. İnsanlarla pek fazla konuşmazdı. Buna okulu da dahildi. Üzerindeki dar beyaz tşörtü ve giydiği siyah kotuyla oldukça yakışıklı olmuştu. Ellerini pantolonun ceplerine koyduktan sonra yavaş adımlarla okula giriş yaptı.

Elena'nın okul bahçesinde kendisine attığı bakışlarla hangi anlamlar çıkarması gerektiğini bilmiyordu. Bu onu fazlasıyla geriyor ve sinirlendiriyordu. Kasılan bedeniyle koridorda ilerlerken Elena ve Martin'i gülerek konuşurken bulunca sinirleri iyice tavan yaptı. O çocuğu ilk gördüğü andan itibaren nefret etmişti. Kasılan çenesiyle ellerini pantolonun cebiden çıkardıktan sonra hızlı adımlarla orayı terk etti. Yoksa kendine engel olamayacak ve gidip Martin'i  yumruklayacaktı. Adımlarını sıklaştırarak dolabına ulaştığında ders programından hangi dersin olduğunu baktı. Dersi fizikti. Bu dersi sevmediğinden ve oldukça sinirli olduğundan dersi ekmeye karar verdi. Hırsla dolabın kapısını kapattığında bütün koridordaki öğrencilerin bakışları ona dönmüştü. Bunu aldırmadan sert ve kendinden emin adımlarla koridorda ilerleyerek okulun bahçesine çıktı.

                       ****

Elena tüm siniriyle sırasına oturduğunda yanındaki İrina'yla tek kelime bile konuşmamıştı. Bacak bacak üst üste attıktan sonra üsteki bacağını hırsla sallamaya başladı. Elindeki kalemi ise sıranın üstünde vurmaya başladı. Sinirleri fazlasıyla gerilmişti. Bunu yanındaki İrina'da fark etmişti. Ancak korkudan sesini bile çıkaramıyordu. Oflayarak önüne döndü.

Elena profösörün derse girmesiyle derse konsantre olmaya çalışsada birtürlü başaramıyordu. Elini yumruk yaparak kendini sakinleştirme çabalarına girdi. Hırsla elindeki kalemi sıkmaya başladığında kurşun kalem ortadan ikiye ayrıldı. Çıkan sesle tüm sınıfın bakışları Elena'ya döndü. Elene ne yaptığını fark ettiğinde başta afalansada özür dilerek önüne döndü. Kendine hakim olmalıydı. İçinden kendine tekrar ettiği cümlerele gözlerini sıkıca yumdu.

Cebindeki telefonunun titremesiyle gizlice telefona baktığında okul idaresinden mesaj gelmişti. Kaşlarını çatarak mesajı okumaya başladı.

" Voleybol kaptanı tenefüste spor salonuna gelmesi gereklidir."

Bu da nerden çıkmıştı şimdi? Anlamayan bakışlarla telefona baktığında İrina'nın dürtüklemesiyle telefonu kapatarak gözlerini tahtaya dikti.

KIZIL GECE | : TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin