16. BÖLÜM

6.4K 339 56
                                    

Little Mix - Salute

Genç kız ağzı yarım açılmış biçimde birkaç adım ötede duran adama bakarken duyduklarını sindirmeye çalışıyordu. Jason genç kızın bu şaşkın halini umursamadan birkaç adımlık mesafeyi kapatarak genç kızla arasındaki mesafeyi sıfıra indirdi. Ellerini genç kızın arkasındaki masanın kenarlarına koyarken Elena'nın yüzünü daha iyi görüyordu. Tabi Elena da öyle. Elena şaşkınlığının everestinde iken burnunun dibindeki genç adama bakıyordu. Maratona katılan kalbi ve sıklaşan nefesi ona izin veririse tabi. Gözlerini birkaç defa kırpıştırarak az önce kapattığı dudaklarını aralayarak konuşmaya çalıştı.

"Se-sen yani ne-?"

Gözlerini kısarak aklını toparlamaya çalışırken genç adam da Elena'nın tüm mimikleri izliyordu. Genç kızın uzun süre kendine gelemeyeceğini fark ettiğinde kendisi sessizliği bozdu.

"Evet, ben?"

Elena genç adamın konuşmasıyla etrafta dolaştırdığı bakışlarını yavaşça ona çevirdi. Ne demeliydi ki? Konuşacak akıl kalmış mıydı? Gözlerini sıkıca yumarken biraz bekledi ve biraz araladığı gözleriyle genç adamın gözlerine dikerek konuştu.

"Sen dediklerinde ciddi miydin?"

Jason düşünürcesine kaşlarını çatarken başını hafifçe yana yatırdı. Elena genç adamı izledikçe elini kalbine koymamak için zor duruyordu. Bu mesafe iyi falan değildi. Bir an önce uzaklaşmalıydı yoksa yarınki ölüm haberinde nefessiz kalarak öldüğü yazılacaktı. Birkaç adım giderek sırtını arkasındaki masaya yaslamasıyla aralarındaki mesafe biraz da olsa açılmıştı. Derin bir nefes alarak kendini sakinleştirmeye çalışırken bakışlarını tekrar Jason'a çevirdi. Kendisini oldukça dikkatli biçimde izlediğini fark ettiğinde şaşırsada bunu pek belli etmedi. Jason tek kaşını kaldırarak "Hangi konuda?" diye sorunca Elena'nın heyecanı balon gibi sönerken damarlarına sinir nakledilmeye başlıyordu.

Sinirle kısılmış gözleriyle genç adama bakarken yumruğunu yüzüne indirmemek için zor duruyordu. Her seferinde bu kadar gıcık olmak zorunda mıydı? Sinirle solurken elini önünde barikat gibi konulan kola koydu ve onu indirmeye çalışırken bir yandan da homurdanıyordu. Önündeki kola biraz daha güç uyguladıktan sonra genç adam kolu çekerek Elena'nın çıkmasına izin verdi. Genç kız masanın üzerindeki çantasını alırken homurdanarak kapıya ilerlemeye başladı. Jason arkasından yarım ağız gülümserken sandalyenin üzerindeki ceketini alarak Elena'nın arkasından çıktı. Birkaç büyük adımda genç kıza yaklaştı. Elena göz ucuyla Jason'a bakarken hâlâ yaşadığı olayın sinirini atlatmış değildi. Ne zaman bu şekilde konuşma geçse aralarında Jason hemen bozuyordu ortamı.

Daha fazla kendini tutamayacağını anladığında hızla Jason'a dönerek "Sen benimle dalga geçmekten hoşlanıyor musun?" diye sertçe konuştu. Jason birden kendisine dönen ve sinirle konuşan kızın gözlerine bakarken onu bu sefer fazlasıyla sinirlendirdiğinin farkına varmıştı. Pantolonun ceplerine koyduğu elerini çıkarmadan omuz silkerek "Hayır." dedi.

Elena gözlerini irice açarak genç adama bakarken "O zaman böyle davranmayı kes. Fazlasıyla sinirimi bozuyorsun." diye sert sesinden taviz vermedi. Jason ortamın iyice sertleşeceğini fark ettiğinde ellerini ceplerinden çıkararak kahve gözlerini genç kıza dikti ve soğuk sesiyle "Nasıl davranıyor muşum?" diye sormasıyla Elena'nın inlemesi bir oldu. "Bak yine aynı şeyi yapıyorsun. Herşeyden habersizmiş gibi konuşma." diye bağırdı. Genç adam yüzüne doğru bağrılmasıyla gözlerini yumarken sinirine hakim olmaya çalışıyordu.

Elena içindekileri tutmanın bir mânâsı olmayacağını anladığında "Beni aptal yerine koymayı kes artık. Ben senin oyuncağın değilim. İllaki kendine bir oyuncak arıyorsan eğer.." iki elini etrafa açarak "etrafında senin oyuncağın olmaya meraklı birsürü kız var. Emin ol istediğin kimse oyuncağın olur zaten." diye bağırdı boş koridorda. İşaret parmağını genç adamın göğüsüne birkaç kez vurduktan sonra "Benimle uğraşma." diye son sözünü tamamlayarak arkasını dönüp gidecekken genç adamın kemikli parmaklarını kolunda hisseti.

KIZIL GECE | : TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin