Merhabalar efendim!
Evet evet, yanlış görmediniz aylar sonra 30. Bölümden bir alıntı duruyor karşınızda.
Nasılsınız, iyi misiniz?
Uzun bir süredir burada yoktum. Nedenini belirtmiştim zaten. Birçok kişiden yorum aldım ne zaman yeni bölüm gelecek diye? Yazmaya ara verdiğimi belirtmiştim. Ancak parmaklarımın klavyeye gitmesine engel olamadım. Çok özlemişim yazmayı. Bunu şimdiden belirteyim ayrıca, yeni bölüm ne zaman gelir cidden bilmiyorum. Bitirebildiğim an direkt paylaşacağım zaten. Hâlâ yaşantımı bir raya oturtmuş değilim. Sürekli bir maraton içerisindeydim. Bu alıntıyı da bir haftalık tatildeydim o sırada yazdım. Yoksa boş değilim maalesef. Sadece uzun bir aradan sonra kısa da olsa bir alıntı ile sizi buluşturmam gerektiğini düşündüm.Umarım beğenirsiniz.
Yorumlarınız bekliyorum.
⚫
Jason'ın gözleri kapalıyken aldığı nefesin kendisine yetmediğini anlıyordu. O lanet vampirin sandalye bacağını karnına batırmadan önce çiyar bitkisini* sürdüğünü görmüştü. Zaten çektiği kat kat acı da bunun kanıtıydı. Elena'nın kendisine seslenmesiyle gözlerini hafifçe aralarken bulundukları aracın haret ettiğini hissetti. Gözleri önündeki yaşlı harelere dokununca dudaklarını aralamaya çalıştı ancak bilinci git gide zayıflıyordu.
Elena Jason'ın yüzünü avuçlarken "Bana bir ses ver artık. Bu kadar kan akması normal mi? Neden kendinde değilsin sen?" diye fısıldadı. Ellerinin arasındaki yüzün terlemesiyle gözleri korkuyla irileşirken bakışları hızla arabayı süren vampire kaydı.
"Kendine değil, terlemeye başladı. Lütfen ona ne yaptınız söyleyin?"
Jason'ın elini kolunda hissedince başını tam ona çevireceği sırada genç adamdan beklenmeyecek hızla kendisini çekmesiye dumura uğradı adeta. Şoktan irileşmiş gözleri birkaç santim uzağındaki gözlerle buluşunca Jason'ın dişlerinin arasından sertçe fısıldamasını duydu.
"Sakın yalvarma."
Arabayı süren adamın kısık sesle gülümsemesini duysada umursamadan önündeki yüze baktı.
"O zaman söyle bana. Ne yaptılar?"
Jason yutkunarak hafifçe dikleşirken bacaklarında oturan Elena da hafifçe yükseldi. Gözleri önündeki yüzün her bir santimini tararken "Zehirli bitki sürmüşler. Kanama ondan bu kadar fazla. " dedi hâlâ kendisini toparlamaya çalışırken.
Elena hemen dibindeki yüzle iyice utanırken bakışlarını kaçırarak Jason'ın bacaklarından kalkarak hemen yanına oturdu. Ellerinin terli olmasını umursamadan yüzüne yapışmış saçlarını geriye doğru iterek bakışlarını görünmeyen yaraya dikti. Jason'ın tek eliyle kanamayı bastırmaya çalışmasıyla bakışlarını hızla arabada gezdirdi. Herhangi bir şey bulamayınca üzerindeki tişörtü çıkararak avucunda top yapmaya çalışırken Jason'ın çatık kaşlarla kendisini izlerken gördü. Genç adama yaklaşacağı sırada Jason'ın sert sesini duydu.
"Ne yapıyorsun sen?"
Hâlâ avucunda buruşturmaya çalıştığı tişörte gözlerini dikmişken "Kanamanı durdurmamız lazım." dedi sesini emin tutmaya çalışarak. Jason'ın cevap vermesini beklemeden elindeki tişörtü hızla yaraya uzatacağı sırada genç adamın boşta olan eli bileğini sıkıca sardı.
"Üzerini giy."
Elena derin bir nefes alarak bakışlarını Jason'a çevirerek "Sana kanamanı durdurmamız lazım diyorum sen bana üst diyorsun." dedi sıkılı dişlerinin arasından. Şu adamın inadından cidden nefret ediyordu.
Jason'ın sinirle güldüğünü fark ettiğinde bunu fırsat bilerek genç adamın yarada olan elini hızla çekti ve tişörtü bastırdı. Jason'ın bu halde bile sinirle homurdandığını duyduğunda başını iki yana salladı. Üzerindeki sporcu atlet karnını açıkta bıraksada Jason'a doğru eğildiğinden açıkta pek bir yeri gözükmüyordu. Hava bu aralar git gide bozulmuştu. Yazın gelmesini beklerken bu aralar iyice dengesizleşmesi genç kızı sinirlendiriyordu.
Aracın son sürat yollarda ilerlediğini hissediyordu. Açık camdan gelen kuru havanın tenine değmesiyle hafifçe titrerken üşüdüğünü belli etmemeye çalıştı. Bir eliyle sıkıca yaraya tampon yaparken diğer eliyle genç adamın tişörtünü tutuyordu. Dudaklarını ısırarak beline değen soğuyu hissetmemeye çalışırken elinin baskısını iyice arttırdı. Jason'ın hızla doğrulmasıyla eli tam kayacakken sıkıca tutunarak başını hızla Jason'a çevirdi. Genç adamın kendisine bakarak sertçe homurdanmasıyla gözleri irileşirken tam konuşacağı sırada "Şu lanet inadını öldüresim var bazen. Donuyorsun kızım, görmüyor muyum?" demesiyle tam savunmaya geçeceği sırada Jason'ın yarasını umursamadan üzerindeki ceketi adeta parçalarak çıkarışını irileşmiş gözlerle izledi. Az önce öleceğini bile aklından geçirdiği bu adama ne olmuştu böyle?
Oturuşunu düzeltmeye çalıştığı sırada Jason'ın yüzüne fırlattığı kot ceketle donakaldı.
"Aptal hareketlerine bir son ver ve ceketi giy."
Elena sert nefesi vererek doğrulurken boşta olan eliyle yüzündeki ceketi çekti. Kızgın bakışları Jason'ın gözleriyle buluşurken "Aptal sensin. İyilik yapanda kabahat." diye homurdananırken gözlerini devirerek kana bulanmış elini çekti ve üzerine ceketi giydi.
Jason'ın kendisine sinirli sinirli attığı bakışları yüzünde hissedirken "Yardımmış. Bu havada üzerini çıkarıp önümüzdeki pisliklere şov yapıyor bir de." diye homurdandığını duydu.
⚫
Sağlıcakla kalın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL GECE | : TUTSAK
VampireNot: Kızıl Gece serisinin ilk kitabıdır. Bu kitap final yapmış ve ikinci serisi profilimde bulunmaktadır. • "Arabamın dibinde sümüklü gibi ağlayan birisi var sanırım." Duyduğu sesle başını yavaşça kaldırırken başında dikilen heybetli bedene baktı. B...