27.BÖLÜM

4.4K 252 26
                                    


# Rixton - Me And My Broken Heart

Adımlarını sıklaştırarak derin bir nefes aldı. Hızlı adımlarını art arda atarken çoktan nefes nefese kalmıştı bile. Boş koridorda yankılanan tek ses topuklu botlarının çıkardığı tok sesti. Omzundan kaymakta olan sırt çantasının kulbunu sıkıca tutarken aklı karman çormandı. İki saat önce Jason'la konuşması aklına gelince gözlerini sıkıca yumarak elini yumruk yaptı.

Genç adam karşısında dikilen Elena'ya bir adım daha yaklaşarak gözlerini karşısındaki koyu harelere dikerken başını yavaşça omzuna doğru eğdi.

"Fazla bilgi öğrenmen demek daha fazla olaya dahil olman demek. O yüzden..." dedi gözleri genç kızın yüzünü iyice tararken. Ellerini masanın iki kenarına koyarak Elena'yı kıskacı altına alırken bakışları en sonunda yine karşısındaki gözlere sabitlenmişti.

"... fazla soru sormazsan iyi edersin."

Elena duyduklarıyla kaşlarını çatarken bedenini biraz daha geriye çekerek masaya adeta yapıştı. İrileştirmiş gözlerle Jason'a bakarken dudaklarından bir 'hah' nidası çıktı. Gözlerini devirerek Jason'ın kollarına elini koyarak genç adamı iterken "Senin saçma sapan teorilerini dinlemeye gelmedim. Eğer sen bana bir şey söylemezsen ben öğrenmesini bilirim." dedi sinirden koyulaşmış irislerini genç adamın kollarına dikerek. Jason duyduklarıyla kolunu masaya iyice yaslarken dişlerini sıkıca birbirine çarptırıyordu. Kolundaki elin baskısı artınca bakışlarını usulca koluna indirdi. Elena oflayarak karşısındaki duvara bakarken "Şunu yapmayı kes ve kolunu hemen çek." dedi sinirine hakim olamayarak Jason'ın yüzüne doğru bağırırken. Genç adam başını kaldırmadan kirpiklerinin arasından Elena'nın sinirden kızarmış yüzüne bakarken dudaklarını yalayarak "Benim de sabrım taşmaya başlıyor. Sen de bunu yapmayı kes." dedi ve başını hızla kaldırdı.

Elena bir anda Jason'la burun buruna kalınca şaşırarak birkaç defa gözlerini kırpıştırdı. Karşısındaki kahve irislere bakarken dudakları birkaç defa aralandı ve sonra ne diyeceğini bilemeyerek tekrar kapandı. Gözlerini hızla kaçırarak boğazını temizlerken bir şey diyeceği sırada odanın kapısı açıldı ve Robert bağırarak içeri girdi.

"Elena seni bekli-" dedi ve gördüğü sahneyle gözlerini irileştirerek 'Ooo' dedi. Dudaklarını bir kaç defa aralayıp kapayınca kısık sesle "Sanırım yanlış zamanda gel-" dediği sırada Elena hızla Jason'ı iterek genç adamın kıskacından kurtulurken adımlarını telaşla Robert'a doğru ilerleti. İrileştirdiği gözleri ve iki yana açarak savurduğu kollarıyla kendini savunmaya geçerken ardından onu izleyen genç adamdan habersizdi.

"Hayır hayır, sen yanlış anladın. Yani-" yutkunarak kurumuş boğazını ıslatırken yüzüne düşmüş olan saçlarını hızlıca çekti. Bu sırada ne demesi gerektiğini düşünürken Jason umursamazca ellerini pantolonunun ceplerine yerleştirerek masaya yaslanırken bakışlarını Robert'a dikerek "Evet çok yanlış zamanda geldin. Şimdi çık dışarı ve kapıyı kapat." dedi gözlerini devirerek. Elena hızla başını Jason'a doğru çevirirken gözleri Jason'ın söylediklerine inanamazcasına irileştirmişti. Şaşkınca aralanmış dudaklarıyla genç adama bakarken Robert'ın ufak bir küfür savurarak kapıyı sertçe kapattığını duyduğunda bulunduğu transtan çıkmışçasına silkelendi. Gözleri hâlâ Jason'dayken sinirli adımlarla genç adama doğru ilerleyerek "Sen sen nasıl..." dedi hâlâ şaşkın bir haldeyken ne demesi gerektiğini bilemeyerek. Yutkunarak dudaklarını yaladıktan sonra "Sen nasıl bir adamsın ya?" dedi inlercesine bağırarak. Elini hızla yüzüne doğru götürüp kapatırken sinirden yerinde duramıyordu adeta. Jason'ın sakin sesini duyduğunda sinirleri iyice gerilmeye başlamıştı.

KIZIL GECE | : TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin