KIZIL GECE | : TUTSAK

20. BÖLÜM

# Justin Bieber - Who To Trust

Jason ne yapacağını düşünürken göğüsündeki kıpırdanmayla bakışlarını o taraftan çekerek göğüsüne indirdi. Elena Jason'ın kendisini göğüsüne yasladığından beri etraftaki olaydan bi haberken Robert'ın o kafa karıştırıcı cümlelerinden sonra artık kafasını kaldırmanın vakti geldiğini anlamıştı. Başını kaslı göğüsten kaldırmaya çalışırken bir yandan da homurdanıyordu.

"Jason bırak artık beni. Neler oluyor?"

Genç adam Elena'nın kalkmaya çalıştığını fark ettiğinde genç kızın başına eliyle kuvvet uygulayarak "Elena şuan hiçbir şekilde etrafı göremezsin. Yerinden kıpırdama."diye konuştu. Şuan etraftaki kargaşayı görmesi imkansızdı. Elena'yı buradan çıkarma vaktinin geldiğini anladığında bakışlarını hızla Robert'a dikti ve ona seslendi. Elena iyice yerinde huysuzlaşırken Jason yanlarına gelen Robert'a hitaben konuşmaya başladı.

"Robert Elena'yı buradan al ve içeri sok."

Elena duyduklarıyla kıpırdanmayı keserken Jason'ın dedikleriyle hızla konışmaya başladı.

"Ben asla bir yere gitmiyorum. Siz ne haltlar çeviriyorsunuz böyle? O cam kırıkları sesi de nereden çıktı? Beni artık bırak Jason."

Jason homurdanarak Elena'yı Robert'a doğru uzatırken genç kız hızla Jason'ın beline sarıldı ve "Ben hiçbir yere gitmiyorum." dedi.

Jason sinirle gözlerini yumarken "Elena!" diye konuştu. Elena ise başını iki yana sallarken ellerini iyice sıklaştırdı. Jason sinirden koyulaşmış gözlerini araladıktan sonra başını eğmeden gözlerini aşağı indirdi ve bedenine sıkıca sarılmış olan genç kıza baktı. Derin bir nefes aldıktan sonra daha sakin bir sesle "Elena buradan gitmen gerek. Robert'la git ve bir saat sonra ben de seninle geleceğim. Beni anlıyor musun?" dedi. Elena yüzünü Jason'ın göğüsüne iyice bastırırken "Benim neden gitmem gerek ki? Bırak ben de durayım işte." dedi, yüzünün kapanmasıyla boğuk çıkan sesiyle. Jason dudaklarını aralayarak tekrar birkaç cümle sıralayacağı sırada Robert araya girdi.Robert genç kızın gitmeyeceğini anladığında Jason'a hitaben "Bence onu sen götürsen daha iyi olacak." dedi. Elena sanki kendisi burada yokmuşçasına kendisi hakkındaki konuşmalara sinirlenirken konuşmaya başladı.

"Benim hakkımda kararlar vermeyi kesin. Bana neler ol-"

Genç kızın cümlesini yarıda kesen şey hızla yerden havalanması oldu. Jason Elena'nın başını kaldırmasına engel olmak adına hızlı hızlı yürürken konuşmaya başladı.

"Bu kadar inatçı olmak pek de iyi değil."

Elena şaşkınlıktan kocaman olmuş gözlerini Jason'a dikerken hâlâ genç adamın kollarında olamayı algılamamıştı. Jason Elena'nın bu şaşkınlığını umursamadan hızla evin arka bahçesinden içeri girdi ve giriş kattaki bir odaya girerek genç kızı yere bıraktı. Genç kız şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırarak genç adamın kusursuz yüzüne baktı.  Elena odaya girene kadar tek kelime etmemişti şaşkınlıktan ama şimdi konuşmanın sırası olduğunu düşünerek başladı konuşmaya.

"Ne yapıyorsun sen? Beni neden oradan çıkardın? Bana açıklama yapmak zorudasın, anladın mı? Hem, nele-"

Jason Elena'nın susmayacağını anladığında hızlı adımlarla genç kızın üzerine yürürken Elena çoktan susmuştu bile. Şaşkınlıkla karışık korkuyla üzerine gelen Jason'a bakarken titrek sesiyle konuştu.

"Ne yapıyorsun sen?"

Jason Elena'yı umursamadan genç kızın dibine kadar geldikten sonra başını yavaşça eğerek Elena'yla göz göze geldi. İki ellerini duvara yasladıktan sonra başını yavaşça sağa doğru eğdi. Bakışları Elena'nın gözleri ile dudakları arasında mekik dokurken yavaşça fısıldadı.