Elena dengesinin kaybetmesiyle aşağı düşecekken beline sarılan kollar ile sırtı sert gövdeye yaslandı. Gözleri korkudan irice açılmıştı.
Az önce uçurumdan aşağı düşecek miydi?
Hâlâ yaşadıklarına inanamıyordu. Nefes nefese kalmasıyla inip kalkan göğsü onun hâlâ korktuğunu belirtiyordu. Başını öne eğerek sakinleşmek için derin nefesler almaya başladı.
Düşmemişti!
Sakin olması gerekiyordu. Sertçe yutkunduktan sonra kulağının dibinde hissettiği ılık nefesle aralık dudakları titremeye başladı. Unutmuştu tamamen.
Onu böyle sıkı kim tutuyordu?
Sert nefes ve iri gövdeyle onun bir erkek olduğunu anlamıştı genç kız. Belini sıkıca tutan kemikli parmaklara kaydı gözü. Sertçe yutkunduktan sonra artık bu duruma bir son vermesi gerekiyordu. Başını hafifçe kimin tuttuğunu görmek için çevirdiğinde sert ve soğuk dudaklar anlına değmişti. İki bedende donup kalmıştı bu durumda. İlk toparlayan genç adam olmuş, hızla kollarını ince belden çekerek birkaç adım geri çekilmişti. Elena ise ayrılan iri kollarla beraber kendini boşlukta gibi istesede kaşlarını çatarak kendini topladı. Genç adama bir can borcu vardı. Soğukça çarpan rüzgarla kendine gelen Elena yavaş adımlarla arkasını döndü kurtarıcısını görmek için.
Bakışları önce sert gövdeye düştü, daha sonra da yavaşça yukarı tırmandı. Gördüğü yüzle başta afalansada hızla kaşlarını çattı.
"Sen.. sen.."
Jason karşısındaki genç kıza bakarken sert yüz ifadesi herzamanki yerinde duruyordu.
"Evet yine ben. Ve bir kez daha hayatını kurtardım."
Elena duyduğu ukala sözlerle kaşları iyice çatıldı. Ne saçmalıyordu bu adam? Az önce neredeyse düşmesine sebep olacak kişi ta kendisiydi. Ellerini iki yana açarak yüksek sesle konuşmaya başladı.
"Az kalsın düşmeme neden olan senken şimdi bana hayatımı kurtardığımı mı söylüyorsun?"
Genç adam ellerini pantolonun cebine yerleştirdikten sonra Elena'nın gözlerine bakmaya başladı. Sinirden iyice koyulaşmış gözler onu için çekiyordu adeta. Kısa bir süre sonra gözlerini genç kızdan ayırdı ve hızlı adımlarla ormana doğru ilerlemeye başladı.
Elena şaşkınca kendisine bir cevap vermeyi bile düşünmeden ilerleyen adama baktı. Şaşkınlığını kısa bir süre sonra atlattıktan sonra hızla genç adama doğru ilerlemeye başladı. Koşar adım genç adamın yanına geldikten sonra hızla kaslı kolu tuttu. Genç adam ellerini pantolonunun cebinden çıkardıktan sonra gözlerini kolunu tutan ele sabitledikten sonra bakışlarını genç kıza çevirdi yavaşça. Elena nefes nefese kalmış bir şekilde genç adamın gözlerine bakarken Jason'ın gözlerindeki soğukluk genç kızın içini titretti. Elini yavaşça genç adamın kolundan çektikten sonra "Sen burayı nereden biliyorsun?" dedi. Jason'ın soğuk bakışları genç kızın yüzünde dolaşırken "Buraya geldiğimden beri." dedi. Elena'nın anlı düşünceli tavrından dolayı kırışırken dudaklarını hızla araladı ancak çalan telefonu ona engel oldu. Elini hızla arka cebine attıktan sonra çıkardığı telefonunun ekranına baktı.
Teyzem!
Ekrandaki ismi okumasıyla hızla yüzünü buruşturdu. Lanet ediyordu kendine. Bugün teyzesi gelecekti ve Elena bunu tamamen unutmuştu. Hızla telefonu açtıktan sonra kulağına yerleştirdi ve bakışlarını yanındaki genç adama çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL GECE | : TUTSAK
VampireNot: Kızıl Gece serisinin ilk kitabıdır. Bu kitap final yapmış ve ikinci serisi profilimde bulunmaktadır. • "Arabamın dibinde sümüklü gibi ağlayan birisi var sanırım." Duyduğu sesle başını yavaşça kaldırırken başında dikilen heybetli bedene baktı. B...