Bir özür borçluyum

299 30 16
                                    


Merhaba sevgili okuyucularım; eğer hala okuyucum varsa tabi. 

Bana kızgınsınız belki de kırgınsınız. Sonuna kadar haklısınız bir şey diyemem.

Bu hikayeye başlama nedenim şuydu; içimdeki edebi yeteneği kaybetmemek. Evet, yazmayınca köreliyor insan. Ben yazmayınca kelimeler içimde birikiyor ve kanatıyor beni günden güne. Sebepsiz yere ağlamalarım, gelgitler yaşamalarım hep bu yüzden.

Size sebeplerimi anlatayım; Bilenler bilir 25 yaşındayım, üniversite bittikten sonra işe girdim ama bu yazı yazmamı engelleyen sebep değildi. İşe girdiğimin üçüncü ayında İstanbul Atatürk Havalimanı'ndaki terör saldırısında canlı bombanın sadece birkaç adım uzağındaydım. Hayatta kalmamı açıklayan tek kelime mucize. Kulağımın zarı yarısına kadar yırtıldı ve ilk haftalar sürekli tekrarlayan bomba sesleri uğultular ve korku filmlerinde duyduğumuz efektler gibi garip sesler duyuyordum, beynim uğulduyor gibiydi. Raporum bittikten sonra işe döndüğümde darbe oldu bilirsiniz 15 Temmuz'da ve ben evime zar zor geldim. O gece öleceğime emindim. 

Yaşadığım onca korku psikolojik bunalım ve buhran hali beni öylesine bir noktaya getirdi ki hayatta sürüklendiğimi hissettim. Bırakın yazmayı aylarca kitap yüzü açamadım. Sonrasında da hayata bakış açım değişti ve art arda kötü deneyimler yaşadım. 

Landing in London'a gelince ise. Şimdiye kadar yazdığım en harika şey olabilir, çünkü her kelimesini elimle yazdım. Kağıtla kalemle işledim duygularımı. Kim bilir belki ileride çok değerli olur orijinali. Burada yayınlamamın sebebi ise okuyucularım ısrar ederse istesem de hikayeyi bırakamam diye oluşan bir düşünce. Yaşadığım felaketler öncesinde bu düşünce beni ikinci kitaba kadar getirdi. 

Sizlere minnettarım. Çokça hem de.

Hikayeyi bırakmadım. Ben bu güne kadar yaptığım hiçbir işi yarıda bırakmadım. Yayınlamadığım bir bölüm var henüz toparlayamadığım, bittiği an sizlere sunacağım. Telefonumda notlarda hikayeye uygun yerlere yerleştirilmeyi bekleyen cümlecikler var onları da ekleyeceğim. 

Sizden bana acımanızı istemiyorum, sadece biraz anlayış. Çünkü edebiyatı istesem de bırakamam. İnsan ruhunun temel taşını söküp atabilir mi?

Bu yazıyı buraya kadar okuduysanız bile teşekkür ederim. Bana oy veren yorum yapan okuyup hiçbir şey yazmadan geçen herkese teşekkür ederim. Siz gerçekten kaliteli hikayelere layıksınız. Eğer bu hikayeyi de sevmişseniz ne mutlu bana.

En yakın zamanda yeni bölümde görüşmek dileğiyle.

Seval.

Landing in London 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin