Damien'ın gelmesiyle hepimiz masaya dönmüştük. Bu kez yemek yemeyi bırakmış çay, kahve ve matcha smoothie üçlüsüne dönmüştük. Kısa bir muhabbetten sonra Blanco toplantı başkanlığına eline alır gibi konuştu.
"Damien, biz buraya Winter'ı kariyerine devam etmesi için ikna etmeye geldik." Diye açıkladı.
"İyi yapmışsınız, kendisi çok yetenekli biri." Gülmemek için kendimi zor tuttum. Bu adam gerçekten başmüfettiş gibi konuşuyordu.
"Winter son zamanlarda kötü olaylar yaşadı. Bizim gibi yaşı ileride bu işin kurdu olmadığı için de haliyle bazen yersiz tepkiler vermiş olabilir. Ama biz konuştuk senin ile ilgili hiç kötü şey söylemedi. Sen de onunla çalışmaya devam etmek istiyorsun değil mi?"
Winter devam etti. "Ben size çıkışlarım için özür dilerim. Sadece her şey üstüme üstüme geliyordu ve artık kendimi toparlayamadım. Kimsem yokmuş gibi çaresizdim."
O sırada yerimde huzursuzca kıpırdandım. O sıralar ona destek olmak yerine hem sinirlerini bozmuş, hem kariyerini mahvetmiş, hem de kendi içimde debelenirken aramıza uzun bir ayrılık koymuştum.
"Winter bak. Seninle ilk konuştuğumdan beri ne kadar zeki biri olduğunu anladım. Bunu herkes anlayabilir. Ayrıca gerçekten yeteneklisin. Bu işin kurdu olmak için bizim gibi yaşlanmaya gerek kalmayacak kadar akıllısın. Sadece hayatında bir şeyler yolunda gitmediğinde kimin senin iyiliğini düşündüğünü fark etmen gerekiyor. Ben senin kariyerin için uğraştım hep. Sen ağlama krizine girdiğinde de Robert'ı çağırdım yanına çünkü katiyen dinlemiyordun. İlişkideki sorunlara karışmak benim işim değil ama o an yapılacak en doğru şey Theo'ya senin Harry ile görüşmek istemediğini söylemekti."
O an çayı püskürttüm. "Ne? Ben deli gibi ona ulaşmaya çalışırken sen nasıl ne hakla ya nasıl beni ondan uzak tutarsın? Nerden biliyorsun görüşmek istemediğini?" Öfkeden kuduruyordum. Winter elimi tuttu çünkü her an saldıracağımı fark etmişti.
Damien ise zerre umursamadı. "Senin yüzünden bu kız ne durumlara düştü. Bir an önce toparlanması gerekiyordu ve hastanede geçirdiğimiz o geceden sonra ihtiyacı olan kişinin sen olduğunu sanmıyordum. O yüzden en iyi arkadaşını çağırdım."
Robert ne zamandan beri Winter'ın en iyi arkadaşıydı? "Ben ne hallere geldim dağıldım kayboldum kendimi kaybettim hepsi bunun için mi?"
Winter elimi tuttu. "Damien'a kızma, o zamanlar seni gerçekten görmek istemiyordum."
"Ben senin neye ihtiyacın olduğunu biliyorum. Sevmesen de böyle. Bazı davranışlarını star kaprisi diye çekebilirim ama böyle durumlarda soğukkanlı olmalı ve işine devam etmelisin."
Sonra Winter'la kucaklaştılar. Beraber çalışmaya devam edeceklerdi. Bunun şerefine Cole arabadan bir şişe şampanya getirdi. Bardaklar dizildiğinde şişeyi hala açmamıştı. "Winter kariyerine devam edeceğine söz verince açacağım ve o zaman herkes iki bardak içecek."
"Aaa ama öyle üstüme gelmeyin. Hem şu ara teklifler ne alemde hiç bilmiyorum." Winter şu an tam da Winnie gibi görünüyordu.
"Yapma küçük bebek sen çok şanslısın hep teklifin var. Yeni bir aşk filmi var, kitap uyarlaması. Hem filmi Cole organize edecek." Damien gülümsüyordu.
"Winter yanlış anlama, buraya kariyerine devam etmen konusunda ısrara geldik. Amacım benim filmimde oynaman değil. Evet dersen elbette mutlu olurum ama bu öncelikli amacım değil."
"Nerden senin filmin oluyormuş? Winter gelirse ben yöneteceğim." Oscar Blanco gürlemişti yine.
Cole kaşlarını çattı. "Bu delilerden sonra uğraşamam ben çekmiyorum film, demiştin en son."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Landing in London 2
FanficWinter ve Harry'nin büyük aşkı gerçekten güçlü mü? Ayrı kalarak sınavdan geçebilecekler mi? Mesafeler aşklarını kuvvetlendirecek mi? Yoksa yıkımlarına mı sebep olacak? Landing in London 1 hikayesinin devamıdır. İlkini okumadan ikincisine geçmemeniz...