~BEYAZ SAYFALAR~ 15.BÖLÜM"gönül yarası"
-"Sen çıldırmışsın...Adamlar kafamıza silah dayadı,bizi öldüreceklerdi diyorum."Kenan bey titriyordu adeta bu sözleri söylerken.Tansiyonu yükselmişti belliki.
-"Bunların benimle hiçbir alakası yok..."
-"Dövüş belası yüzünden deilmi?Zamanında bu işlere girmesen,şimdi bunlar gelirmiydi başımıza?...Susmasana Mihrali..."
-"Ben...Ben.."
-"Verecek cevabın bile yok...Yıkıl karşımdan..."Ayşe hanım eşinin kolunu tutup sıkmıştı daha fazla ileriye gitmemesi için.Mihraliyse tek kelime dahi söylemeden odasına çekilmişti.Babasının daha Kadir ve doktor Özlem in kaçırıldığını bilmeden verdiği bu tepki,içinde bulunduğu durumdan daha fazla sarsmıştı onu.Zerrece kendi canını düşünmüyordu oysa.Sadece ailesine bir zarar gelmesinden endişe duyuyordu.Yorucu bir günün ardından,bu düşüncelerle yatağında derin bir uykuya dalmıştı sonrasında....Ertesi sabah Hayriye hanım erken saatlerde kahvaltıyı hazırlarken,biryandanda Sami beye olanı biteni anlatıyordu.
-"Yok,yok...Artık Mihraliyle bir araya gelmemesi için elimden geleni yapıcam.Ben kızımı sokakta bulmadım efendi..."
-"Peki bu yaptığın,sence işe yarıyacakmı?Adam zengin sonuçta..."
-"Firdevse olan bakışlarını görseydin böyle demezdin Sami bey...Eğerki düşündüğüm gerçek olsun,bizimde hayatımız kurtulacak göreceksin bak..."İkiside akıllarından o şatafatlı hayatı geçirdiği sırada,Firdevs odasından telefonla konuşarak çıkmıştı alel acele.
-"Peki Akın bey.Ben hemen hazırlanıyorum öyleyse.Beş dakika sonra kapıda olurum."deyip telefonu kapattığındaysa,Hayriye hanım ve Sami bey birbirlerine bakıp gülümsemişlerdi.Belliki küçük bir dokunuş istedikleri etkiyi yapmıştı...
Aynı anlarda,Mihralide evden çıkmak için hazırlanıyordu.Babasına yakalanmamak için sessizce kapıya yönelmiş ve hızla kendini sokağa atmıştı...Düşünceli bir şekilde, caddeye çıkmak için yürürken,Firdevslerin evinin önündeki lüks arabaya takıldı gözü...Biran durakdamış,birşeyler anımsamıştı sanki...Evet,Akın ın arabasıydı bu...Hızla koşarak arabaya yaklaştığı anda,Firdevs evden çıkmış,Demir araçtan inerek arka kapıyı açmıştı ona...Mihrali sokağın aşağı tarafından,
-"Firdevs..."diye bağırdığında,Akın da müthiş bir haz duyarak çıkmıştı araçtan dışarı.Yanlarına vardığındayda bir hışımla,
-"Senin bu adamın yanında ne işin var?Söyle Firdevs."diye sordu.
-"Mihrali..."
-"Söylesene Firdevs."
-"Ben Akın beyin yanında işe başladım.Üç gün oldu"Duraksamıştı biran.Sırıtarak yüzüne bakan Akına döndü bu defa.
-"İnadına yapıyorsun deilmi?Bana acı vermekten keyif alıyorsun deilmi"Sinirle söylediği bu sözlerin ardından,hiç beklemediği anda çenesine yumruğu indirmişti Akın ın.Firdevs şaşırmış ne yapacağını bilemeden,
-"Ne yapıyorsun sen Mihrali,dur,dur...Vurma sakın"diye bağırmaya başlamıştı...Duydukları seslerle,dışarıya çıkan Firdevs in anne babasıda Mihraliyi uzaklaştırmak için çabalamaya başlamışlardı sonrasında...
-"Seni tanıyamıyorum artık Mihrali.Sen nasıl bir adam oldun böyle?"Firdevs bu cümleleri kurarken nasıl bir oyunun içinde olduğunuda bilmiyordu elbette.
-"Uzak dur bu adamdan Firdevs.Sana zarar verecek.Bana inan..."
-"Kes Mihrali kes...Ve git hemen burdan.."Akın sadece sebep olduğu bu olayı keyifle izlemekle yetiniyor,Mihraliye karşılık dahi vermiyordu.Firdevs ise Akının kanayan dudağına parmağıyla dokunup,cebinden çıkardığı peçeteyle kanı silerken,Mihraliyi ne denli derinden yaraladığını umursamıyordu bile...Hayriye hanım ve Sami bey Mihraliyi biraz uzaklaştırdıklarındaysa,Akın ve Firdevs araca binip gittiler...Firdevs in anne babasının,kızlarından umudu kesmesi için söyledikleri sözleri, o anki içinde bulunduğu durumda hiç duyamamıştı belkide....
*********
Önündeki kum çuvalını durmaksızın tekmeleyen Zaybek e moral vermek için sarfediyordu tüm çabasını...
-"Daha sert vur...Seri ol.Karşındaki adam Türkiyenin en iyisi unutma."Kerimov farklı hesaplarıda aklında kuruyordu aynı zamanda.Necatiyle gözgöze geldiği o anlarda içindeki hırs dahada alevlenmişti sanki...Zaybek durmaksızın ağır idmanına devam ederken az ilerindeki sağdık adamı,Puska ya dönüp,
-"Bizi bu yarışta kimse yok sayamaz anladınmı?Bir demir yumruk gibi hamlemi yapıcam en savunmasız anlarında...Halil ve Bekir Saner birbirlerine diş bilerken,ben bu işten en büyük karı elde edicem göreceksin..."demişti gözlerini kısarak...Aklındaki diğer düşünce ise,uzun yıllar sonra Necati ile hesaplaşma fırsatını yakalamış olmasıydı belkide...Yeni günün akşamı başlayacak turnuvanın sadece bir formaliteden ibaret olduğunu çok iyi bildiği halde,önlerindeki en büyük engeli,Mihraliyi devirmenin düşüncesi dönüp duruyordu aklında...Taraflar dişlerini tam anlamıyla göstermeye başladıkça,sözkonusu işin ne denli büyük olduğuda ortaya çıkıyordu böylece...
***********
-"Ne diyeceğimi bilemiyorum Özlem hanım.İnan herşey benim kontrolüm dışında gelişti.Asla sizi böyle bir tehlikeyle karşı karşıya bırakmazdım yoksa..."Mihralinin mahçubiyetle söylediği sözlerden sonra,hakvermişti ona.
-"Böylesine tehlikeli bir işin içinde neden bulunuyorsun peki?Olan oldu sonuçta.Ve ne benim,nede ailenin başına hiçbirşey gelmeden bu tehlikeyi atlattık.Ama neden yani?"
-"Bazen istemedende tehlikenin içinde buluveriyor insan kendini.Benim gibi bir geçmişi varsa insanın bazı çizgilerin dışındada bırakamıyor kendini istesede."
-"Peki Akın bu işlerin neresinde sence?Sadece dövüştüğünü söylersen,beni inandıramazsın.."
-"Akın bu işin neresinde bilmem ama,birtarafından bulaştınmı istesende çıkamıyorsun bu bataktan..."Özlem başını sallarken,konuyu değiştirmeyi düşünmüştü biran.
-"Neyse olan oldu Mihrali.Şimdi sadece Kadirin sağlığını düşünmelisin...Bu olay faslasıyla yıprattı onu.Ben elimden geldiğince ona destek olmaya çalışıyorum ama sizde ailesi olarak hiçbir kötü durumu ona hissettirmemelisiniz.Tedavi sürecinde moralin çok önemli olduğunu söylemiştim."Uzun süren konuşmanın ardından günün büyük bölümünü Kadirin yanında geçirmişti...Tedavi için gerekli olan parayı hastahaneye ilettikten sonrada,anne babasını kardeşinin başında bırakarak ayrıldı hastahaneden...Tamirhaneye geldiğinde hava kararmak üzereydi.İltan çoktan gelmiş,küçük bir idman yaptığı dahi belli oluyordu alnındaki terden...Necati usta çıkmak için hazırlandıkları sırada bir bir anlatmaya başlamıştı tereddütlerini.
-"Kerimov bunca zaman sonra ortaya çıkıp dövüşlere katılıyorsa bunun mutlaka bir sebebi vardır.Sadece bana olan kininden yaptığını sanmıyorum."
-"Kimdir bu adam?"
-"Eski dövüşçülerden...Ezeli düşmanım desekte olur."
-"Sana kin dolu bakışlarının sebebi buydu demek...Haklısın ustam bu adam sadece küçük bahisler için ortaya çıkmadı.Aksine ortada çok büyük bir durum var.Bekir Saner ve Halil i de iştahlandıran çok büyük bir durum"Necati usta ve İltan dikkat kesilmişlerdi konuya...Mihrali ölüm dövüşlerini anlatırken hayretler içinde kalmışlar,tereddütle birbirlerinin gözlerine bakmışlardı sonrasında...Dükkandan çıkıp,Vale Tudo nun yolunu tuttuklarındaysa,herbirinin aklında farklı düşünceler vardı...devamı yarın...
