~BEYAZ SAYFALAR~8.BÖLÜM"ayakta kal..."
-"Kimsiniz?Ne istiyorsunuz?"Biranda etrafını çevreleyen adamlara,sinirli bir tavırla gözlerini dikerek sormuştu bu soruları.
-"Meşhur sokak dövüşcüsü Mihrali.Bundan böyle Bekir Saner için dövüşeceksin.Karşılığını da alacaksın tabi.Bunu söylemek için geldik buraya."
-"Ben kimse için dövüşmem"
-"Sana bir seçenek sunmuyoruz.Dövüşeceksin diyoruz aslanım.İşte okadar."Sözlerini bitirdiğinde elini Mihralinin omzuna koyup sıkmıştı.
-"Çek elini,yoksa karışmam..."Adam diğerlerine bakıp sırıttıktan sonra elini çekip,ceketini aralayıp belindeki silahı işaret ederek,
-"Bekir abi kendisine karşı gelinmesini sevmez.Düşün taşın kararını ver.Fakat senin için tek çıkar yol kabullenmek olacaktır..."Adamlar bunları söyledikten sonra etrafından çekilip az ilerideki taksiye binip uzaklaşmışlardı.Mihrali,o an derin düşüncelere dalmış,koskoca Bekir Saner in küçük bahisler peşinde koşmayacağını ve mutlaka daha büyük işlerin döndüğünü hesaplıyordu kendince.Ne olursa olsun büyük bir tehdit almıştı.Ve bu durumda faslasıyla endişelendirmişti onu.
*********
O akşam nöbetçi doktor olarak kaldığı hastahanede,derin düşüncelere dalmıştı Özlem.Kadiri gördüğü ve çaresiz çırpınışlarına şahit olduğu andan beri aklından çıkaramıyordu.Abisi neden hastahaneye yatırmamıştıki Kadiri?ALS hastalığı kasların zayıfayarak erimesi sonucu kişinin güçten düşmesi ve yatağa bağlı hale gelmesine yol açabilirken ve hastalığın ilerleyen evrelerinde,solunum yetmezliği ve akciğer enfeksiyonu ölüm nedeni olabilecekken neden apar topar hastahaneden gitmişlerdi anlayamıyordu.Konuşma yetisini kaybetmeside bu hastalığın sebeplerinden biri olabilirdi belkide...Kendisine küçük yaşta yaşadığı bir korku anında konuşma yetisini kaybettiğini söyleselerde,bu tamamiyle hastalığının başgöstermesiyle,oluşan bir durumda olabilirdi.Özlem bu düşünceler içindeyken,elbette Kadir in hastahaneden asıl ayrılma sebebini düşünememişti ...Sadece tek düşündüğü biranönce hastahaneye yatırılmalı ve tedavisine başlanmalıydı.-"Vay koçum benim.Hoşgeldin.Hiç uğramayacaksın sanıyordum..."Necati usta büyük bir özlemle sarılmıştı Mihraliye.Sonrasında tamirhanede çay demleyip koyu bir sohbete giriştiler.Geldiği günden beridir başına gelenleri öğrenince üzülmüştü fazlasıyla.
-"Peki şimdi ne yapacaksın evlat?Firdevs kızımın tutumu belli.Diğer taraftanda tehdit altındasın."
-"İşin o taraflarını hiç düşünemiyorum bile ustam.Sadece Kadir i biran önce hastahaneye yatırmalı.Bunun içinde tedavi için gerekli olan parayı bulmam gerek."
-"Sen askerdeyken,Kenanla çok çabaladık.Bizim gibi küçük esnaf için,çok büyük bir para yüzelli bin."
-"Biliyorum usta,biliyorum."
-"Bankalardanda sonuç alamayınca,umudu kestik"
-"Başka yolu yok usta kardeşim için dövüşücem."
-"Peki ya Firdevs?Evleneceksin oğlum.Tekrar dövüştüğünü duyarsa hiç iyi olmaz"
-"Biliyorum usta.Ama başka çarem yok.Senden yardım istemek için geldim"
-"Ne yardımı evlat?"
-"Eski gücüm kuvvetim yok.Çok idmansız kaldım.Yarınki maçlara hazırlamanı istiyorum beni...Yine eski günlerdeki gibi."
-"Mihrali iyi düşün oğlum..."
-"Usta daha birşey deme nolur.Hadi depoya inelim.Biran önce başlayalım."
-"Peki evlat sen nasıl diyorsan öyle olsun.Çenenin işlediği kadar yumruklarında işliyormu bakalım?"Karşılıklı gülüşmüşlerdi.Necati usta dükkanın kepengini indirmek için kapı tarafına ilerlemişken,kızı Nazan görünmüştü kapıda.Kızın gözleri içeride oturan Mihraliye takıldığında,yüzü biranda değişmişti.
-"Hoşgeldin Mihrali..."dedi utanarak.
-"Hoşbulduk.Kız sen ne kadar büyümüşsün."Necati usta gülerek lafa karışmıştı.
-"Büyüdü elbet ya.Zaman geçiyor evlat."Sonrasında kızına dönüp,
-"Hayırdır kızım?"diye sordu.
-"Annem yemeğe bekliyor.Sende buyur Mihrali."
-"Sen git kızım biraz işimiz var bizim.Annene söyle geç gelirim bu akşam."Nazan "tamam"der gibi başını sallarken,içine tarifsiz bir sevinç dolduğunuda hissediyordu Mihraliyi gördüğü andan itibaren...Aynı anlarda Celal amir de derin düşünceler içindeydi.
-"Bu plan başarılı olursa,tüm dengeler altüst olacak Rıdvan."
-"Amirim fazlaca tehlikeli bence."
-"Biliyorum ama başka çaremizde kalmadı.Bu çakalların düzeneğine çomak sokmak,tehlikeden geçiyorsa bunuda yapıcaz mecburen."
-"Sokaktaki muhbirlerimizden öğrendiğimize göre yarın akşam yine dövüş varmış"
-"Ne kadar erken başlarsak okadar iyi.Bu güzel bir haber Rıdvan."Sözlerini bitirdiğinde yine düşüncelere dalıp gitmişti Celal.İşin tehlikesinin fazlasıyla farkındaydı...
**********
Bir günün büyük bölümünü çalışarak geçirmişlerdi Necati ustayla...Dövüş saatleri yaklaştığındaysa,Vale Tudo nun yolunu tutmuşlardı beraber...Daha sokağın başında güçlü tezahürat sesleri kulaklarını çınlatmaya başlamıştı.
-"Tekrar buraya geleceğimi hiç düşünmemiştim evlat."demişti iç çekerek, Necati usta.
-"Hayat insana yapmam dediklerini yaptırıyor be usta."Sakin adımlarla meydana vardıklarında,cazgırın hararetle devam eden dövüşü anlattığına şahit olmuşlardı.Cılız sayılabilecek bir dövüşcü,yılların dövüşcüsü iri yarı Rafo nun karşısında dağılmıştı resmen...Rakibinin güçsüzlüğüyle adeta dalga geçercesine hamleler yapan,Rafo adamı yere düştüğü halde,karnına topuklarıyla vurmaya devam ediyordu...O vurdukça seyirci daha da coşuyor,
-"Vur,vur"sesleri inletiyordu Vale Tudo yu.O an Mihrali daha fazla bu duruma dayanamamış,dövüş meydanına dalmıştı bir anda.
-"Tamam Rafet ayrıl.Görmüyormusun adamın halini..."
-"Çek elini Mihrali yoksa pişman olursun."
-"Yeter dedim sana..."O an Rafo biranda yüzüne bir darbe indirmişti Mihralinin.Biran sendeledikten sonra,ileriye atılıp,ardarda yaptığı vuruşlarla sersemlettikten sonra,güçlü bir aparkartla yere sermişti Rafo yu...Sonrasında biraz önce yere düşen cılız dövüşcüyü yerden kaldırmak için elini uzatmıştı...O anları dikkatle takip eden Halil,Akının kulağına eğilip dakikalardır aklında kurduğu cümleyi söylüyordu.
-"Mihrali şimdi gerçek anlamda geri döndü işte..."devamı yarın...
