~BEYAZ SAYFALAR~18.BÖLÜM"tertemiz bir sevgi"
Saniyeler sonra aracın sol tarafından silahlar durmaksızın ateşlenmeye başladığında,Nazanda çoktan aracın sağ tarafının olduğu bölüme varmıştı...Biranda camlar dökülüp kaporta delik deşik olmaya başladığındaysa,Nazanın çığlıkları,silah seslerine karışırken,kendi canından önce belkide Mihraliyi düşündüğü bir gerçekti belkidr..Saniyeler içinde kimbilir aklından neler neler geçmişti.O anda aracın,sağ arka kapısı açılıp,Mihrali kendini dışarı attığındaydçsaa,parmaklarını kulaklarına tıkayan beti benzi atmış Nazanla gözgöze gelmişti...O an kolunun bir mermi sıyrığıyla kanlar içinde kaldığını dahi anlayamamış,Nazanı sıkı sıkıya göğsüne bastırmıştı.Belki bir dakikaya yakın,araç tarandıktan sonra,Kerimov un adamları,kendi araçlarına binip hızla uzaklaşırlarken Mihraliyi öldürdüklerini düşünmüşlerdi,aracın son halini görmüş olmanın rahatlığıyla...Mihrali,Nazanın elinden tutup,biran önce olay yerinden uzaklaşmak için çabalarken,biran araca gözleri takılmış,ve araçtaki dört kişinin öldüğünü anlamıştı korku dolu gözlerle...Celal amir,gece boyunca Vale Tudo yu gözlemlediği binadan inerken,duyduğu silah sesleriyle irkilmiş,sokağa adımını attığındaysa dehşete düşmüştü adeta...
-"ALLAH kahretsin...Vahşet bu,vahşettttt..."diye bağırırken kalabalıkta toplanmaya başlamıştı olay yerine...O anlarda,Halil in bürosuda,aynı adamlar tarafından mermi yağmuruna tutuluyordu.Büyük hesaplarla kalkışılan bu işler,şüphesiz bir gözdağı vermek amacıyla yapılıyordu....
*******
Hanedan otelin kapısından,Akın ile birlikte girerlerken,lüks ve şatafat ilgilerinide fazlasıyla çekmişti.Güvenlik önlemlerinin en üst düzeyde olduğu,sıra sıra dizilmiş korumalardan fazlasıyla hissediliyordu.Uzunca bir koridorun sonunda,büyük lobideki kalabalığı gördüklerinde heyecanlarıda fazlasıyla artmıştı nitekim...Halilinde gelmesiyle toplantı başlamıştı artık.Yirmi ülkenin,en zengin ve bir okadarda karanlık adamları o an derin konuları masaya yatıracakken,Halil söz alıp,çok merak ettiği bir konuyu gündemine getirme gereği hissetmişti kendinde...
-"Böylesine büyük bir organizasyonun benim ülkemde,benim organinasyonumda yapılması beni ziyadesiyle memnun ederken,şu soruyu sormadanda edemicem size...Neden Türkiye?"Birkaç kişinin gülüştüğü duyulmuştu bu sorunun sonrasında...Fransa dan katılan Norman söz alarak,
-"Bu çok büyük bir organizasyon bayım.Riske edilemeyecek derecede büyük.Çok rahat haraket etmek gerekecekti.Ve kanunlarınızdaki boşluklar,Türkiyeyi bize cazip seçenek olarak kabul ettirdi belkide."Yanı başındaki dövüşçüsü şövalye anlamına gelen ismiyle Aleron un omzuna elini koyarken,diğer rakiplerine de gözdağı verir gibiydi adeta...Ülkesini adeta aşağılarcasına kurulan cümleden zerrece rahatsız olmamışcasına başını sallamıştı Halil...Sonrasında hararetli toplantıya da başlanmıştı artık...Tüm taraflar görüşlerini belirtirken,ortak kararlar verilmişti bir saatin sonunda...Ortaya konulacak rakamlar telaffuz edildiğindeyse,Halil in aklı başından uçup gitmişti adeta...Sonrasında kısa zaman içersinde tamamlanacak mekanın resimlerini masanın orta yerine bırakıp tarafların incelemesi için beklemeye koyulmuştu...
-"Gözü pek dövüşcünüz Akın ı tanıdık...Peki ikinci dövüşcünüzle ne zaman tanışma fırsatımız olacak Halil bey?"Kendisine yöneltilen soru sonrasında koltuğa iyice yaslanıp cevabını vermişti Halil.
-"Benden istediğiniz kusursuz organizasyın için,sıkı bir şekilde çalışıyorum.Ve sizi temin ederim diğer dövüşçümde Akın kadar iyi bir isim olacak...Zayıf halka istemediğinizi çok iyi biliyorum"Sözlerini bitirdikten sonra yüzlerde memnuniyet ifadesini gördüğünde dahada rahatlamıştı Halil...
Yorucu bir günün ardından eve girerken,babasını kapıda karşısında bulan Özlem irkilmişti biranda.
-"Hayırdır baba bir problemmi var?"diye sorduğundaysa kaşlarının çatıldığını görmüş ters giden birşeyler olduğunuda anlamıştı.
-"Daha önce hiçbir hastanla bu denli ilgilendiğini görmedim kızım.Kendini fazla yoruyorsun bana kalırsa...Tekrar etmek istiyorum,doktorluk yapmana gerek yok.Pekala şirkette çalışabilirsin."
-"Yine mi aynı konu baba?Ben kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum.Bunu daha kaç defa söylemeliyim sana.Abim gibi,şirketin rahat koltuklarına yaslanıp,patronculuk oynamamı bekleme benden lütfen....İnsanlara yardım etmek,hayat kurtarmak benim tek gayem.Ve ben asla bu düşüncelerimden vazgeçmem..."Sonrasında odasına doğru yönelmişti bir hışımla.
-"Özlem daha konuşmamızı bitirmedik."
-"Çok yorgunum baba.Yatıcam hemen."Derviş bey düşünceli bir tavırla kızının ardından bakarken,bu tutumunu ve dikbaşlılığını anlayamıyordu....
*******
-"Nasıl yaparsın bunu Nazan?Nasıl ateşin ortasına atarsın kendini?Ya sana birşey olsaydı?Ben ne derdim ustama?"Mihralinin ardarda sorduğu sorular yüzü kireç gibi olmuş Nazanı daha da endişelendiriyordu belkide.Karanlık sokaklardan koşar adım uzaklaşmaya çalışırlarken,Mihrali sıkı sıkıya tuttuğu Nazanın bileğini acıttığının farkında dahi deildi.
-"Sana birşey olacak diye korktum..."dedi endişe dolu bir ses tonuyla.
-"Öyle olsa bile bu yaptığın çok saçmaydı Nazan.Hem senin orda ne işin vardı?Hay ALLAH ım çıldırıcam."
-"Annem,babama geç kalmaması için haber vermemi istemişti."
-"Yalan söyleme..."
-"Tamam ama bukadar kızmana gerek yok.Sadece dövüşleri izlemek istedim."O an Mihrali durup karanlık sokağın duvarına yaslanmıştı soluk soluğa.Nazan ın ağlamaklı ses tonu,fazla tepki verdiğini hissettirmişti belkide.
-"Sana birşey olmasından çok korktum anladınmı?Senin yerin burası deil Nazan.Sen evde olmalıydın,bu olayın ortasında deil."Nazan içten içe"tamda olmam gereken yerdeydim"diye düşünürken,Mihralilin gözyaşını sildiği parmağının sıcaklığı kaplamıştı yüzünü...Belkide Mihralinin o an içten içe beslediği tertemiz sevgisini fatkettiğinide düşünmüştü...Bu konuşmanın ardından hızla uzaklaşmaya devam ederlerken,yöneldikleri istikamet ise Necati ustanın evi oluyordu...
*********
Derin düşünceler içinde kahrolan Bekir Saner acı haberi çoktan almıştı belliki.Dört adamının öldürülmesi ve Mihrali dende haber alamaması kendisini çılgına çevirsede,sakin düşünmesi gerektiğinide çok iyi biliyordu...Arkasındaki adamlarına dönüp,
-"Hala Mihraliden bir haber yokmu?"diye sordu bir hışımla.
-"Yok efendim.En kısa zamanda neler olduğunu anlıcaz hiç merak etmeyin."
-"Savaş çoktan başladı Fettan.Herkes gardını almış baksana....Ama kimsenin düşündüğü gibi kolay lokma olmıcaz anladınmı?Bunu yapanlar kim bulun bana.Bulunki doğduğuna pişman edeyim ..."Sözleri duvarlarda yankılanırken,böyle bir şeye kimin cüret ettiğinide düşünmeye başlamıştı...Belkide haklıydı Bekir Saner,savaş çoktan başlamıştı kimbilir...devamı yarın...