~BEYAZ SAYFALAR~23.BÖLÜM"pusu"
Kadir ertesi gün,yoğun bakımdaki tedavisi için hazırlanırken,herzamanki neşeli tavrını takınarak yaptığı el işaretleriyle birşeyler anlatmaya çalışıyordu...Artık vücudunu eskisi kadar güçlü hissetmesede,sevdiklerinin yanında olması,neşesini yitirmesine engel oluyordu.Ve moralini herzaman yüksek tutmasıda hastalığının sürecini etkileyecekti Özleme göre...Yine acıyla geçecek saatlerde sakin olmasını ve kendini bırakmamasını anlatırken,Kadir olanca gücüyle elini tutup,"s-e-n y-a-n-ı-m-d-a o-l-u-n-c-a a-c-ı h-i-s-s-e-t-m-i-y-o-r-u-m"cümlesini kodladığında biran utanmış yüzü kızarmıştı.Birkaç saniye Kadir in gözlerine bakamasada,kendinin toparlayıp elini sıkmış içindeki bu hisse gülümseyerek cevap vermişti.Kadir in gözlerindeki ışıltı o an abisinin tehditlerini unutmasına yetmişti...Kadir odasından yoğun bakım ünitesine taşınırken,anne babasıda hemen arkasından onları takip ediyordu o anlarda.Mihrali düşünceli bir tavırla odadan çıkmaya hazırlanırken,odadaki sehpanın üzerindeki vazonun yanına iliştirilmiş küçük bir çakı ilişmişti gözüne.Dikkatle baktığındaysa altına bir not iliştirildiğini anlamıştı..."Sevdiklerine zarar gelmesini istemiyorsan,sınırları aşmayacaksın Mihrali..."Notta yazan bu cümle içten içe faslasıyla korkutmuştu Mihraliyi...Kim nasıl girmiştiki odaya?Belliki gece hepsinin biranlık uykuya daldığı anlarda olan olmuştu.O an ailesinin hayatından endişe ederken,kendincede bu beladan kurtulmak için bir plan yapmıştı mecburen...
********
-"Tamda Akın beye yakışır bir yüzük"Hayriye hanım ın, Firdevsin parmağındaki yüzüğüne bakarken gözleri ışıldamıştı adeta.
-"Görsen anne ne kadar istekli.Kısa zamanda sevgisine inandırdı beni.Çok kibar ve romantik biri."
-"Çok zaman kaybettin ama,sonunda aklın başına geldi benim güzel kızım."
-"Ne kadar boş hevesler peşinde koşmuşum meğer.Ailesinin yurtdışı gezisi yüzünden tanıştırma işi biraz uzayacakmış ama bunu sorun etmediğimi söyledim.Gerekirse kendi aramızda bir nişan yapmayı bile teklif etti."
-"O nedenmiş kız?"
-"Ne denli ciddi olduğunu göstermeye çalışıyor bana.Vakit geçirme heveslisi olmadığını çok iyi anladım."
-"Zarif adam birkere..."
-"Evet hemde çok...Bitti anne.Artık çok güzel bir hayatım olacak.Çalışmayı bırakıp,o köşkün hanımefendisi olucam..."Bunları söylerken makyajınıda bitirmiş,evden çıkmak için hazırlanıyordu artık.Doğru ve ciddi niyetle kendisine yaklaştığını düşündüğü Akın ın,onu nasıl bir sona sürüklediğinin farkında dahi deildi o an için...Mihraliyi tamamen aklından silmenin rahatlığı yüzünden okunurken,kurduğu hayallerde gerçekleri görmesini engelliyordu elbette...Cevher koşarak Bekir sanerin odasına girdiğinde elindeki küçük pusulayı tereddütle uzatmıştı adama."Haddini aşanlar,cezasını bu gece çekecek..."Pusulada yazan cümleyi belki defalarca okumuştu Bekir Saner.
-"Kim getirdi bunu Cevher?"
-"Kapının altından atmışlar efendim"
-"Bu ne cüret Cevher?Eceline susamış bunu yapan her kimse..."Durumu her yönden düşünmeye başlamıştı.Sahada iki düşmanı varken,birde Celal amirin gözlemcisi aklını iyice karıştırmıştı.Eğerki bu pusulanın sahibi Kerimov ise artık haddi aşmış oluyordu elbette.Fakat Halil inde kendisine olan kinini ve işlerin iyice karıştığı bu zamanda,alçak bir planla suya sabuna dokunmadan halletmek isteyebileceğinide o an aklından geçirmişti...Elbette ölüm dövüşleri yaklaştıkça taraflar dişlerini daha çok gösterecekti ve öylede oluyordu işte...Fakat akıllı haraket edip,bu pusula sayesinde gözlemciyide ortaya çıkarabilirdi pekala...Bekir Sanerde kendince bir plan kurup,son dördün dövüşeceği saatleri beklemeye başlamıştı...
Aynı saat içinde,Bekir sanere gönderilen pusulanın aynısı Kerimov unda eline geçtiğinde,günler önce yaptıklarına karşılık bir tehdit olarak algılamıştı durumu.Hiçbirşeyden korkmadığını adamı Puska ya haykırırken,akşamki dövüşlerde son derece dikkatli olmalarınıda yinelemişti tüm adamlarına...Artık herkesten herşey beklenebilirdi.Sadece Bekir ve Halil in düşmanlığından emin olduğu o dakikalarda,Celal amirin planından haberi dahi yoktu ...
*******
Hava karardığında yine üçü birlikte çıkmışlardı tamirhaneden...Necati usta ikisinede son taktikleri verirken,Mihrali nin aklında farklı düşünceler dönüp duruyordu...Cebindeki küçük patlayıcıyı kontrol ettiğinde,yüzündede bir gülümseme belirmişti.Dakikalar sonrada Vale Tudo nun girişine varmışlardı...Son dördün heyecanının yaşandığı belliydi sokakta.Hınca hınç dolmuş meydanda Mihrali göründüğünde tezahürahatlarda son raddesindeydi artık...Dövüşcüler ısınmaya başlarken,Bekir Saner ve Kerimovda meydanın az ilerisindeki trübünlerin yüksek noktalarında almışlardı yerlerini...Cazgır hararetle ilk dövüşcülerin sahaya çıkması için anons yaparken,Mihrali cebinden çıkardığı patlayıcının fitilini ateşleyip yere bırakmıştı...Saniyeler sonra patlayıcının sesi Vale Tudoda yankılandığında,Tüm taraflar biranda silahları birbirine yöneltmişler,o saniyelerdede zaman durmuştu sanki...İltan biranlık şaşkınlıkla elbiselerinin içinden silahını çıkarıp kendini koruma çabasına giriştiğindeyse tüm gözler ona çevrilmişti.Mihrali o an neler olduğunu anlamaya çalışırken,sokaktaki herkeste büyük bir paniğe kapılmıştı.Saniyeler sonra neler olacağını kimse kestiremiyordu artık...devamı yarın...
