BEYAZ SAYFALAR 22. BÖLÜM

3 1 0
                                    

~BEYAZ SAYFALAR~22.BÖLÜM"uçurum"

-"Giderek bağlanıyor gibisin patron.Sonra herşey gerçeğe dönmesin."
-"Sen bile bukadar inandıysan,demekki başarılı olmuşumdur Demir."
-"Yani aileleri tanıştırma aşamasından konuşunca aklım karıştı."
-"Kadınları kandırmak basittir.Bir buket çiçek ve yüzük aldınmı,evliliktende bahsettinmi hemen koyverirler kendilerini.Eee birde benim kadar zengin ve yakışıklıysa insan,teklifimide elbet kabul edecektir.."
-"Bu iş bittiğinde Mihralinin yüzünü görmeyi çok istiyorum patron."
-"Zamanında bana çok acıklar çektirdi Demir.Şimdi sıra onda."Vale Tudo dan ayrılmışlar eve dönüş yolundada yaptıkları bu konuşma,hırs ve intikamın ne denli ileri noktalara varabileceğinide ispatlıyordu.Akın ezeli rakibine en ağır darbeyi indirebilmek için masum insanların duygularını kullanmaktan zerrece çekinmiyordu.Olaylar gitgide sarpa sararkende o sadece yüreğindeki intikam ateşini dahada alevlendirmeye çalışarak,dahada büyük problemlere yol açacaktı belkide....

Necati usta,Mihrali ve İltan da Vale Tudo dan ayrılırken,gündemleri Akın ın yersiz sataşmalarıydı elbette.Necati usta sürekli Mihraliyi frenlemeye çalışsada,iki zıt kutup karşı karşıya geldiğindede bunun mümkün olmadığını çok iyi biliyordu.
-"Sadece uzak dur şu zengin zübbesinden.Çokmu zor yani?"
-"Usta anlamıyorsun.Ben ne kadar uzaklaşsam,etrafımda bitiveriyor.Tüm yaptıkları yetmezmiş gibi,şimdide Firdevs in aklını çelip uçuruma sürüklüyor,sırf bana olan kini için.Kızın başını yakacak."
-"Kimse kimseye zorla birşey yaptıramaz oğlum."
-"Bende burasını anlayamıyorumya usta.Firdevs nasıl olurda biranda bukadar değişir?Kafam allak bullak oldu.Birtaraftan hiç istemeden dövüş belasının ortasındayım,Kadir in hastalığı,anne babamın küs tavırları,Firdevs...Birde bunlar yetmiyormuş gibi..."
-"Eee...Birşey söyleyecektin."
-"Yok birşey usta..."Susmuştu sonrasında.Ortasında kaldığı en büyük tehlikeyi ve  Nazanla ölümden kılpayı kurtulduklarını anlatamazdı elbette ustasına.Konuyu değiştirmek istercesine İltana dönmüştü sonrasında.
-"Çok iyi gidiyorsun İltan.Kısa zamanda özgüveninde yerine geldi."
-"Önce ustamın sonra senin sayende abi.Bu akşak kazandığım para,öyle işime yarayacakki.Siz olmasanız ne yapardım hiç bilmiyorum..."
-"Estağfurullah...Sen bu noktaya geldiysen sadece kendi bilek gücünledir.Ustam ve ben sadece yol gösterdik sana.Fakat son dörde kaldık.İki gün sonraki rakibin çok güçlü olacak...Bu iki gün iyi dinlenmelisin..."Elinden geldiğince cesaretlendirmeye çalışmıştı İltanı.Ailesinin durumunu öğrendiğinden beri bir kardeş bellemişti belkide...Bu düşüncelerle herkes evlerine dağılırken,günler sonraki karşılaşmalar vardı hepsinin akıllarında...
             ********
Ertesi gün Celal amir,müdürüne bilgi verirken en büyük sıkıntısıda elinde yeterli derecede delil olmamasıydı elbette.Sıkılıp bükülerek biraz daha zaman istemişti müdüründen.
-"Daha ne kadar zaman vereyim sana Celal?Sen bu görevin başına getirildiğinden beri,dört kişi öldürülüp,birde dükkan kurşunlandı ve kimin yaptığı bile belli deil bu olayları."
-"Biraz daha sabır müdürüm..."Celal amir odadaki diğer polislerin önünde azarlanır gibi bir durumla karşı karşıya kalmaktan oldukça içerlemişcesine,başarıyla yürütmekte olduğu planı anlatmak zorunda kalmıştı müdürüne.O an için odadaki herkesin yüz ifadesi değişmişti Celal amirden duyduklarıyla.
-"İşte şimdi takdir ettim seni.Ve bende bu planla çok büyük sonuçlar elde edebileceğine inandım."
-"Teşekkür ederim müdürüm.Gerçekten bu noktaya gelebilmek için büyük çaba harcadım ekip arkadaşlarımla.Oyüzden inceldiği yerden koparıp atmamak,işin sonunu getirmek istiyorum..."Konuşma bitip selam vererek odadan çıktığında,sırrın ifşa olduğundan da birhaberdi Celal amir.Söylemek zorunda kaldığı plan tüm dengeleri değiştirecekti belkide...

Kadir in tedavi sürecini adım adım izleyip,elinden geldiğincede yanında olmaya çalışıyordu Mihrali.Abisi olarak en büyük desteği kendisi veriyordu elbette...Fakat günden güne,halsizleşmeye devam eden kardeşinin gözlerinin önünde erimesi bir anlamda içten içe bir yıkıma sürüklenmesinede neden oluyordu...Fakat umudun bittiği yerde,yüce yaradan insana yeni bir yaşama ümidi veriyordu işte...Özlem in gözlerindeki ışıltı adeta bu zorlu tedavi sürecinde,Kadire dayanma gücü veriyor,doktorunun elini her tuttuğu an o solgun yüzünde bir gülümseme beliriyordu.Mihralinin bu durumdan tek anladığı,Özlemin hislerinin acıma duygusundan ibaret olmamasıydı.Kadirin suskun tertemiz hayatının tıpkı kendi hayatına benzetip bir yakınlık hissettiğini o an için bilemesede,ikisinin uyumlu görüntüsü Mihraliyide derinden etkiliyordu elbette...O gün dövüş olmadığından,günün büyük bölümünü kardeşinin yanında geçirmek istemişti.Hasta odasında beraber kahvaltı yaparlarken,Kadir in o haliyle bile herkesi güldürme çabası,hepsinide neşeye boğmuştu...Kolları serum iğneleriyle morluklar içinde kalsada,en ufak bir şikayet belirtisi göstermeyecek kadar neşe dolu kardeşi için dualar ederken,eski günlerinden daha sağlıklı olacağınada inanıyordu tüm kalbiyle...Ayşe hanım ve Kenan bey de Mihraliyle dövüş konusunda ne kadar ters düşselerde bu olumsuzluğu Kadire yansıtmamak için susuyorlardı...
Kahvaktıdan sonra Özlem tam odadan çıkmak üzereken,Akın kapıda görünmüş,ortam biranda buz kesmişti haliyle.Mihrali ayağa kalktığı anda,Özlem abisini koridora doğru iterek kapıyı kapatmış,sonrasında sinirli bir ifadeyle,
-"Ne yaptığını sanıyorsun sen abi?Burası bir hastahane bilmem farkındamısın?İstediğin gibi her odaya gireceğini nasıl düşünürsün?"diye ardarda sormuştu sorularını.Akın da herzamanki dalgacı tavrını birkenara bırakıp,aynı sinirli tavırla,kardeşinin koluna yapışmıştı.
-"Sen neden bukadar ilgilisin bu Kadir denen çocukla ha?Sabah,akşam Kadir?Ne oluyor Özlem?Evde yüzünü gören yok..."
-"Ne demek istiyorsun sen?"
-"Bence gayet açık deilmi?"
-"Hayır deil.Ne söylemek istiyorsan lafı dolandırmadan söyle bana."
-"Peki benim saf kardeşim.Kulaklarını açta iyi dinle ozaman beni.Mihrali denen o adamın kardeşine bu ilgili tavrın devam ederse, ben bu duruma bir dur diyeceğim malesef."
-"Bu ne demek oluyor?O benim hastam..."
-"Beni saf yerine koyma.Tüm alakanı kes o insanlarla.Yoksa onlara en büyük zararı sen vermiş olacaksın."
-"Sen kuru tehditlerinle beni korkutacağınımı sanıyorsun abi?Şu haline bak...Seni tanıyamıyorum artık."
-"Neler olacağını öğrendin.Artık seçim senin."
-"Söylediğin hiçbirşey,benim düşüncelerimi değiştiremez anladınmı beni?..."Akın bu soruya cevap dahi vermezken elindeki güneş gözlüğünü havalı bir şekilde takarak,alaycı bir tavırla asansöre yönelmişti.Fakat bu cümleleri dahi Özlem i huzursuz etmeye yetmişti...
               *******
Bekir Saner öğrendikleriyle çılgına dönerken,aklındanda  onlarca intikam planı geçirmeye başlamıştı belkide.Kerimov un adamlarını nasıl öldürmeye kalktığına hala anlam veremiyordu o saniyelerde.
-"Eceline susamış bu adam Cevher.Ama öyle ağır ödeyecekki bunun hesabını."
-"Halil le bizi,birbirimize kırdırmak istemiş efendim.Böylelikle tüm payında ona kalacağını düşündü heralde."
-" Meydanı ona bırakırmıyım?Kerimov denen adam en ağır şekilde cezalandırılacak anladınmı beni Cevher?"
-"Bekir Sanere yalnış yapıldıysa elbet faturası kesilir efendim."Karşılıklı gülüşmelerden sonra içeriye telaşla giren adamlarından biri Bekir sanere hiçte hoşlanmayacağı birşeyi söylüyordu o anda.
-"Efendim muhbirimizden haber var.Celal amir sahaya birini sokmuş gözlemci olarak..."O an adamın gözleri yuvasından fırlayacaktı adeta duyduğu haberle.
-"ALLAH kahretsin...Kimmiş peki bilgi varmı?"
-"Kötü tarafıda bu.Kimliği açık edilmemiş."O an elini çenesine götürüp derin düşüncelere dalmıştı Bekir Saner.Bu haber tüm dengeleri değiştirecekti kesinlikle...Biraz önceki tüm  intikam planları suya düşmüş,Cevheride Halile durumu haber vermesi için göndermişti hemen...Artık herkes daha dikkatli olmalıydı...

Mihrali akşamüzeri hastahaneden çıkıp aklını fazlasıyla kurcalayan soruların cevabını almak üzere Firdevsle konuşmaya gitmişti evine...Kapıyı açan Hayriye hanıma mutlaka Firdevsle konuşması gerektiğini söylediğinde,kadın içeriye girdikten dakikalar sonra Firdevs kapıda görünmüştü.Mihrali kendince herşeyi alttan almaya çalışarak başladıysada sözlerine,Firdevs in düşüncelerinde en ufak bir değişiklik olmamıştı.
-"Ne değişti Firdevs?Bir ay önce biz evlilik hayalleri kurmuyormuyduk seninle?Benden bukadar kolaymı vazgecektin söyle?"
-"Sadece bazı gerçekleri anladım Mihrali.Kararımı değiştirende bu gerçekler oldu."
-"Neden bahsediyorsun sen Firdevs?"
-"Hayatın gerçekliğinden bahsediyorum.Evet seninde söylediğin gibi biz bir hayal kurduk sadece.Ama hayal kurarkende bazı gerçekleri göremedik.Sen tamirhanede aldığın üç kuruşlamı bana istediğim hayatı yaşatacaktın söyle Mihrali?"
-"Firdevs ne diyorsun sen?Nasıl biranda bukadar değiştin anlamıyorum."
-"Değişmedim.Sadece gerçekleri gördüm."Daha sonra elini mihraliye uzatıp,yüzüğünü işaret ederek Akın la nişanlanacağını söylediğinde biran sendelemişti Mihrali.En güçlü rakibinden,en sert darbeleri aldığında dahi bu denli sarsılmamıştı.Sevdiği kadının bu anlık değişimi,günler önce Nazan ın söylediği sözleri kanıtlar gibiydi.Kolay elvedalar,basit sevdaların sonucu oluyordu gerçekten.....devamı yarın...

BEYAZ SAYFALARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin