BEYAZ SAYFALAR 20. BÖLÜM

5 1 0
                                        

~BEYAZ SAYFALAR~  20.BÖLÜM"nakavt..."

Gördükleri karşısında daha fazla sinirlerine hakim olamamıştı.Koşar adım evin önüne doğru ilerleyip,biranda karşılarına dikildiğindeyse,şaşırtmıştı ikisinide.Akın ın yakasına yapışıp,yumruğunu havaya kaldırdığında,
-"Dur Mihrali...Sakın vurma"diye haykırmıştı Firdevs.
-"Bana karşı bu herifimi koruyorsun Firdevs?"
-"Yeter dedim Mihrali.Bitti anlıyormusun?Bitti...Artık benim hayatımda zerrece yerin yok senin."O an Akın sırıtarak araya girmişti.
-"Hiç grurun yokmu senin?Kız istemiyor duydun işte."
-"Sen kes sesini..."Ses tonunu yumuşatmaya çalışarak Firdevse birşeyle söylemeye çalıştı sonrasında.
-"Hata yapıyorsun Firdevs.Neden anlamak istemiyorsun beni?"Bu defa sorusuna cevap dahi alamamıştı Mihrali.Firdevs in ilk dafa kendisine isabet eden nefret dolu bakışlarıyla donup kalmıştı.Sonrasında birdefa daha arabaya binip uzaklaşmalarını izledi.Sokak ortasında aracın gittiği yöne dalmışken bir ses işiterek kendine gelmişti o an.
-"Ne zaman gerçekleri göreceksin Mihrali?Birşeyleri anlaman için daha ne olmasını bekliyorsun?"Biranda arkasını döndüğünde,Nazan ı görmüş ve endişeli bir şekilde sormuştu.
-"Ne işin var burda?Beni mi takip ediyorsun sen?"Nazan ise bu soruların karşılığını vermeden yeni bir soru yöneltmişti Mihraliye.
-"Seni gerçekten sevse bu kadar basit bitirirmiydi? Basit elvedalar,kolay sevdaların sonucudur...Oysa etrafına bir baksan,seni gerçekten seven bir çift gözü görürdün."
-"Kimmiş o bir çift gözün sahibi?Söyle bakalım..."Mihralinin bu sorusunada cevap vermemişti garipsemiş bir tavırla.
-"Annem markete göndermişti.Geç kalmayayım.Gitsem iyi olacak.Görüşürüz Mihrali..."Kızın ardından bakarken söylediklerinide anlamaya çalışıyordu...Biraz önce yaşadığı zor anların etkisiyle aklı allak bullak olduğundan,durumun farkına dahi varacak mecali kalmamıştı belkide....
             ********
Kerimov aldığı haberin ardından  bir kahkaha patlatırken,olayların akışının düşündüğünden iyi gelişmesi hoşuna gitmişti belliki.Fakat o saniyelerde aklını bulandıran tek konuyudu adamı Puskaya anlatma gereği duymuştu.
-"Zaybek le bu işin altından kalkamayacağımızı çok iyi anladım.Bize çok daha iyi bir dövüşcü gerek.Hem hırslı,hemde tok gözlü bir dövüşcü..."
-"Başından beri düşündüklerimde yanılmamışım demekki efendim.Zaybek sıradan bahis dövüşleri için doğru bir seçenek,fakat bahsedilen dövüşler için,bende düşüncenize katılıyorum..."
-"İki isim ön plana çıkıyor belliki.Şu ana kadar da aksini duymadım.Mihrali ve Akın...Mihrali artık bizim için olumsuz bir seçenek.Birdefa ters düştük ve Necati ezeli rakibimken ölürde yine benim için dövüşmesine izin vermez."
-"Yaklaşık bir senedir,Vale Tudo nun bileği bükülmeyen ismi Akın,Mihraliyle kan düşmanıdır...Biz bu düşmanlığın hırsını lehimize kullanabiliriz diye düşünüyorum..."
-"Peki Akını nasıl safımıza çekicez?"
-"Dövüşmekten haz duyan,hastalıklı bir zengin zübbesidir Akın denen herif.Aynı zamanda Halil in dövüşcüsü.Buda demek oluyorki,artık Halil in kalemini kırmak gerek..."
-"Herşeyi planlamışsın zaten Puska.Bana sadece  bu işin sonucunu beklemek kalıyor.Üstelik Mihraliyi öldürmek isterken,bilmedende olsa iki tarafı birbirine daha çok bilemiş olduk galiba.Biz hiçbirşey yapmadan Bekir Saner,Halil i ortadan kalsa bu iş tadından yenmez.."Durumu lehlerine çevirecek planları keyiflerini dahada yerine getirmişti.Karşılıklı gülüşürlerken,olaylarıda hafızalarında canlandırıyorlardı aynı zamanda...
           ********
Hava kararırken gecenin dövüşleri içinde hazırlıklar başlamıştı aynı zamanda.Sekiz dövüşün yapılacağı gecede,bahislerin yüksekliğinide tahmin etmeye çalışıyordu Halil.Aynı zamanda aklını kurcalayan soruların cevaplarınıda içten içe cevaplandırmaya çalışıyordu.Akın,onun düşünceli halini gördüğündeyse alaycı bir tavırla,
-"Bu kadar küçük bir olay seni yıldırdımı yoksa?"diye sordu.
-"Saçmalama Akın...Ben herşeyi göze alıp bu yola çıktım.Şimdi birilerinin çelme takmak istemesini doğal karşılıyorum.Sadece beni düşündüren Mihrali...Hiç ses etmeden dövüşüyor şimdilik.Hadi bunu sana olan hırsına bağlayalımki,eğer sadece sebep bu olsaydı,seninle dövüşebilmek için sürekli fırsat kollardı...Ve ben ölüm dövüşlerine katılmak istemediği takdirde,düşeceğim zor durumu düşünüyorum."
-"Sen olayın en kolay kısmına takılmışsın abi...Mihrali yi güçsüzleştiren,şey  bana üstünlük sağlıyor...Yakında tek hedefi ben olucam yine.Buna adım gibi eminim.Ve o dövüşlerde benimle karşı karşıya gelebilmek için canını dişine takacak..."
-"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun Akın? Ben diken üstündeyim halbuki."
-"Sen işin o tarafını bana bırak.Şu an için Mihralinin neden bu kadar hırslı olduğunu öğrenmeye gelince,onu bu akşam çok kolay bir yolla ortaya çıkarabiliriz.Büyük ihtimal kardeşi için lazım olan parayı başka birinden bulmuş, bize borçlu kalmamak için yada belkide tehdit yoluyla.Hem sana bu düşmanlığı yapanı hemde Mihralinin ipini eline alanı çok basit bir şekilde öğrenicez emin ol.Kerimov yada Bekir saner hangisi düşman tarafı bakalım?.."
-"Nasıl olacak peki?"Akın hararetle aklından geçeni anlatırken,Halil arkasından çevrilen dolapları öğrenebileceği planı fazlasıyla önemsemiş görünüyordu...

Günlerdir yattığı hastahanenin boğucu kokusu onu rahatsız etsede,ailesini üzmemek için fazlasıyla çaba gösteriyordu Kadir.Her geçen gün vücudunda bir kırgınlık ve halsizlik hissetsede,güçlü olmaya çalışıyor,sağlığına kavuşabilmek içinde fazlasıyla doktorunun söylediklerine dikkat ediyordu .Aslına bakılırsa,tedavi süreci olsa dahi,Özlemle vakit geçirmek öyle iyi geliyorduki ona...Yaşı yirmibeş olmasına rağmen,ilk defa bir insana böylesine güzel duygular besliyordu...Karşılık bulup bulmayacağını zerre önemsemeden içindeki sevgi fidanını günden güne yeşertiyordu üstelik...Özlemin avuçlarına parmaklarıyla kodladığı her cümlede,ellerindeki sıcaklık yüreğine akıveren ılık akışkan bir şey gibi hissetmesine neden oluyordu.Durum böyleyken,Özlem in de samimi tavrıda birazda olsa umutlanmasına neden oluyordu...Bilmediği tek gerçek ise duygularının karşılıklı olduğuydu.Aynı duyguları yaşamak isteyen iki insan,zor bir hastalığın tedavi sürecinde buluşmuşlardı işte.Kader denilen çizgi,onları hayatın bir noktasında karşı karşıya getirmişti....
         *********
Artık zaman gelmiş ve cazgırın sesi yükselmeye başlamıştı Vale Tudo da.Turnuvanın her geçilen evresinde,kalabalık biraz daha artıyor,bahis oranları Gümüşdere gibi bir ilçe için uçuk rakamlara ulaşıyordu.İlk dövüşcüşcülerin ismi anons edildiğinde,sokakta tezahuratlarda yankılanmaya başlamıştı.Ve ilk maç istenilen düzeyde sonuçlanmasada,yinede seyircileri memnun etmişti.İkinci maç için İltan ın ismi anons edildiğindeyse,Mihrali onu bir köşeye çekip,
-"Sadece geçen maçtaki gibi rahat davran.Ve ustam ne anlattıysa harfiyyen yerine getir.Bu akşamki bahis yüksek.Sıkıntını giderecek kadar hemde."demişti moral verici bir tavırla.Sonrasında da İltan sahaya çıkmış,dövüş başladığındaysa,biraz önce Mihraliyle konuştuklarının aksine oldukca tutuk başlamıştı dövüşe.Öyleki daha ilk dakika da yüzüne aldığı iki tekme,kaşının patlamasına neden olmuştu.
-"Neyin var senin evlat?Rakibine konsantre ol.Hamlelerine dikkat et..."Necati usta bağırarak sesini duyurmaya çalışırken,Mihrali cebinde titreyen telefonunu farketmişti o anlarda.Kalabalıktan biraz uzaklaşıp,ekranda beliren tanımadığı numaraya cevap verdiğindeyse,hemen arkasından kafasına dayanan silahla irkilmiş,ne olduğunu anlamaya çalışıyordu....devamı yarın..

BEYAZ SAYFALARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin