~BEYAZ SAYFALAR~ 16.BÖLÜM"adım adım..."
Özlem ellerini birleştirip,derin bir nefes aldıktan sonra,Kenan bey ve Ayşe hanıma dönerek hastalığın evrelerini ince ince anlatmaya başlamıştı.
-"Çok hassas ve zor bir süreçten bahsediyoruz...Kadirin şuan durumu çok iyi gözüküyor olsada,bir zaman sonra elleriyle küçük cisimleri dahi kaldıramayacak hale gelecek.Daha sonraki aylarda ise tüm vücut kaslarında sorunlar olmaya başlayıp,yutkunamayıp,nefes almakta zorluk çekecek belkide..."Daha bunları söyler söylemez Ayşe hanım ağlamaya başlamıştı.
-"Sizi üzmek hiç istemem ama anne babası olarak bilmelisiniz bunları."Kenan bey dikkatlice doktora bakarak,
-"Peki ne olacak şimdi?Kadir bu durumdan nasıl kurtulacak?"diye sormuştu titreyen sesiyle.
-"Önce ilaç tedavisine başladık...Daha sonrada yoğun bakım tedavileri uygulayacağız...Bu zorlu evrede,ailesi olarak size düşen en büyük görev,hastanın moralini yüksek tutmak.Fazlasıyla geç kalınmış olsada ben elimden geleni yapacağım inanın..."İki yaşlı insan karşısında gözyaşı dökerken,Kadirin aylar sonra yatağa bağımlı hale geleceğini söyleyememişti bile...Aynı anlarda Celal amir Vale Tudo yu çevreleyen yüksekçe binalardan birinde,dürbünüyle meydanı inceliyordu.Yavaş yavaş kalabalık artarken,hedefindeki isimleride dakikalarca süzmüştü...Halil ve Kerimov o an için göz hapsinde tuttuğu isimler olsada tüm dikkatiyle her detayıda inceliyordu...El sıkışan iki ismin fotoğrafını çektiğinde ise gülümseyerek,
-"Bunlar son çırpınışlarınız olacak..."diye söylenmeyide ihmal etmiyordu.Gecesi gündüzü bu işi çözmekle tükeniyorken,ne denli büyük bir risk aldığınında kesinlikle farkındaydı Celal amir...İşin sadece basit dövüş turnuvalarından ibaret olmadığını öğrendiği dakikadan beri heyecanı dahada artmıştı.Sadece sabırlı olup basamağın en yukarısındakilere ulaşmanın planlarını yapmaya başlamıştı artık...Halil in bu işte sadece küçük ve kolay bir lokma olduğunu tahmin etmesi zor olmamıştı öğrendiği yeni bilgiden sonra...
******
-"Neden bilmiyorum ama yanında kendimi huzurlu hissediyorum Firdevs.Daha önce hiç böyle birşey hissetmemiştim."Akın ın söylediklerine biran cevap verememişti.Evinin önünde duran arabadan inecekken söylediği bu söz birazda heyecanlandırmıştı belkide Firdevs i.O an ne Mihrali kalmıştı aklında,ne yıllarca içimde büttüğünü sandığı sözde sevgisi.Nazan ın da yüzüne vurduğu gibi,lüks aracın içinde değişen düşünceleri ve annesinin beyninde dönüp dolaşan sözleri Akına ters bir cevap vermesine mani olmuştu.Belkide hoşuna dahi gitmişti bu sözler.
-"Yakınımda olduğun günden beri hissettirdiğin güzel duyguların bitmesini hiç istemem...Bu yüzden de herzaman yakınımda ol isterim Firdevs..."Utangaç bir tavırla aracın kapısını açarken içten içe de sevinmişti.
-"Akın bey ben artık ineyim.Yarın görüşürüz..."derken yüzündeki ifade kendini ele vermişti.Akın,kızın eve girişini izlerken söylediklerinde gerçeklik payı olduğununda farkına varmıştı.İntikam için yaklaştığı Firdevs in güzelliğine kapılmaya başlamıştı gerçekten...
-"Damarlarında dolaşan kan,etki etmeye başladı belkide ha Demir?"diye sorduğunda adamıyla karşılıklı gülümsemişlerdi...Sonrasındada Vale Tudoya doğru haraket ettiler...Üzerine aldığı şalı sıkı sıkıya sarmıştı omuzlarına.Karanlık sokaklarda önüne arkasına dikkatlice bakarak ilerlerken,aklından geçirdiği tek şey sevdiği adamdı belkide .Babasını kızmasına rağmen dinlememiş,Mihraliyi görebilmek için peşlerinden gitmişti Nazan.Yüreğini dizginleyemiyordu istesede...Vale Tudoya girdiğindeyse,kalabalığa yakın bir yerde duvara yaslanıp olanı biteni izlemeye başlamıştı...
Kerimov,dövüşlerin başlamasına dakikalar kala adamı Puska ya yaklaşıp,
-"Mihrali eğerki bu dövüşü kazanırsa cezasını keseceksiniz anladınmı beni?"diye fısıldadıktan sonra,iki adım ileride maça hazırlanan Zaybek in göğsüne vurup,
-"Hadi aslanım göreyim seni...Devir şu Mihraliyi"demişti hırs dolu bir ifadeyle.Sonrasındada meydana dakikalar önce giren Mihrali ve Necatiyle gözgöze gelmişti...
Cazgırın megafonda duyulan sesiyle, kalabalık dahada artmış ilk dövüşler için bahisler ortaya konulmaya başlanmıştı artık.Otuz iki dövüşcünün,on altı maç yapacağı uzun gece başlamış oluyordu böylelikle...Akında merdivenleri çıkıp Halil in yanında yerini aldığında heyecan doruktaydı artık...
İlk dövüşler oldukça kısa sürmüş,beşer dakika gibi kısa zamanlarda zayıf dövüşcülerin nakavtlarıyla sonuçlanmıştı geneldede...Cazgır dahi aradığı heyecanı bulamadığından,ateşli bir anlatım yapamamıştı..Yedi maç bu şekilde geride kaldığında,İltan ın karşılaşmasına gelinmişti artık...
-"Sadece rakibine konsantre ol ve ilk hamleyi her zaman ondan bekle.Bileğin asla kırılmasın ve güçlü at yurmuklarını"Necati usta son taktiklerinide böyle vermişti İltana...Maç başladığımdaysa,tıpkı düşündükleri gibi çok rahat bir dövüş çıkarmaya başlamıştı İltan..Daha dakika geçmeden iki seri tekmeyle rakibinin yüzünü kan içinde bırakmış,sonrasındada defalarca zayıf rakibini,seyircilerin üzerine sürmüş son hamlesini de güçlü bir aparkatla yaparak, yere düşürmüştü adamı...Necati usta sevinçle yumruğunu havaya kaldırırken,Mihrali"aferim"diye geçirmişti içinden...İltan grurla yanına vardığındaysa,birbirlerine sarılmışlardı...Sonraki maçlar biraz daha ağır geçsede beklenen oranda sertlikler olmamıştı...Çekilen kurada çoğunlukla eşleşmeler güç bakımından adil olmadığı için,böyle bir durum yaşanmış olabilirdi...On beşinci maçtan sonra,vakit gece yarısını çoktan geçmişti...Mihrali dövüş için hazırlanırken,Cazgırın sesi yankılanmıştı Vale Tudo da.
-"Şimdi gecenin en büyük maçı var sırada...Birtarafta bu sokakların gelmiş geçmiş,en büyük dövüşçüsü ünvanının sahibi Mihrali....Diğer taraftaysa,yurtdışında sayısız başalı dövüş çıkarmış,sonrasında kariyerine Türkiyede sürdürme kararı alan Zaybek...Hadi şimdi tüm gözler bu heyecanlı karşılaşmaya çevrilsin..."İki dövüşcü sahaya inip,yumruklarını çakıştırarak birbirlerini selamladıktan sonra,Vale Tudo da müthiş bir uğultu yükselmişti...Herkesin kafasında farklı hesaplar varken,Halil in başla komutu bekleniyordu artık...devamı yarın...