BEYAZ SAYFALAR 19. BÖLÜM

8 1 0
                                    

~BEYAZ SAYFALAR~19.BÖLÜM"çıkar dünyası"

Tehlikenin tam ortasında kalması,evvela sevdikleri için tehdit oluşturduğundan fazlasıyla korkmaya başlamıştı Mihrali.Yaşadıkları olayı Necati ustaya anlatmaması için sıkı sıkıya tembih ettiği Nazan ı evine bıraktıktan sonra,tereddütle yoluna devam etmişti.Önce Firdevs in evinin önüne geldiysede,yaşadıklarından sonra saat epey geç olduğu için hastahene yönelmişti sonrasında...
Hastahaneye vardığındaysa,anne babasının,Kadir in odasında uyuyakaldığını görmüş,herbirinin yüzüne dikkatle ve endişeyle bakmıştı dakikalarca...Kardeşinin hayatını kurtarmak için girdiği bu kirli yolda ilk yaşadığı tehlike dahi ömründen ömür götürmüştü...Bilek gücünün yok sayıldığı bu düzende,hayatını birilerinin dudaklarının arasındaymış gibi hissetsede,şu an için sabırlı olmak en doğru tercihi olacaktı belkide...Yeni yeni sızlamaya başlayan kolundaki yara,yüreğindeki korkunun yanında bir hiç gibiydi...Gün içindeki yorucu tedavilerin ardından,derin bir uykuda olan Kadir in ellerini tutarak,
-"Geçecek...Hepsi geçecek kardeşim."diye fısıldamıştı nemli gözlerle.Uzun uzun  ona birşey olursa dünyanın hiçbir değeri kalmayacağını düşündü gözünde.Sonrada köşedeki koltukta uyuyakalan ihtiyarlara bakıp,onları üzdüğü için bir suçluluk duygusu hissetti kendisinde."Mecbur kalmasam yaparmıydım hiç"diye içinden geçirirken,askerden döndüğünden beri de ilk defa ailesinin yüzüne bu denli dikkatli baktığını anımsamıştı.Onları ne kadar özlediğinide o an çok daha iyi anlamıştı tabi...Tüm bu düşüncelerinin arasında birde Firdevs aklına gelince biran donup kalmıştı.Gönül denilen şey ne kadar yara alırsa alsın,yine bildiğini okuyordu işte....
            *********
-"Tehdidi yetmiyormuş gibi şimdi birde gözdağı vermek istedin ha Bekir saner?Beni hafife alıyor belliki...Ama benim adımda Halilse ben bunun altında kalmam..." Büronun hali içler acısıydı ve saatler önceki halindende eser yoktu.Tüm bunları yaptıranın Bekir Saner olduğunu düşünüp diş bilerken,yalnış hedef seçtiğinin farkında dahi deildi.İçten içe planlar kurarken,Hanedan otelde yapılan toplantıyı düşünüp doğru adımlar atmak için dikkatli olması gerektiğinide düşünüyordu şüphesiz.
Adamlarına dönüp,
-"Ben bunca sene,biri gelip koltuğuma ortak çıksın diye çalışmadım.Her kim yoluma çıkarsa ezip geçicem.Herkes hazır olsun,ok yaydan çıktı birkere..."Sesi, delik deşik olmuş duvarlarda yankılanırken,elleri titriyor böyle birşeye nasıl cüret edebildiklerine hala inanamıyordu.
-"Mahalle halkından gören duyan olmuştur.Yarın polis te damlar kapıya.Birde beni şu işlerle uğraştırmayın.Geçiştirin polisleri..."Adamlar"tamam"der gibi başını sallarken,derin düşüncelere dalıp gitmişti Halil.

Aynı dakikalarda Bekir Saner de kendince planlar içindeydi.Adamı Fettan la hararetli bir sohbete girişmişler konuyu enine boyuna konuşmaya devam ediyorlardı.
-"Bir aydan az bir süre kaldı ve bu olayın patlak vermesi gerçekten hiç iyi olmadı Fettan.Halil den zerrece çekinmesemde,bu organisyonu tehlikeye sokacak hiçbirşeyin olmasınada izin vermem."
-"Tehtidinize karşılık,bir gözdağı vermek istemiştir belkide.Peki Mihraliyi neden öldürmek istesinki?
-"Bu tarafıda beni düşündüren tek şey Fettan.Mihrali ölüm dövüşlerine renk katacak bir  Türk dövüşcüyken Halil onu öldürmeyi göze alamaz."
-"Buda size başka birinin daha düşmanlık beslediğini kanıtlamazmı?"
-"Çakallar avını yere düşürünce,en büyük parçayı kapabilmek için birbirinede saldırır Fettan.Yeni bir düşmanımız varmı bilmiyorum ama,çıkar dünyasında heran herşey olur,ben bunu bilir bunu söylerim."
-"Peki ya bundan sonra efendim?"
-"Beklicez Fettan...Mihraliyide ona hissettirmeden koruma altına alıcaz artık...Kimse ona zarar veremicek anladınmı beni?Ve bu işi kimin yaptığından emin olduktan sonra faturasını en ağır şekilde kesicez."Bu cümleleri söyledikten sonrada,işin ileri boyutlarını düşünmeye başlamıştı Bekir Saner...

Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte,polis olay hakkında araştırmalara başlarken,dört faili meçhul cinayeti aydınlatacak bir delilde bulamamıştı.Mobese kamerakalarının kör noktasında kalan olay yeri,işin bir sır küpü olup kalmasını sağlıyordu.Görgü şahidinin olmamasıda bir başka etkendi düğümlerin çözülmemesi için belkide...Aracın plakasındanda iç açıcı bir sonuç alınamayınca,olay Kerimovun işine gelircesine kapanıp gidecekti şimdi...
              *******
Sabahın ilk ışıklarıyla beraber,Özlem odaya girdiğinde Mihraliyi,Kadir in yatağına yaslayıp uyumuş bir halde bulmuştu...Ayakseslerinden uyandığındaysa,gözlerinden uzun saatler boyunca uyumadığını anlamıştı Özlem...Kadirde o anlarda gözlerini açmıştı ki gözlerini açar açmazda abisine birşeyler anlatmak için çabalamaya başlamıştı sevinçle.Herhalinden onu çok özlediği belliydi.Tedavi sürecinde ne denli yorulduğu iyice halsizleşen vücudundan anlaşılıyordu Kadir in...
-"Hadi bakalın bu kadar uyku yeter.Şimdi biraz kolları çalıştıralım Kadircim.Dün yaptığımız haraketleri tekrarlıyalım..."dediğinde,kolunu kadırmayı denesede,başaramayınca oda buz kesmişti adeta...O anlarda Ayşe hanım ve Kenan beyde ellerinde kahvaltı tepsileriyle odaya girdiklerinde,Özlem in günler önce söylediği gelişmelerin yaşandığına şahit olduklarında yıkılmışlardı adeta...Demek süreç bukadar hızlı gelişiyordu...Kadire ilaçların etkisiyle böyle halsizleştiğini söyleyip moralini yüksek tutmaya çalışsalarda ister istemez durumundaki değişikliği anlıyordu genç adam...
Öğle saatlerine kadar hastahanede kaldıktan sonra düşünceli ve üzgün bir şekilde mahalleye doğru yola çıkmıştı Mihrali.Duş alıp,üzerini değiştirip kendine geldikten sonra Firdevs le konuşmak istiyordu.Aklında türlü dert varken birde gönül yarası depreşiyordu ister istemez...Eve varıp kendine çeki düzen verdikten sonrada,aklından geçirdiği gibi yönünü Firdevs in evine çevirmişti...Haftasonu olduğu için evde olduğunu düşünüyorken,konuşmak için bir fırsat bulabilmek içinde dua ediyordu...Yine kendisini dinlemek istemeyeceğini düşünsede,içindeki kötü hissi çürütmekte istemişti duygularının verdiği baskınlık doğal olarak...Köşe başına geldiğindeyse hiç düşünmediği bir acı daha yaşamıştı Mihrali.Firdevs o anlarda evden çıkarken,Akın yine arabasını hemen evin önüne çekmiş,bu defa ellerindeki bir buket çiçeği Firdevse uzatıyordu.Firdevs ise biran tereddüt etmeden çiçeği gülümseyerek alırken öylesine sevinçli görünüyorduki...Derin sevgisine ihanet saydığı bu durumu yumruklarını sıkarak izlerken,az gerisinde tüm bu olayları derin bir hüzünle izleyen Nazan ise sevdiği adamın çaresiz halini,tıpkı kendi durumuna benzetiyordu belkide...devamı yarın...

BEYAZ SAYFALARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin