~BEYAZ SAYFALAR~31.BÖLÜM"ateşin ortasında"
-"Çok memnun oldum Kenan bey.Oğlunuz Kadir için çok üzgün olduğumu belirtmek isterim tekrar tekrar.Dediğim gibi herhangi bir sıkıntınızda size vermiş olduğum numaradan bana ulaşabilirsiniz.Mihralinin büyik hatrı vardır bende.Ailesi için birşeyler yapabilmekten mutluluk duyarım bu yüzden. "Kenan bey gülümseyerek adamı kapıya kadar geçirip defalarca teşekkür ederken,İsmail ağa elini uzattığı Mihraliyi dört beş adım ileriye doğru götürmüştü koridorda.Mihrali başıyla işaret ederek,Nazan ın içeriye girmesini isterken,biryandanda karşısıdaki adamı incelemeye devam ediyordu.
-"İsmai ağa derler bana...Öncelikle beni iyi tanımanı,adımı iyi bellemeni isterim Mihrali.Babana tanış olduğumu söyleme için önemli bir nedenim var tabi.Uzun zamandır senin kadar yetenekli bir dövüşcüyle karşılaşmadım.Belki otuz sene kadar önce"balyoz"lakaplı biri vardı sana denk olabilecek."
-"Buraya benim yeteneklerimi sıralamak için gelmedin herhalde?"
-"Çok güzel.Mademdi sözü uzatmak isyemiyorsun,ozaman beni iyi dinle...Üç gün sonra başlayacak ölüm dövüşlerinde benim için dövüşmeni istiyorum.Farklı bir seçenek sunmuyorum sana,dövüşeceksin diyorum."
-"Peki bu değini yapmazsam?"
-"Yetenekli olduğun kadar akıllı olduğunuda söylemiştiler bana."
-"Bundan emin olabilirsin.Kendimi bataklık sineklerinden koruyacak kadar akıllıyım"
-"Biraz önce ailenle tanıştım.Çok iyi insanlar gerçekten.
Seni beklerkende uzun uzun sohbet etme fırsatımız oldu.Ben iyi insanların hep uzun yaşamasını istemişimdir bu hayatta...Ve sen ailenin uzun yaşamasını istiyorsan dediklerimi harfiyyen yapacaksın anladınmı beni?"Mihrali karşısındaki adam ölüm tehditleri savururken biran bile derin derin gözlerine bakmayı bırakmamıştı.Bekir Saner,Halil,Kerimov dan sonra karşısında yer alan bir başka ismin daha ortaya çıkması aklını allak bullak etmişti.Sonrasında sinirli bakışlarının devamında parmaklarının arasına bir kağıt sıkıştırıp,
-"Karar vermen için iki günün var"deyip sakin adımlarla koridorda uzaklaşmıştı adamlarıyla birlikte .Mihrali o anlarda sinirinden titrerken ateşin tam ortasında hissetmişti kendini.Elindeki kağıda bakarken,ne yapması gerektiğine karar vermeye çalışıyordu birtaraftanda...
********
Ertesi sabah uyandığında yanıbaşında kocasını göremeyince şaşırmıştı Firdevs.Hemen üzerini giyinip,salona doğru yöneldiğinde,eşinin fısıltıyla konuştuğuna şahit olup,konuşmasının içeriğie dikkat kesilmişti sonrasında.
-"Herşey istediğim gibi oldu Demir.Kız herşeyden habersiz mutlu bir evliliğe adım attığını sanıyor.Oysa tüm bunları Mihraliyle aramızda olan hesaplaşmanın bir parçası olduğunu öğrenecek kısa zamanda..."Firdevs o an duyduklarını idrak etmeye çalışıyordu.Doğrumuydu gerçekten?Akın yapabilirmiydi böyle birşeyi?"
-"Mihrali ona indireceğim en ağır darbeyle büyük bir yara alırken,ben başarı basamaklarını daha bir şevkle tırmanacağım.Bana çektirdiği herşeyi,en ağır şekliyle yaşayacak.Dün geceden sonra Firdevs onun en ağır yarası olacak bu kesin."O an daha fazla dayanamamış,hıçkırıklara boğulmuştu Firdevs.Akın ise o an sesleri duyup telefonu kapatarak onun yanına gitmiş,rahat bir tavırla,
-"Demek herşeyi duydun...Belkide böylesi daha iyi yani herşeyi öğrenmen.Bu yaşadığımız hiçbirzaman gerçek bir evlilik olmayacak.Sen benim ailemden biri olmayacaksın anladınmı beni?"Akın sanki haklıymışcasına karşısına geçmiş bağırıp çağırırken,Firdevs yüreğinde derin bir sızı hissediyor o anlarda ise sadece Mihraliyi düşünüyordu.Öylesine pişmandıki şimdi.Mihralinin derin sevgisine karşılık verebileceği tertemiz duyguları dahi kalmadığının farkına çoktan varmış, kara kara ne yapacağını düşünmeye başlamıştı...Halil hiddetle bürosunda dönüp dolaşırken,birtaraftanda rus Alek e vereceği cevabı düşünüyordu.Eğer Mihraliyi biran önce onunla görüştürüp el sıkıştırmazsa,tüm organizasyonda büyük bir sıkıntı çıkaçağıda aşikardı...Tam o saniyelerde bir hışımla içeriye giren Bekir Saner,derin bakışlarını Halile dikerek,
-"Yok yere ölmek öldürmek,belkide bu kadere sürükleyeceklerdi bizi."
-"Ne demek bu?"
-"Başından beri bizi birbirmize kırdırıp,en büyük payı kapma çabası içinde olan biri var demek."
-"Nasıl yani."
-'"Senin büronu kurşunlatan,Kerimovu öldürüp,olay yerine senin silahını bırakan,en sonundada benim depoyu yakıp yıkıp,olay yerinede senin imzanı taşıyan bir not bırakıp birbimize silah çektiren biri var."Planını eksiksiz uygulamak için kendi yaptıklarını dahi İsmail ağanın üzerine attığı aşikardı o anlarda.
-"Ne diyorsun sen?Yani tüm bunları yapan kişiyi ortayamı çıkardın?"Bekir Saner "evet"der gibi başını sallayarak elindeki flaş belleği masanın üzerindeki laptopa takarak,kısa bir video izletmişti Halile.Kendi deposunun kurşunlanma anları ve İsmail ağa nın adamlarının notu bırakma saniyelerini tek tek açıklarken,Halil de büyük bir dehşete kapılmıştı.
-"Kim bu adam?Ve bu açık tehditlere karşı ne yapmamızı öneriyorsun?"
-"İsmail ağa?"
-"Olamaz...Nasılda aklıma gelmedi hiç?Nasıl bir belayla karşı karşıya olduğumuzu biliyorsun deilmi?"
-"Bilmesem burda olmazdım.Ve ben o belanın kovanına çomak soktum...Şimdi ise İsmail ağayı ortadan kaldırmak için,sana bir anlaşma öneriyorum."O an Halil kendine uzatılan eli düşünmede sıkarken,heryönden karlı çılacağı ve tüm tehlikelerden biranda sıyrılıp,dövüşlere en başında hayal ettiği gibi tek pay sahibi olarak girmeyi düşünerek çok tehlikeli bir plan kurguluyordu aklında...Eğerki düşündüğünü başarırsa,ertesi gün Mihraliyi de,rus Alek ile el sıkıştırabilirdi...O an Bekir Saner tam olarak ne yapacaklarını anlatırken,fırtına öncesi sessizlik hissediliyor gibiydi ofiste....
**********
Tüm değerlerinin normale döndüğünden emin olduğunda,Özlem in yüreği ferahlamıştı adeta.Uyurken masumuyetinin zirvesini hissettiren Kadire hayran hayran bakarken,elindeki tedavi programını unutmuş gibiydi...Sonrasında elini saçlarına götürdü biranda.Okşarken saçlarını ona birşey olacağı korkusuyla yüreğinde bir sızı hissetti....Anne babasının kısa biran için odadan dışarıya çıktığı anlarda,doyasıya izlemek istiyordu Kadiri.Tam o anda ise Kadir kendine gelmiş,Özlemin elini saçlarında hissettiğinde ise içi kıpır kıpır olmuştu.Sağ elini haraket ettirmek isteyip,kaldıramayınca.sol elini olanca gücüyle kaldırıp,elini tuttu Özlemin.Artık düşündüklerini eline kodlayacak gücü kalmadığını anlamışcasına bir hüzün yayılmıştı yüzüne.
-"Korkma Kadir...Hepsi geçecek.Ve ben hiçbir zaman seni bırakmayacağım.Hani bana söylemiştinya,kendimi senin yanında iyi hissediyorum diye.Bende...Bende kendimi senin yanında,mutlu küçük bir kız çocuğu gibi hissediyorum..."Kadir in duyduklarıyla,heyecanlandığı kalp atışlarından belli oluyordu.Böylesine hastayken,konuşma yetisine dahi sahip deilken Özlem gibi bir insan tarafından sevilmek...Okadar mutluyduki Kadir.Ve bu mutluluk onu daha çok hayata bağlıyordu şüphesiz.....
*********
Sıkıntıyla,planlarla,kimi tarafta hüzünle geçen bir günün gecesi İsmail ağanın deposunun camını bir taş parçalayıp,mekanın ortasına düşmüştü.Herkes biranda silahlarını çıkarıp,gardını alırken tehlike sandıkları durumun sadece bir mesajdan ibaret olduğunu taşa sarılmış kağıt gördükleinde anlamışlardı sonrasında.Faruk telaşla taşa sarmalanmış kağıdı alıp İsmail ağaya uzattığında,oda mesajı telaşla okumuştu.
-"Seni güçlü kılmasını istediğin Mihrali elimde.Eğerki bu zamana kadar yaptıklarınla yüzleşmek,ve Mihraliyi kurtarmak istiyorsan,Vezirköprüye gel..."İsmail ağa sustuğunda ise,Mihralinin öldürmesini asla göze alamayacağını düşünüyordu.Bir saat kadar sonra,Bekir saner ve adamlarıyla Vezirköprüde yüzyüze geldiklerinde,gizli saklı yaptığı tüm işlerin,Halil ve Bekir saner tarafından bilindiğininde farkına varmıştı artık.Az gerisinde eli kolu bağlı olan Mihralinin başına silahını dayamış,Halil in sırıttığını görüp,küplere binmiş,sonrasındada,tüm adamları silahkarını karşı tarafa yöneltmişti...Tüm bunlar olup biterken,Mihrali ise "eter"in etkisinden yeni yeni kurtuluyor gibiydi...devamı yarın....
