Almış olduğu kolye çok hoşuma gitmişti.kalp şeklinde bir sarı şeker içindede 'seni seviyorum' yazısı...
Benim şapşal sevgilim sayesinde yağmura yakalanmıştık.Ve tam olarak arabadan epeyi bir mesafede olduğumuz için bir dükkanın çatısı altında öylece bekliyorduk.
Yağmur bardaktan boşalırcasına gür yağıyordu.
Burak ile beraber tir tir titrerken hızlı bir araba önümüzden geçerek çukurdaki suyu olduğu gibi üzerimize boşalttı. 'sağ olsun.'
Benim saçımdan parmak ucuma dahil her yerim su olmu.Burağından benden farkı yoktu.Arabanın arkasından saydırırken burak ;
"Aşkım ıslanacağımız kadar ıslandık.gel koşa koşa arabaya gidelim.sen hasta olacaksın."
Kıvrak bir tebessüm ile
"Aşk böcüğüm.sen benimi düşünüyon.Ama seninde benden bir farkın yok ki."
Gülerek
"Hazal hadi!" Demesine kalmadan, şup burağın kucağında buldum kendimi.Koşar adımlarla arabaya varmıştık.Burak arabayı son gaz otele sürdü.Üzerimi değiştirmiş burağı bekliyordum.kapının ardından burak elinde iki kahve ile içeri girdi.
Kahvenin birini alarak karşıma oturdu.
O sırada telefonu çaldı.Ekranda 'annem' yazısı gözüme çarptı.
Bir müddet konuştuktan sonra telefonu bana uzattı.Şaşkınca yüzüne baktım."Al" dedi.
"Alo hazal tatlım nasılsın?"
"İyiyim.teşekkürler.siz nasılsınız?"
"Ah.bizde iyiyiz.Bir gelişme var mı ?"
Biraz sustuktan sonra
"Gelişme yok.ama herşey yolunda..."
"Ya! Bizler duacınızız.hazal seninle bir konu hakkında konuşmak istiyorum."
"Tabiki.buyurun dinliyorum."
Duraksadıktan sonra
"Bak kızım.burakta sende otel köşelerinde perişan oldunuz.diyoruzki size bir ev aldık oradan artık cikip orada otursanız."
Şaşkınca burağa bakarken
"N-ne ama biz burada temenli kalmayacağız ki !"
"Elbette sadece orada rahat edin diye dedik yoksa..."
Sözüne devam ederek
"Annengile ben söyledim.hoşgörü ile karşıladılar.karar senin kızım"
Düşünce olanakları kafamda dönerken burak dürtükleyüp duruyordu.
"Çok teşekkürler.ama-" burak hızla telefonu elimden kaptı ve olur dedi.
Sinirle burağa bakarken
Telefonu kapattı.
"Burak ne yaptın ?"
"Ne mi yaptım.hazal bu otel köşeleri bize göre değil.Hem sen hastasın.Buradaki birçok mikrobu kapmanı istemem.!!"
"Peki.annenlere tekrardan teşekkürlerimi sun!"
Gülümseyerek kahvesinden bir yudum aldı.Akşam burağın kararı ile bara gidecektik.bu yüzden hazırlanmaya başladım.üzerime siyah sade bir elbise ve deri ceket attıktan sonra saçımı mısır örüğü yaparak yandan sarkıttım.çantamı kaparak odadan çıktım.Burak duvara yaslanmış,beni görünce yanıma geldi.koluna girdim.Araba ile on dakikanın ardından bar'ın önündeydik.Burak bir jest yaparak kapımı açtı.Anahtarı oradaki güvenliğe atarak koluma girdi.içeri girdik. İçeride canlı bir müzik eşliğinde herkes dans ediyordu.bir masaya geçerek
"Ne alırsın güzellik?" Diye sordu burak.
"Hayatımda hiç içki,viski vb içmedim.bu yüzden tadını merak ediyorum."
"Ne olmaz! "
"Niyeymiş? "
"Olmaz!"
"Bir kerecik!"
"Sadece bir kere!!" Ve gitti.
Ardından elinde iki adet içki şişesi ile geri döndü.bir yudum aldım.ve geri püskürttüm.
"Bu ne öö" burak gülerek
"Demiştim.neyse ver." Dedi elimden alarak.
Genç biri sahneye çıkarak alkışlar eşliğinde gitarı eline aldı.
'Sancak üşüyorum aldırma' şarkısını çalmaya başladı.burağın gözlerinin içine bakıyordum.oda bana.gözlerinde kayboluyordum.bu yüzden fazla bakamıyordum.içinde kaybolurum diye...
u;uyorum ardından sen kal dememe bakma! bi türlü benim olmayanım. Öyleydi ya her ne kadar burak ile bir birimizi sevsekte ölüm aramıza girecekti.ben hiçbir zaman burağın olmayacaktım burak benim hep düşüm olacaktı.
Slow şarkıdan canlı müziğe geçiş yaptık.burak beni oynamaya kaldırdı.eğleniyorduk.Hemde umursamadan ölümü.ölesiye...
Yorgunca yerime oturdum.
Kendimi kötü hissediyordum.her yerim ağrıyordu.sızıltı içinde kıvranıyordum.
Güçsüzce burağın kucağına atıldım.Gözlerine dalıp,ölümü unuturken...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Bana Kalan (Düzenleniyor)
RomanceMırıldanmak.. Her saniye,her an mırıldanmak için sebep çok.Dilimden düşmesin adın..Adını mırıldanayım,beni sevdiğin sürece sana mırıltı gibi küçük ve anlamlı şeyler yaşatacağım... - Ya ölürsem? Ölüm değil mi tek çaresiz kaldığımız nokta ölme,ölürsen...