Ne zaman bi' mevsim olur tenimde
Tuzu mavinin vadesi güneşin
Ayrı bir yaz meyvesi olur her parem
Her parem ki sanki değil benim🎶
"Büşra bu otelin eski dosyalarını da odama bırakır mısın?"
Sağ elim cebimde bir şekilde babamın odasına yürüdüm.
Yeni bir muhasebeci gelmiş,tanışmam için odasına çağırdı.
Kapısını tıklayarak "Gir" uyarısını aldığım da girdim.
İçeride olan kişiler ile şaşkınlığımı gizleyemedim."Abi?"
"Ya siz neden haber vermiyorsunuz?"
İkinci kez birbirimize sarıldığımız da sırtımı sıvazlayarak
"Babam sana ve anneme sürpriz yapmak istedi."
Yengemin kucağından inerek koşa koşa bana gelen yeğenimi bir kerede aldım kucağıma.
"Dayısının prensesi hoş geldin"
Saçının bir tutamını eliyle iterken
"Bebeğime de hoş geldin der misin?"
Diğer elinde tuttuğu bebeğine sende hoşgeldin diyerek gülümsedim.
"Seni çok özledim dayı"
Daha sıkı sarılarak
"Benim seni özlediğim kadar olamaz"
İki kolunu açarak
"Bak ben bu kadar özledim,sen?"
Alin'i kucağımdan indirirek iki kolumu açıp "bende bu kadar"
Herkes gülerken yengeme döndüm
"Hoşgeldin yengecim"
"Hoş buldum Burak görmeyeli daha karizma olmuşsun"
Ben gülerken abim omzuma vurup
"Abisine çekiyor işte canım""Barış oğlum şoför kapıda sizi bekliyor,torunum yorgundur şimdi siz eve geçin evde görüşürüz"
"Annem çok sevinecek sizi görünce"
Diyerek Alin'in yanağından makas aldım.
Abim'e yardım ederek eşyaları arabaya yerleştirdim.
Yengemle Alin binince
"Dikkat edin kalbine inmesin" dedim gülerek.
Abim gülümserken el sallayıp arabaya bindi.Abimlerin gelmesi mutlu olmama sebep olmuştu.
Açılışta gelmesi gereken son bir kişi kalmıştı.
Bu mutlulukla masamdaki telefonuma uzandım.
Hazal'ı arayıp davet etmenin vakti gelmişti.
Telefonu kapatarak yerine koydum.
Kabul etmemişti,açılışta onunla olmayı o kadar çok istediğim halde. Ama hastaydı o halde gelmesini isteyemezdim de.
Abimler geldiği için hasta ziyaretinde bulunamasam da bi çiçek göndermek istedim."Büşra,çiçekçi açık mıdır?"
"E evet efendim de ben giderdim herzaman ki gibi"
"Yok sağ ol"
Montumu giyerek arabamın yanına yürüdüm."Ne buketi hazırlayayım Burakcım?"
Hangi çiçeği veya çiçekleri sevdiğini bilmiyordum,bu nedenle kendi zevkime göre seçecektim.
"Beyaz orkide ve manolya buketi olsun"
Başını sallayarak işine koyulan ahmet abi gözlüğünün altından bana bakarak:
"Senin çiçek buketlerini sekreterin genelde alırdı,seni buralarda görmek ne hoş"
"Bu seferlik böyle olsun dedim"
Gülerek,elindeki manolyaları bukete ekleyip:
"Birgün buraya buket almak için çiçeklerini özenle kendin seçmek için geleceğini biliyordum."
"O gün bugün mü?"
"Görüyorum ki bugün,seninde kalbini birgün birinin çalacağını biliyordum"
İkimizde gülümserken özenle hazırladığı buketi nazikçe elime yerleştirdi.
Gözlüğünü masanın üzerine bırakarak gözlerime baktı."Gözlerin parlıyor,belli abayı baya yakmışsın. Yüreğine sahip çık oğul yüreğindekini bu kadar seviyorken"
Hüzünle dolan gözlerine baktım. Elimi eline götürerek destek amaçlı üstüne bıraktım.
Ahmet abi yedi yıl önce sevgili eşi nalan ablayı kaybetti. O günden beride yüzü gülse yüreği yanar oldu. Ondan geriye birtek
Birlikte işlettikleri bu çiçekçi kalmıştı. Onun anısına işletmeye devam etti.Arkamı dönerek son kez el sallayıp arabaya ilerledim kucağımdaki buketle.
Arabaya binecekken arkamdan seslenip:
"Tanışmayı çok isterim birgün yüreğindekiyle"
Gülerek
"Geleceğim birgün yüreğimdekiyle"Şirkete varır varmaz sekreterimin odasına yürüdüm.
İlk tıklamada girerek,şaşkın gözlerine aldırmadan
Masasındaki küçük not kağıdına Hazalgilin ev adresini ve bir diğer not kağıdına da Hazal'a ufak bir not yazdım.
Notu çiçeklerin arasına koyarken diğer notu kendisine uzatarak:
"Buketi yazdığım adrese gönderir misin?"
"Tabii Burak bey"
Buketi masasına bırakarak odadan çıktım."Hadi bakalım evde torun bekler çıkalım artık"
Montumu giyerken babama gülümsedim.
O kendi arabasına bende arabama binerek şirketten çıkış yaptık.
Eve varıncaya kadar aklımda ki tek şeyi düşündüm,onu.
Güzeldi bir kadını düşünmek,bir kadında yeşermek.
Hep iş odaklı birisi olduğum için kimse hayatımda böylesine yer edinememişti daha önce.Kucağımda yeğenim ile oturmuş annemlerin sohbetini dinliyordum.
"Barış oğlum bu yaptığınız oldu mu annem?"
Babam araya girerek
"Ben size sürpriz yapmak için saklamasını istedim canım"
Annem gülümserken yengem,
"Annecim boş bir oda varsa Alin'in üzerini değişeyim,uykusu geliyor yavaştan"
Annem,Ayşe teyzeye seslenerek üst katta ki geniş misafir odasını hazırlamasını istedi.
Alin başını omzumdan kaldırarak
"Ben amcamla yaticam" diyerek boynuma sarıldı.
Babam bu hâline gülerken yengem söze girdi:
"Kızım amcanı rahatsız etme istersen"
"Yok yenge ne rahatsızlığı amca yiğen yatarız"
"Aa hadi o zaman amca yatağı açana kadar Benim güzel torunumda üzerini değiştirsin"
Yengem ayağa kalkarak Alin'i kucağımdan alıp üst kata çıktı Ayşe ablanın peşinden."Babam izmirde ki oteli sana bırakmış"
Su bardağını lavaboya bırakırken
"Öyle oldu"
Çıkardığı bardağa su katan abim bana dönerek
"Hayırlı olsun yakışır kardeşime"
Ben gülerken,suyunu bitiren abim sırtıma elini koydu ve mutfaktan çıktık.
Merdivenleri de beraber çıkıp benim odama yürüdük.
Yatağımda oturmuş gözlerini ovuşturan Alin'i görünce gülümsedim.
"Çok mu uykun var prenses"
"Çoook" dedi kollarını açarak
Abim'e dönerek
"E babası biz amca yiğen uyuyacağız"
Abim kızını öptükten sonra bana da iyi geceler mesajı iletip odadan çıktı.
Minik kollarını da battaniye ile kapatarak yatağa girdim.
Boşalan süt dolu biberonu da elinden alarak komidinin üzerine bıraktım.
Minik eli ile elimi tutarak gözlerini uykuya yumdu."Ya çok uykucu çıktın amca,uyansana"
Yanımda yatakta zıplayan Alin'e gözlerimi aralayarak bakış attım.
"Kız cadı saat kaç daha"
Komidinin üzerindeki telefonuma uzanarak saate baktım.
06:00
"Alin prensesim daha saat altı ama niye uyandın bu saatte"
"Uykum bu kadaydı"
"Peki napalım amcacım?"
Yanıma oturarak
"Gyimis'i sevmek istiyorum ben"
Esneyerek
"Grimis de uyuyordur bence şuan"
Kapı tıklndı.
Ayşe abla gülümseyerek:
"Alincim seninle amcan uyuyanana kadar kahvaltı hazırlayalım mı?"
Yataktan hışımla inerek Ayşe ablanın kucağına atlayan Alin bana dönerek:
"Döndüğümde uyanmış oluymusun"
Gülerek kafa sallayıp:
"Olurum prenses olurum"
Odadan çıkarak kapıyı kapattılar.Kış ayının güneşli bir sabahına uyanmıştık. Ailecek arka bahçede Ayşe ablanın hazırladığı enfes kahvaltı masasındaydık.
Tabağıma beyaz peynir almak için uzanırken çalan telefonumla irkildim.
"Müsaadenizle" diyerek masadan kalktım usulca.
Emreydi arayan.
"Efendim?"
"Ya tertip bahsetmiştin ya onun kız arkadaşı diye bi desene bizim için ufak bir buluşma ayarlasa"
"Akıllanmayacaksın değil mi?"
"Seviyorum abicim"
"Tamam kapat haber veririm"" Burak?"
"Nasılsın?"
"İyiyim biraz daha sen?"
"Bende iyiyim,senden bi ricam olacaktı"
"Emre.. Serenle konuşmak istiyor onair için bir buluşma ayarlasak olur mu?"
"Kabul edeceğini sanmıyorum serenin"
"Söylemeyiz"
"Peki deniyeceğim"
"Teşekkür ederim Sarı şeker"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Bana Kalan (Düzenleniyor)
Roman d'amourMırıldanmak.. Her saniye,her an mırıldanmak için sebep çok.Dilimden düşmesin adın..Adını mırıldanayım,beni sevdiğin sürece sana mırıltı gibi küçük ve anlamlı şeyler yaşatacağım... - Ya ölürsem? Ölüm değil mi tek çaresiz kaldığımız nokta ölme,ölürsen...