Arabayı petrole Çekmiştim.Sevdiğim o güzel saçlı,Güzel yüzlü Kızı görmeye gitmiştim.Ve Görmüştüm..
Ben Yaşıyorken,Hazal Ölümle burun burunaydı..
Yakıtı alan Arabayı Çalıştırdım.
Eve gitmek istemiyordum.Kız ve ailesi gelecekti,Ben Sevmediğim Biri ile evlenmek İstemiyordum.
Çocukmuydum ben ya? Neymiş Arsaymış.Bir arsa Uğruna Oğullarını Yakıyorlardı...Koltuğun üzerindeki telefon çalmaya başladı.Arabayı sağa çekerek Açtım.
"Efendim anne!?"
"Gelirken kuyumcuya uğra,Bu akşam Söz kesilecekmiş.Baban öyle söyledi."
Hayır hayır hayır Bunu Duymamalıydım.
"Neeeh! Hemen bugün mü? Anne.İstemiyorum Anlıyor musunuz?"
"İstiyormusun Diye sormadık Oğlum.Bak lütfen Bu akşam bir aksilik çıkarma.Olurmu?"
"Görüşürüz.Anne!!" Dedim hırsla kapatıp Koltuğun üstüne fırlatarak..
Ne yapacaktım? Nasıl kurtulacaktım? Hazalsız Nasıl Yaşardım? Nasııl? Yüzünü bile görmediğim Kız ile evlendirilecektim.Ve Üstelik Başkasına delicesine Aşıkken...Kuyumcuya girerek, Söz yüzüklerini alıp çıktım.
Sarı şeker Benim evlendiğimi öğrenirse Yıkılırdı.Ona Söylememeliydim.Hemde Bu kadar çok hastayken asla..
Eve Varmış Arabayı park etmiştim.
İçeri girdiğimde annem Ağır adımları ile tam karşıma Gelip durdu.
"Aldınmı Yüzükleri?"
Ceketimin cebinden Çıkararak,L şeklindeki koltuğun üzerine fırlattım.
"Al."
"Burak oğluşum,Yapma böyle Bak göreceksin kız çok hanımefendi çok güzel bir kız."
"Gerekirse dünyanın en Hanımefendi en Güzel kızı olsun,Ben Hazala aşık diğer bütün kızlara Körüm anne."
"Baban için o arsa çok önemli.Bunu sende Biliyorsun."
"Odamdayım."
Koşarak merdivenleri çıktım.
"Burak o-" dinlemeyerek kapıyı kapattım.Emre yi Aramaya koyuldum.
"Aloooo Terto noldu"
"Emre Beni iyi dinle!!"
"Söyle Lan!"
"Ben Evleniyorum."
"Ya bi yürü git.Hazal hastanede yatıyor,Hasta hastamı evlenceniz?"
"Hayır.Hazalla değil.Başka bir kızla.."
"Ney? İyimisin oğlum sen? Olmaz öyle şey.Sen hazal'ı seviyorsun.Ya nasıl ya?"
"Dur sakin.Babam yüzünden Arsa işleri felan.Uzun hikaye..Bunu asla hazal duymayacak tamam mı?"
"Has*****r.Hazal nolacak burak o çok hasta.Ya duyarsa Dahada kötüleşir."
"Işte duymayacak.Bilmeyecek.Ona Zarar Gelmesine izin veremem.!"
"Tamam.Aklım almıyor.Ama bunu Konuşucaz sonra."
"Tamam." Diyerek kapattım.
Gitmek istemiyordum.O kızın evine..Annem de Babam da Odalarındaydılar,Fırsat bu fırsattı.Kaçmalıydım.yüzükleride Alarak,Cebime katıp Merdivenlerden Yavaşça inerek Sessizce evden çıkış Yaptım.
Olamazdı ya! O kız her kimse artık Benimle evlenemezdi.Boşuna hayallere Kapılmasınada Sebep olamazdım.Arabamı Çalıştırıp Kendimi Evin dışına Attım.
Nereye gidecektim? Ne yapacaktım?
Arabayı sürdüm Dağ evine.
Belkide bir süre kimsesiz Kendi halinde Bir burak olarak Yaşayabilirdim.
İçeri karanlıktı.Eşyaların üstündeki Çarşafları kaldırdım.Sobaya Birkaç odun atarak yaktım.
Telefonum çalıyordu.
4 kere annem 3 defa babam art arda aradı.
10 dakika sonrada emre...
Açtım,
"Tertip sen Mal mısın? Hayır yani Neredesin? Senin yüzünden Öldüm burda lan!"
"Uzatma! Kimseye söylemeden Bizim dağ evine Geliyorsun."
"He gülüm.Annenlerede 'burak Kuafördeymiş ağda yaptırıyormuş.Kimseye deme' dedi mi dicem? "
"Hiçbirşey söylemezsin olur biter.
10 dakikan var."
"Ama senin Niş-"
Telefonu Koltuğa fırlatarak Mutfağa Geçtim.
Onunla geçirdiğim o muhteşem anlar gözümün önünden Silinmiyordu.
Bıçakla elini kesmişti,Sakar Sevdiceğim..Kapı adeta zırhlı askerler tarafından çalınıyordu Sanırsınız.
Giderek Kapıyı araladım.
"Misafir kabul eder misin?"
"Geç."
Koltuğa yayılarak;
"Abi tam 10 dakikada Geldim.Ee napcaz?"
"Bilmiyorum.Emre Sanırım ne yapacağımız belli."
Öne doğru gelerek;
"Ne yapacaz?"
"Hazal ile evlenecem."
Emre Kaşlarını çatarak;
"Vermezlerse Kaçıracan mı? Gülüm."
"Bakarız."
"Olum sen iyi değilsin.Nermin teyzemin Kalbine mi indircen?"
"Yemişim Kalbini be! Ya biz bizi düşünen yok ama.Merak etme ona birşey olmaz.Sen bu işte benimle var mısın? Onu söyle! "
"Aşk olsun.Tabikide varım."
"İyi." Diyerek koltuğa yaslandım.
Bu sefer Yapacaktım dediğimi.Kararlıydım Alacaktım Sevdiğimi,Ama nezaman..Horoz sesi ile uyanmak Ayrı bir muamma,Emre'nin Horlaması ile uyanmak ayrı..
Emre yi dürterek uyandırdım..Yüzünü kurularken,
"Ne yicez ya Burak ben açım. "
"Sen git,Şehirden Ekmek Domates falan birşey al getir.Ben bekliyorum."
"Tamam.Görüşürüz."
Diyerek fırladı.
Onun ardından bende Bahçeye fırladım.
Kümesten dağılmış Tavuk ve horozlar,Yorgun argın yeni yeni doğmuş güneş,Etraftaki o huzur Sesi..
Cebimden yüzükleri çıkardım,Ve uzun uzun baktım.Bu yüzük Sarı şekerin parmağına takılacaktı.
Hasta olsa bile..."Ben geldim."
Poşetleri getirerek Koydu önüme.
Birlikte Kahvaltımızı hazırlayarak yaptık.
İçeri geçerek;
"Emre ben hastaneye gidiyorum.Sende Annemlere birşey çaktırma!"
"Tamam tertip!"
Ve birlikte çıktık.
Hastane koridorlarında,Annesini kaybetmiş Kuzu gibi Hazal'ın odasını aradım.Ve buldum.
Tıklayarak girdim.
Annesi Şekerime Çorba içiriyordu.
Gözler bana yöneldi.
Aysun teyze kalkarak;
"Burak oğlum hoşgeldin!"
Dedi Sandalyeyi göstererek.
"Hoşbuldum." Diyerekten oturdum.
Hazal çok kötü gözüküyordu.
Ama durumu çaktırmamaya Çalışarak,
"Aysun teyze ben direk söze gircem. Allahın emri peygamberin kabri ile kızını Kendime istiyorum."
Aysun teyze de hazal'da Şok olmuş bir şekilde Ne dediler.
10 dakika şaşkınlığın ardından Aysun teyze beni dışarı aldı.
"Bak oğlum bunca zamandır hep yanımızda oldun kızıma iyi geldin hep ama Hazal bu haldeyken ben annesi olarak buna izin veremem benide anla oğlum bizide anla" sesi boğuklaşmıştı.
"Haklısınız,buraya kadar sabrettik burdan sonrasınıda sabrederiz inşallah" dedim hüzünle.
"Bana anne diyeceğin günler yakın evlat" dedi elini elimin üstüne koyan kadın ve odaya girdi.
Sabredecektim..Olmuştu.Almıştım,Hazal'ı babasından almıştım.uzatmanın anlamı yoktu.Hazır yüzüklerde cebimdeydi,Söz kesmiştik hastane odasında
"Burak tertip lan" sağ omzumda adeta deprem etkisi yaratacak bir dürtüyle uyandım.Arabada uyuyakalmışım. Yanım da oturan Emre ye baktım "oğlum sen salak mısın insan böyle mi uyandırılır?" Kahkaha atarak
"Alamadın mı kızı hı?" Elimle boynumu ovuşturarak,
"Annesi haklı tertip seviyorsam sabredeceğim"
Kafasını sallayarak onay verdi..Annemin dünden beri 50.arayışıydı.
Dayanamayıp açtım.çok korkmuştu.
"Oğlum,Burak neredesin evladım sen burda öldüm ben"
"Iyiyim ben anne merak etmeyin."
"Neredesin yavrum?"
"Sevdiğim kızın yanında.Anlayacağın olmam gereken yerde anne,Babama da iletirsin arsayı gerekirse ben kendi hissemden alacağım ama evlenmem"
Annem iç çekerek,
"Tamam oğlum babanla konuşursunuz sonra bunları ben kapatıyorum"
Diyerek kapattı.
Emre de işlerini halletmeye gitmişti.
Hastanenin otoparkında öylece sabaha kadar arabanın içinde Sevdiğimi düşündüm,yaralı ceylanımı..Belki bugün değil ama elbet birgün.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Bana Kalan (Düzenleniyor)
RomanceMırıldanmak.. Her saniye,her an mırıldanmak için sebep çok.Dilimden düşmesin adın..Adını mırıldanayım,beni sevdiğin sürece sana mırıltı gibi küçük ve anlamlı şeyler yaşatacağım... - Ya ölürsem? Ölüm değil mi tek çaresiz kaldığımız nokta ölme,ölürsen...