Gözlerimi yavaşça araladım.Evet hazal'ın yatağındaydım,Ama Hazal Yoktu.Sanırım Erkenden kalkmıştı.
Yorganı üstümden atarak,önce yataktan sonrada Odadan çıktım.Emreyle karşılaştım.
"Günaydın kardo'm!"
Omuzuna vurarak:
"Sana da Günaydın Tertip!"
Onu orada Bırakarak Aşağı indim.Mutfaktan Fısıltılar geliyordu.
Kulak kesilip,Dinlemeye koyuldum.
Hazal; "Seren Ben Artık ne yapacağımı Bilmiyorum."
Seren;
"Canım.Biz senin duacınız.İyileşmen Gerekiyor senin,Daha siz evlenceksiniz.Sonra Kucağımıza yiğenimizi alcaz.Hemen yılma!"
Duyduklarım karşısında,Hayallere daldım.Evet biz Hazal ile Evlenmeliydik.Sonrada Mutlu bir yuva kurmalıydık.
Ama düşününce Bunların sadece Hayal olduğunu Anlamam uzun sürmedi.
Onu çok seviyordum.Canımdan çok,ama elimden birşey gelmiyordu.yok oluyordu gün geçtikçe yok oluyordu..."Mmm.Hazal ellerine sağlık.Annemden sonra en iyi menemen'cisin."
Dedi Sırıtarak emre.
Bahçede Sohbet muhabbet,Güzel bir kahvaltı yapıyorduk.
Aniden hazal'ın İçeri koşması, Hepimiz şok içinde Bakakaldık. Arkasından koştum.Banyoya girmiş kapıyıda kilitlemişti.
"Hazall! Hazal! İyimisin? Aç şu kapıyı!"
Bir müddet içeriden ses gelmedi.
"Hazal lütfen aç kapıyı."
Hazal yavaşça kapıyı Açıp,Ağlayarak boynuma atladı.
"Bu-burak.ben Yapamıyorum.Dayanamıyorum.Gücüm kalmadı benim artık.!!" Dedi yalvaran ses tonu ile...
Onu sıkıca sararak,Onunla beraber gözyaşlarına eşlik ettim.
Seren ile emre gelerek,telaş içinde
"Noldu?"
Geçiştirmek isteyerek
"Yok birşey.Seren hazalın yatağını hazırla.Bundan sonra ayağa kalkmak yasak ona!!"
Diyerek,Hazalı kucağıma Alıp yukarı çıktım.
Seren yatağı düzeltmiş.Hazalı bir bebek misali yatağına yatırarak üstünü örttüm.
Gözleri kapanırken,kulağına fısıldadım.
"Sen benim hayata tutunma sebebimsin.Sevgilim..."
Usulca odadan Çıkıp kapıyı Kapattım.
Emre
"Ya kardeşim valla içler acısı birşey bu.Napacaksın?"
"Of bilmiyorum.Adeta hazalı ölümün kucağına kendi ellerimle bırakıyorum.off!!" Gözümden düşen yaşı silerek,Bana sarılan emre ye Karşılık verdim...Sevdim seni bir kere başkasını sevemem..
Deli diyorlar bana desinler değişemem..
Desinler değişemem desinler değişemem..Hayatta en zor olan bir insanı tanımak..
Kabul etmek huylarını değişmeden bir olmak..Sevgi anlaşmak değildir nedensiz de sevilir..
Bazen küçük bir an için ömür bile verilir..Teoma'nın çalan şarkısı ile Eşlik ediyordum.
Seren Hiç beklenmedik bir şey yaparak,Koltuktan kalkıp Şöminenin yanındaki Emre ye doğru gitti.Elini uzattı.Emre hayretler içinde elini tutup ayağa kalktı.
Seren Hıçkıra hıçkıra Emre nin boynuna atladı.
Emre şaşkınlıkla,mutluluğu bir arada yaşıyordu şuan.
Seren sakinleşerek yavaşça emreden ayrıldığında Bu sözleri sarf etti.
"Emre Ben çok özür dilerim.Aşkımızı engel olduğum için.Çok üzgünüm.
Ben Burada anladım ki Herşeyin sonunda ölüm varmış.Emre ben ölmeden Önce seninle yaşlanmak istiyorum.Peki sen halâ beni seviyor musun?"
Emre Gözünden bir damla yaşı siper ederek; "Ben hâlâ ilk günkü gibi sana aşığım seren.Ben seni sevmekten hiç vazgeçmedim ki! Sana söz veriyorum.Ölene kadar Seni seveceğim.İlk sevdiğim..." Dedi,sevdiğine kavuşmanın Mutluluğu ile Oda hıçkırıklara tutuldu.Bu ana şahit olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorumdum.
Beni de ağlatmayı başarmışlardı ya.Aradan 2 saat geçmişti.Hepbirlikte hazalın odasına çıktık.
Kapıyı açtığımda Hazal ağlıyordu.Yanına yaklaştım usulca
"Sarı şeker'im.Birşey mi oldu?"
"Başbaşa konuşabilirmiyiz?" Dediği sırada seren ile emre dışarıya çıktılar.
Artık odada yalnızdık...
Elini tuttum.Yavaşça ayağı kalktı.
Gözyaşlarını silerek;
"Burak Ayrılalım."
Demesi ile başımdan aşağı kaynar sular döküldü.Dünya Dönmeyi bırakmıştı o an.O an Zaman durmuş,Dünyada sadece hazal ile ben kalmıştık.
Tek kelime ile YIKILMIŞTIM...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Bana Kalan (Düzenleniyor)
Roman d'amourMırıldanmak.. Her saniye,her an mırıldanmak için sebep çok.Dilimden düşmesin adın..Adını mırıldanayım,beni sevdiğin sürece sana mırıltı gibi küçük ve anlamlı şeyler yaşatacağım... - Ya ölürsem? Ölüm değil mi tek çaresiz kaldığımız nokta ölme,ölürsen...