burak ile günümüz çok güzel geçmişti.güzel günün yorgunluğuna yatağa atlayarak uyuya başladım...
banyodan çıktıktan sonra saçlarımı ördüm.ama fark ettim gitgide yok oluyordu saçlarım... kapı tıklandı ''gir'' yavaşça açıldı.burak gözüktü.''günaydın.hadi hemen çıkmamız lazım.'' gülerek tarağı köşeye bırakarak''tamam hazırım. çıkalım.'' elimi kavrarken çantamı ve montumu aldım.yarı yolda durarak montumu kendi elleri ile giydirdi.sonra otelden çıkış yaptık.hastaneye on dakikada varmıştık.danışmadan sedat beyin odasını sorduk.soldan ikinci oda dedi.ilerledik.kapıyı tıklayıp,giriş yaptık.sedat bey bizi görünce ''hoşgeldiniz.oturun lütfen.'' oturarak.sedat beyin konuşmasını dinledik.''hazal ben dün inceledim belgeleri,ilereleme var dediğim gibi.yalnız senin için biraz zor olacak ama,saçlarını sıfıra vurmalıyız.çünkü hem hücrelerin büyümesine engel oluyor hemde zaten dökülecek.yinede sen bilirsin...'' burak saçlarıma göz attıktan sonra başını önüne eğdi.oarada ağlamamak için zor tutuyordum kendimi.daha fazla dayanamıyarak odadan çıkma gereği duydum.kapıyı çarparak olduğum yerde ağlamaya koyuldum resmen gitgide ölüyordum.kapı açıldı.ve burak arkadan sarılarak ''birtanem yapma böyle biliyorum kaldıramıyorsun.ama yapacak başka birşey yok.bak bana'' dedi eli ile başımı kaldırarak ''ben nasıl pes etmiyorsam,sevdiğim kızda pes etmesin.ben yanındayım.'' dedi kolları arasına alarak.
burak ile kafeteryada kahve içiyorduk.telefonum çaldı.seren.''alo seren nasılsın?'' ''iyiyim.asıl sen nasılsın?'' iç çekerek ''herzamanki gibi hatta gitgide daha kötü!'' seren bir ara iç çekerek ''kıyamam.canım üzme kendini.bak ben burda seni bekliyorum,menekşeler,güller açmak üzere hepsi seni bekliyor.iyileş öyle gel...'' gülümseyerek ''beni bekleme '' seren şaşırarak ''niye ?'' burağın elini tutarak ''ben burada mutluyum.ölsemde sevdiğim insanın yanında acı çekmeden ölmek istiyorum.'' dedim.burak gülerek alnıma öpücük kondurdu.''ya çok tatlısınız.allahım bu iki insanı ölümün ayırmasına izin verme...''dedi seren ağlayarak ''sen niye ağlıyorsun?'' iç çekerek ''çünkü ben sizin gibi bir aşk asla yaşıyamayacağım.ne emreyi affedebilir,nede ondan başkasını sevebilirim.'' of ''tatlım bak böyle yapma sadece senin değil,onunda canı acıyor.birkez şans versen emrenin sevgisi ikinizede yeter.'' ''neyse boşver öpüyorum.kendine iyi bak'' dedi kapatarak... serenin söyledikleri içime bir çığ gibi düştü.
yatağın kenarındaki teleofonuma uzandım arayan; annemdi. ''alo canım nasılsın?'' ''iyiyim.annem.sen nasılsın,babam?'' ''nası olalım? seni düşünmekle geçiyor her günümüz.'' ''anne bu hafta sedat bey ameliyat olmam gerektiğini söyledi.yani bilginiz olsun.'' ''kuzum.inşallah başarılı olur.Allahım daima senin yanında olsun inşallah...annem kendine dikkat et olurmu?'' ''merak etme annem.ben kendime bakamasam bile burak bana bakıyor.'' ''burağa selamlarımızı ilet.öpüyoruz seni '' ''tamam annem. bende seni pamuk ellerinden öpüyorum.bay bay '' dedim kapatarak. kıyafetlerimi değiştirerek,kahvaltı solonuna indim.Burağı uyandırmak istemedim.boş masaya oturarak,dışarıyı seyre koyuldum.garson yanıma gelerek,elindeki defteri tutup,kalemi çıkararak ''ne istersiniz?'' dedi.Gülümseyerek ''teşekkürler.henüz bişey almayacağım.'' dedim.Ön masamda oturan çift gözüme çarptı.bir çocukları vardı,ve o kadar mutluydular ki; gülüşmeleri ışık saçıyordu.bir anda heryer kapkaranlık oldu,gözümü biri kapattı.ellerini tutarak tahmin yürüttüm,Burak . ''burakk '' dedim açmak istercesine, ellerini çekerek karşıma oturdu. ''sen beni uyandırmadan neden indin?'' gülerek ''allah allah uyandırmaya kıymadım belki canım''gülümsemesi suratına yayılırken ''alışkın değilim.böyle şeylere...'' şaşırarak ''nasıl zengin olan sensin sevgilin olmadımı hiç'' ''oldu ama senin kadar sevmedim.'' garsonu çağırdı.gelince ,''bize iki waffl yersin demi?'' diye soruyu bana yöneltti. ''olurr.'' ''iki waffl,ve kahvaltılık herşey!'' dedi.gözü benim gibi öndeki çifte takıldı. öne atılarak; ''Aşkım bak,inşallah hayırlısı ile iyileş,seni kimselere kaptırmadan almaya geleceğim.'' dedi yanaklarımın kızarmasına neden olarak.''off burak ne evlenmesi,biliyorsun utanıyorum.!'' kızarak pencereye doğru döndüm. oda bana kızarak ''aa hemen şimdi istemeye geliyoruz demedik canım! yoksa senin gönlünde birisimi var?'' dahada sinirlenmeme neden oldu.''ne saçmalıyorsun? aklımda ve gönlümde başka birisi olsa,herhalde burada senin ile oturmazdım!'' bağırarak söylemiştim son cümleyi.kaşları çatıldı.sanki o an çok sinirlenmiş fakat,benide kaybetmek istemiyormuş gibi bir havası vardı. bir kız olarak aşkıma yenik düşerek masadan kalkıp,salondan çıktım.aslında onun bir suçu yoktu.ama ben evlenme konularında çok hassastım,bunu öğrense iyi olurdu...
Odama doğru yürümeye koyuldum.burak bey arkamdan gelmeye tenezzül bile etmedi.azda olsa sakinleserek odanın kapısını açıp içeri girdim.yatağa oturarak telefonu elime aldım.o sırada çalmaya başladı. Arayan kişi; buraktı.açtım.
"Hazal abartiyorsun ne böyle çekip gitmeler?"
Bak sen ya
"Neh! Abartmıyorum.burak yeterince sinirliyim.beni arama !"
Dedim suratına kapatarak.aradan on dakika geçmişti kapı çalındı."gir"
Temizlikçi carsafları değiştirmeye gelmişti."buyurun alın ama lütfen çabuk olun !" Dedim hışımla yataktan kalkarken.kadın kapıyı hızla kapatarak maskesini çıkarttı ve tabikide burak çıktı.ALLAHIM bana kafayı yedirecek.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen ?"
O aptalca gülüşü takınarak
"Bilmiyodum sanki burak olarak gelsem odaya alacaksın. "
"Ne istiyorsun ?"
"Seni, ya tamam biraz ileri gittim.affet sende !"
Küçümseyerek gülüp
"Yalnız temizlikçi olmak çok yakışmıs"
Kendine bakarak gülüp
"Bu demek oluyorki affedildim."
"Of şapşal affetmek allaha mahsustur." Elimi tutarak "peki sarı şekerim.hadi bin arabama gidelim." Dalga geçtiğini sanmıştım.ama yanılmışım "hadisene !" Dedi beni arabaya bindirerek birkaç eski çarşafın arasından oturmuş, burakta temizlikçi kıyafeti ile beni sürüyordu.
Büyük bir kahkaha patlatarak "aşkım çok çok komik olduk "
"Amaaann aşkta komiklik olmaz MI? " dedi gülerek.halimizi gören herkes gülüyordu.bu mutluluk bizim pesimizi hiç bırakmasın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Bana Kalan (Düzenleniyor)
عاطفيةMırıldanmak.. Her saniye,her an mırıldanmak için sebep çok.Dilimden düşmesin adın..Adını mırıldanayım,beni sevdiğin sürece sana mırıltı gibi küçük ve anlamlı şeyler yaşatacağım... - Ya ölürsem? Ölüm değil mi tek çaresiz kaldığımız nokta ölme,ölürsen...