19 (Hazal Ayhan)

136 40 6
                                    

Bu kente bir daha gel
Yağmurları da getir
Uyandır ölüleri
Sevişen sözler ile
🎶

B

abamın oturduğu koltuğa doğru yürüyerek yanına oturdum.
Annemle ikisi yüzüme bakarken açıklamam gereken şeyi bekliyorlardı.
"Burak bilet almış perşembe günü için"
Annem ellerini birleştirirken:
"Gidiyorsunuz yani"
"Siz istemiyorsanız gitmem annem,sizin yanınızda mutluyum"
Babam dalmış birşeyler düşünürken:
"Olur mu hiç kızım? Senin sağlığın önemli git. Biz seni ve güzel haberlerini bekleyeceğiz burada"
Annem sağ gözündeki yaşı silerken yanına oturarak elini tuttum.
"Annem yapma böyle,geri geleceğim hemde yenmiş bir şekilde"
"Yeneceksin tabii ama o kadar uzağa gitmeseydiniz ben özleyeceğim kızımı"
Yaşlarını parmağımla silerek,elini öptüm.

"Burak yine senin için en ince detayına kadar düşünmüş"
Seren elindeki biletlere uzun uzun bakıyordu.
"Bana benden iyi geliyor.."
Gülümseme kaplayan yüzü ile bana bakarken:
"Aşık olmak sana çok yakışmış be kızım"
Gözlerimi devirip koluna vurdum.
"Yalnızca 2 gün var,ben seni çok özleyeceğim"
"Ben seni az mı özledim kaç yıl yoktun"
Haklı olduğumu söylediğinde başımı salladım.
Ayağa kalkarak dolabımı açtı.
Kırmızı bir elbise çıkararak üzerime tuttu.
"Uçağa binişte bunu giy"
"Yok artık" diyerek elindeki elbiseyi ittim.
"İtalya'ya gidiyorsun kızım"
"Tedavi olmaya gidiyorum hatırlatırım"
Elbiseyi yerine koyarak dolabın kapağını kapattı.

Elimdeki boya paleti renklerin birbirine karışmış görüntüsünü barındırıyordu. Fırçamı mavi boyaya banarak önemdeki tuvale yaydım.
Kafamı dağıtabilmek için başvurmuştum bu yola. Hiçbir anlam ifade etmeyen resime uzunca baktım.
İçimde ki ve kafamda ki düşünce karmaşası gibiydi,karmakarışık.

Hiçbir şey yapmadığım halde yorgundum. Paleti ve fırçayı masanın üzerine bırakarak kafamda ki bandanayı çıkardım.
Elimdeki bandana da birsürü saç teli mevcuttu.
Elimi bir kere daha saçıma götürdüğüm de saçlarımın döküldüğünü farkettim.
Bandanayıda saçlarla beraber banyoda ki çöpe atıp lavaboya dayandım.
Gidiyordu.
Hayatımdan alıyordu herşeyi zaman.
Saçlarım,şimdi sıra onlardaydı.
Gözümden yaşlar akıp düşerken, annem duymasın diye musluğu sonuna kadar açtım.
Ölüm her saniye daha da yakındı bana.

"Babam neden işe gitmedi?"
"Son günün diye seninle vakit geçirmek istedi."
Son kelimesini duymak ne üzücüydü.
Onlarla bu evde geçirdiğim belkide gerçekten son günümdü.
Annemi mutfakta yalnız bırakarak babamın yanına salona geçtim.
Beni görünce gülümseyen babam:
"Yenilmeyi göze alırsan tavla oynayalım diyorum"
Kahkaha atarak:
"Yenilen pehlivan güreşe doymuyor"
Tavla tahtasını ortamıza bırakarak taşları dizmesine yardım ettim.
Zar atışı,çıkan sayı ve taşlar.
Oyun sonunda kazanan ben olunca babam hem gülüyor hemde tebrik ediyordu.
"Her konuda kazanan hep sen ol güzel kızım"
Saçlarım da gezinen elini öptüm.
Zaman daraldıkça gitme isteğim azalıyordu.
Onları burada bırakıp gitmek içime sinmiyordu.

Son gecemi ailem ve sevdiklerimle geçirecektim.
Seren ve Neriman teyze de bizi yalnız bırakmamışlardı.
Annemin demlediği çayı yudumlarken sohbet ediyorduk hep beraber.
Neriman teyze bardağını tabağa bırakırken bana döndü.
"Birşeye ihtiyacın var mı uzağa gidiyorsun kızım"
"Yok teyzeciğim sağ ol"
"Tez zamanda şifa olur orası sana inşallah"
Annem hem onaylıyor hemde ağlamamak için zor duruyordu.
Durumu fark edince konuyu kapatmak için başka konu açtım.
"Neriman teyze bu akşam burada kalsanıza hem sabah erkenciyim malum"
Seren bakışlarını annesine dikerken babam gözlüğünü koltuğa bıraktı.
"Hazal haklı Neriman kalın bu gece"
"E madem öyle kalalım bakalım"
Seren ayağa kalkarak yanıma gelip elimi tuttu.
"Bizim artık valiz hazırlama vaktimiz geldi."
Ayağa kalkarak peşinden odama yürüdüm.

Senden Bana Kalan (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin