Hatırla

161 14 10
                                    

SERKAN:Eylül ,Melek bir şey yedi mi?
EYLÜL:Hayır, ne yapsam beğenmedi,aslında biliyormusun, bir zamanlar bende anneme olan kızgınlığımı çevremdekı insanları üzerek çıkarıyordum.Zamanla arkadaşlarıma güvendim.Melek de öyle, ama tek farkımız o daha çok küçük.Bilmiyorum öyle sorumsuz ebeveynler çoçuklarını yurta bırakmaya nasıl alışıyorlar.Bak ben o kadar çoçuğmuz olsun istedim,ama olmadı....
SERKAN:Öyle söyleme bence sen Meleğe iyi bir anne olucaksın.
EYLÜL:Serkan Gerçekten öyle mi düşünüyorsun?
SERKAN:tabi ki, biz Meleği sevgiyle sararsak sonunda o da mutlu olur,bizi kabul eder

Eylül Serkana yaklaştı avuçlarını Serkanın yanaklarına götürdü.Kendi de  ona yaklaştı dudaklarından öptü
EYLÜL:seni çok seviyorum,iyi ki varsın
Eylül gittikden sonra Serkan yine bir yerlere dalmış gibi derinden nefes aldı ,Meleğin odasına doğru gitti ,Melek mışıl-mışıl uyuyordu.
Bu gün Serkan Melek için işe geç gitmeği düşünüyordu.
SERKAN:yemek yedin mi?
MELEK:hayır....istemiyorum
SERKAN:Üzüldüm bende ,kahvaltı sonrası seni atlı karıncaya götürücektim
MELEK:eğer şimdi yesem götürürmüsün ?
SERKAN:tabi ,hadi o zaman sen koş kahvaltını yap,sonra gideriz
MELEK:tamam
Melek sofraya doğru koştu.
EYLÜL:Onu çok güzel itna ediyorsun..
Serkan Eylülün gülümsemesine karşılık güldü.
SERKAN:Tuncay yeni hasta geleceğini söylemişti, gelirse beni ara, tamam mı?
EYLÜL:peki Melek?
Onu da hastaneye götürürüm, sana verince sen dönersin
EYLÜL:olur ,tamam, ben çıkıyorum,size iyi eğlenceler
SERKAN:görüşürüz
Eylül gittikten sonra Serkan Meleğin yanına gitti.
SERKAN:kahvaltı nasıl sevdin mi?
MELEK:evet,ama annem daha iyi yapıyordu.
SERKAN:kesin ,anneler her zaman daha iyisini yapar, Melek sen hep annenden,amcandan ve Dedenden bahs ediyorsun onları çok mu seviyorsun?
MELEK:Evet hemde çok,kocaman seviyorum.
SERKAN:Melek bak, biz de seni seviyoruz
MELEK:size anne baba mı demeliyim?
-SERKAN:nerden bildin?
MELEK:yurttakı kadın sürekli bunu söylüyordu.
SERKAN:peki Söyleye bilirmisin?
Melek biraz sustu.
SERKAN:Melek ?
MELEK:bilmiyorum
SERKAN:Annen seni bulana kadar Eylüle anne desen olmaz mı? O seni annen gibi çok seviyor
Meleğin gözünden yaş aktı
MELEK:ama annem bunu duyarsa,bana kırılır,benim annem bir tanedir,başkasını istemiyorum.O beni bulucak,bir daha benim elimi asla bırakmıycak.
Bu sözler az önce Meleği teselli etmeye çalışan  Serkanı durdurdu.Gözlerinin önünde geçmişten bir anı canlandı.
"Cemre Ne olur olsun ,ben senin elini asla bırakmıycam"
MELEK:Kahvaltı bitti, gidelim mi?
Serkan kendini toparladı.
SERKAN:sen Eylülün bıraktığı elbiseyi giy,sonra çıkarız
Melek kapıya doğru gitti,sonra birden durdu
MELEK:ama....sana baba diye bilirim...
Serkan Meleğin söyledikleri karşısında ,ona yaklaştı.
SERKAN:böyle olursa baban kırılmaz değilmi?
MELEK:Benim babam hiç olmadı,bu yüzden kimse kırılmaz ....arkadaşım.
Serkan küçük kızın aslında  bir büyük gibi davrandığına şaşırmıştı.
SERKAN:ama baba diyeceğini..demedin mi?..
MELEK:tamam ....Baba
O gün Lunapark Meleğin mutluluğuna şahit olmuştu.Her şeyi yorulmadan deniyordu .Eğer her hansında Serkandan" hayır" kelmesini duysa, hemen tatlı dilini işe salıyordu.
MELEK:baba lütfen, ben ona da binmek istiyorum
SERKAN:ama Melek bak benim kafam dönüyor
MELEK:söz bu son....lütfen babacığım
SERKAN:tamam ,peki
O gün Serkanı kimse aramadı.O böylece Melekle güzel bir gün geçirdi.
Akşam Meleğin oyuncakları odaya yerleşmiyordu.
Eylül odaya doğru giderken,Odadan Meleğin sesleri yükseliyordu.
MELEK:Ama baba , sen hiyle yapıyorsun?
SERKAN:ya öylemi? ama ben doğru  atıyorum
Eylül kapıyı açınca ,Melek sustu.
Serkan kapıya doğru kafasını çevirdi,elindeki top yere düştü.
SERKAN:Hoş geldin Eylül...
EYLÜL:Hoş buldum...az önce ben ben baba duydum öyle değil mi?
SERKAN:Evet doğru.
Serkan gülerek Meleğe baktı.SERKAN:
-Kızım artık babasına baba demeği kabul etti.
Görürsün zamanla Melek de bizim onu sevdiğimiz gibi,oda bizi sevicek.
*****
Bu gün Hayatın(Cemre) doktorla randevusu olsa bile gidemedi.Hasan beyin aniden kalbinin tutması sonucu, Sinan ve Hayat hastahanede onun emeliyattan çıkması için beklemedeydi.
Sinan ve Gizem saatlerdi ,burdaydı.Hayat Sinana, hamile karısı Gizemin yorulmaması gerektiğini, onu eve götürmesini söyledi
SİNAN:ama Hayat sen burda yalnız mı kalıcaksın?
HAYAT:Merak etme,bu sefer Hasan amcayı yalnız bırakıb hiç bir yere gitmem
SİNAN:eminmisin?
HAYAT:hadi Sinan git,ben burdayım
Sinan gittikden sonra HAYAT Hasan beyin odasına doğru gitti.Camdan onun uyuduğunu görünce,yandakı oturacakların birinde oturmak istedi.Yanından geçen doktorlar ,hemşireler sanki ona bir şeyler hatırlatmaya başladı.Hayat kafasını tuttu.Göz kapaklarını kapattı ,yine durmuyor,kulaklarına sesler geliyordu.
" Cemre sen git,burda kalma" sanki daha önce bu hastanedeydi "Cemre " Cemre""Seni seviyorum" Senin elini asla bırakmam" .Yüzü görünmüyordu.Ama bir erkek olduğu aşikardı. Sesi çok tanıdık ve insanı sakinleştiricek bir tiptendi.Hayat sürekli "Cemre" ismini duymaktan yoruldu Kulaklarını tuttu;
-Ben deli oluyorum? Onlar kim? neden sürekli "Cemre"ismini duyuyorum? Yoksa benim gerçek ismim "Cemre" mi.Yok! Belki de ilaçların etkisindendir...Yine bu ses!!! HAYIR!! BENİ RAHAT BIRAKIN!!! HAYIR!

Hayat  son sözlerle birlikte orda kendini kayb etti.Kızın bayılmasını fark eden hemşire ve doktorlar onun yanına koştu.

 #cemser     Bir başka hikaye :sen ve ben Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin