Yeniden başla 3.bölüm.

68 5 5
                                    

Tüm gece olanları düşündüm , keşke herşey farklı olsaydı. Ben yine o eski arkadaşlarını çok seven o Cemre olsaydım. O gece bunu düşünen yalnız ben değildim. Beren eve çok üzgün moralle dönmüştü. Babası ona Aliyle ilgili birşeyler anlatmıştı. Alinin kaza günü Şuleyle çok kötü kavga etmesi ve kaza .
Ama Bereni endişelendiren başka bir şey daha vardı bu Alinin şirketle ilgili dosyalarıydı .Ama Beren anlatmak için acele etmiyordu.
Bir hafta geçmişti.
Gökhan bu süre zarfında bana bir kez sadece bir kez yaklaşmış ve benim yaptıklarımdan haberdar olduğunu ve bunun intikamını çok kötü alacağını söylemişti. Tabii o gün ben nasıl intikamdan bahs edildiğini anlamamıştım. Bu güne kadar. Bu gün yüzme derslerinden sonra üstümü değişmek için kızların giyinme odasına gittiğimde Gökhanı orda gördüm. Bakışları , tavrı onun sinirli olduğunu kanıtlıyordu. Bana doğru adım atmaya başladı .Ben korkmamaya çalışıyordum. Ama çok büyük bir korku vardı içimde. Şimdi başıma bir şey gelse , kim yardım ederdi.?
Cemrenin korkusu gittikce artıyordu.
GÖKHAN: Sana söylemiştim değilmi , en ummadığın bir anda sana yaptıklarını ödeteceğim.
Cemre yutkundu ve kendini toplamaya çalıştı.
CEMRE: Bana bir şey yapamazsın…. hem öğretmen biliyor mu senin kızların giyinme odasında takıldığını ?
Eminim öğrenince seni rezil edecektir.
Gökhan : bu kadar emin olma derim.
Gökhan göz kırptı ve Cemreni kendine çekti. Cemre şimdi korkmuştu . Neden kimse gelmiyordu. Tam o an bir üst sınfın kızları içeri girdi.
Cemre derinden nefes aldı.
CEMRE: Gördün mü sen artık bana bir şey yapamazsın
Cemre Gökhanın şaşırmış sursatını beklerken onun sırıttığını gördü.
O Cemrenin kulağına doğru eğildi.
GÖKHAN: zaten ben sana bir şey yapmayacaktım, yakınındaki arkadaşların yapacak.
Cemre Gökhanla buluşmak için giyinme odasında yalnız kalmayı seçti.
İşte Cemre yarın ki dedi kodu  konusunu onlara sen verdin.
Gökhan giderken kızlar hala onlara bakmaya devam ediyorlardı.
Cemre kafasını tuttu. O kadar kızı susturmak imkansızdı. O gün Cemre okuldan erken ayrıldı. Müdürle konuşmayı deneye bilirdi. Ama onun masum olduğunu kanıtlamak zor olacaktı. Etrafındaki o kadar insan Cemrenin Gökhanı bilerek çağırdığı   söylentisini yaymıştı bile. Buna inanmayan tek insan Serkandı. O olanları duyduğu andan  Gökhanla konuşmak istese de onu hiç bir yerde bulamamıştı. Okuldan erken ayrılarak Cemrelere gitti. Serkan bu saatte Berenin işte olduğunu biliyordu. Kapıyı uzun bir süre çaldıktan sonra Cemrenin kapıyı açtığını gördü. Cemrenin ağlamaktan gözleri kızarmış, göz altı şişmiş çok halsiz ve bitkin görünmesi Serkanı bir hayli endişelendirdi. O izin almadan içeri geçti.
SERKAN: Sana söylemiştim.. Çok tehlikeli oyunlar oynuyorsun… demiştim! 
CEMRE;:Bunu söylemek için mi geldin , zahmet olmuş..
SERKAN: Cemre neden böylesin ben sadece senin eskisi gibi yeniden acı çekmeni istemiyorum. 
CEMRE: Acı mı?  Sen acı nedir bilirmisin?
Cemre bunları söylerken ayaklarının altı kayıyor sandı . Yere çöktü bu seferde titrediğini kalbinin sıkıştığını hiss etti. Serkan o an Cemrenin panik atak geçirdiğini anladı ve koşarak Cemrenin işare ettiği ilaç şişesini getirdi. Cemre ilaçtan sonra biraz kendine geliyordu. Serkan hala onun yanında oturmuş onu kollarıyla sardığından habersizdi. Cemre ne zamandı böyleydi? . Bu soru onu çok düşündürüyordu.
SERKAN: Cemre ne zamandan beri böylesin.?
CEMRE: Ben….. bazen oluyor. ..ama iyiyim bence sende artık gitmelisin.
SERKAN: Cemre bu ne zamandan başlamış sen…… .gittiğinde böyle değildin.
CEMRE: Sana söyledim  beni rahat bırak artık.
Cemre Serkanı zorla dışarı çıkardı.
Kapıyı kapatınca Serkan uzun bir süre öylece yerinde durdu.
SERKAN: Herşey benim yüzümden ben sebep oldum .
Cemre okula iki gün sonra gitti. Babasını hastayım laflarıyla daha fazla kandıramazdı. Okula girdiği an olanlar oldu .Cemre boş olmasını dilediği koridorlarda kalabalığın olduğunu görünce şaşırdı. 'Ne yani bu kadar  millet beni görmek için mi toplandı?  Bu sorularla o kalabalığın arasından geçmeğe çalıştı. Tam o an o kadar insanın aslında onun için toplanmadığını fark etti. İlerideki odanın birinde büyük kavga vardı. Aslında bir çok kişi sadece iki kişiyi ayırmaya çalışıyorlardı. Kavga edenlerin ikisi de fena durumdaydı. Yüzleri morarmış , gömlekleri kan olmasına rağmen ayrılmıyorlardı.
SERKAN: Ya ne istiyorsun kızdan? Yıllar önce olanlar yetmedi mi?  Neden Cemreyi üzmekten vaz geçmiyorsun?
Bu sefer Serkan Gökhana yumruk attı.
Gökhan yumruğa aldırmadan ona kafa attı.
GÖKHAN: Üzmekten bahs eden senmisin?  O en çok senin yüzünden acı çekti. Ama yinede pes etmedi, senin peşinden koşmaya devam etti.
SERKAN: Bu yüzden mi sen onun acı çekmesini istedin, sırf benden vaz geçmediği için mi?  Oğlum sen delirmişsin, akıllı  !doktora git. 
Serkan zar zor ayakta durmasına rağmen yine onu vurmaya çalıştı.
GÖKHAN: hala anlamadın  dimi?
SERKAN: Bana bunları sevdiğinden yaptığını söyleme sakın!  Gökhan  yoksa?
GÖKHAN :evet lan ben Cemreyi seviyorum, hem de onu ilk gördüğüm günden beri ama malesef o beni değil salak birini sevdi.
SERKAN: Gerizekalı insan sevdiğinin canını yakarmı? 
GÖKHAN: ben onun canını yakmak istemedim , sadece senin ona layık olmadığını kanıtlamaya çalıştım.
İşte o an Cemre daha fazla dinleyemeyeceğini anladı.
CEMRE: Durun!  İkinizde kesin bu saçmalığı!
Onlar Cemreyi fark edince ayrıldılar. Gökhan burnunun ne durumda olduğunu şimdi fark etmiş gibi , kanı durdurmaya çalıştı. Serkan Cemreye doğru  gitti.
SERKAN: Cemre ben…
CEMRE: Yeter Serkan!  Bence bana değil , arkada senin durumuna üzülen sevgiline bir açıklama borçlusun.
SERKAN: ama ben gerçekten ü..
CEMRE: buna hiç gerek yok!
Cemre onun yanından geçerek Gökhana doğru gitti.
CEMRE: Tamam, sana bir şans vericem.
Gökhan kocaman gözlerini Cemreye çevirdi.
GÖKHAN: anlamadım?
CEMRE: Madem tüm bu saçmalıkları benim için yaptın, senin yeniden arkadaşım olman için sana bir şans vericem .
Cemre bununla ordan ayrıldı. Tam o an arkasında ona kızgın olan birini daha bıraktığının farkındaydı. Ama şu an Serkanın öfkesi Cemrenin onun yüzünden çektği acıların yanında hiç kalırdı. Belkide bu yüzden Cemre ona inat , Gökhanın tüm yaptıklarına rağmen ona bir şans vermişti.
****
SERKAN: Eylül yemin ederim ben bu yüzden etmedim
EYLÜL: öylemi?!  Yani ona birşeyler hiss etmiyorsun… buna inanmamı istiyorsan bana yıllar önce  üçünüzün arasında ne geçtiğini anlat!
SERKAN: Peki, anlatıcam. Aslında bu olay olmadan önce biz üçümüzde çok iyi arkadaştık. Bizim yediğimiz , içtiğimiz ayrı geçmiyordu. Cemre birşeye üzülse biz hemen o sorunu gidermek için her şeyi yapıyorduk. Aslında hepimiz öyleydik. Biz 15 yaşımızdayken ben bir hata yaptım. O hata benim arkadaşlığımı bitirdi.
Bir defasında çoçuklarla ,Gökhan bana doğruluk , cesaret oyunu oynayacağımızı ve çok eğleneceğimizi söyledi. Sıra bana gelmişti. Ben cesaret dediğim an Gökhan benden birşey yapmamı istedi. Her kesin içinde 'bir kıza aşk ilanı yapmamı , bende düşündüm ve bir karar verdim. Cemre o beni en iyi anlayan insandı, ufak bir oyun yüzünden bana kızmazdı.  Onun yerine başkasını seçseydim, yanlış anlamayı düzeltmek zor olurdu. Bu yüzden kararım  bana zor gelmemişti. Sonuç olarak ben okulun önünde yüksekden 'Cemre seni seviyorum'diye bağırdım. Ama  malesef herşey benim düşündüğüm  gibi kolay değilmiş.
EYLÜL: Cemre sana aşıkmış….
SERKAN: ve ben bunu onun bana yazdığı mektubu bulduğumda anladım. Bizim sevgililer günü oynadığımız bir salak oyun yüzünden Cemre beni yanlış anlamış ve bana aşk mektubu yazmıştı.
Ben onu okuma cesareti bulamamış çöpe atmıştım. Ama Gökhan mektubu bulmuş ve tüm sınfın içinde Cemreyi küçük düşürmüştü. İşte o hafta Cemre benim onu sevmediğimi anlamış okulunu bırakmıştı. Sonrasında annesi vefat etti ve onlar burdan ayrıldılar. Ben onu bir daha görmem diye sanırdım. İşte olanlar bunlar, Eylül bilmeni istiyorum ki , ben seni gerçekten çox  seviyorum.
EYLÜL: sizin yaptığınız çok yanlış, ama senin bunu düzeltmeğe çalışman çok güzel. Demek bu yüzden Cemreye o kadar ilgili davranıyorsun. ay kıyamam benim düşünceli sevgilim.
SERKAN: evet , bu……
Serkan hala olanları düşünüyor ve üzüntüsünü saklayamıyordu.
***
Cemre bu gün eve yürüyerek gitmekte kararlıydı. Az önce yaptıklarını biraz düşünmek istiyordu.
Sahile doğru gidiyorken yanında bir gölge fark etti. Önce Gökhanın onu takip ettiğini sandı. Ama kafasını kaldırdığında o  an görmeyi en az istediği  kişiyi gördü. Bu Barıştı.
BARIŞ: Cemre ne o yalnızmısın, kavalyenden hiç biri yok mu?
CEMRE: Barış beni yalnız bırak. Git başından.!
BARIŞ: Neden, başkalarına böyle deyilsin. Gerçekten merak ediyorum. Bir Serkan,  bir Gökhan…. Ha en sonda Gökhanla soyunma odasında basılmıştın değil mi?
CEMRE: Aşağlık herif, sana git dedim.
BARIŞ: A çok ayıp, onlara ilgi gösteriyorsun bana böyle davranıyorsun…
Cemre iğrenc imalar karşısında göz yaşlarına hakim olamadı ve ona tokat atmak için öne yürüdü. Ancak Barış  onun kolunu havada tuttu. Cemre onun parmaklarından kurtulmak isterken yere düştü ve bacağını incitti. Barış eğilerek onun omuzuna dokundu. Ama  kollarından birinin yapıştığını hiss etti.
Gökhan tüm siiriyle Barışa bakıyordu. Barış ona bir şey söylemek istesede çok geçti. Gökhan  onu tuttuğu gibi fırlattı. Bununla yetinmeyip, ona bir kaç yumruk attı ve yalnız Cemrenin 'lütfen bırak onu, yoksa ölücek'diye seslenmesinin ardından Gökhan onu bıraktı.
GÖKHAN: Cemre neden engel oldun, bıraksaydın da öldürseydim. Görmedin mi nasıl dili uzamış.
CEMRE: neden? Haklı değil mi?
GÖKHAN Tabiki değil. Çünkü senin öyle bir kız olmadığını herkes biliyor.
CEMRE: Öylemi, bana bunu sen mi söylüyorsun? Beni okulda iki kez rezil eden insan ?
GÖKHAN: Doğru  odaya girmem biraz abartıldı, ama ne yapsaydım, sende durduk yere benim elektrik panelimi mahv etmiştin.
CEMRE: durduk yeremi, sen galiba eskide yaptığını unuttun?  Mektubu  herkese göstererek , beni rezil ettiğin o anı…..
GÖKHAN: ne mektubu, ben onu kimseye göstermedim ki, doğru Serkanın onu kızgınlıkla çöpe attığını görünce merak ettim, ama senin mektubun olduğunu okudduğumda sinirden yırttım. İnanmıyorsan o gün Defnede benimleydi ona sor. Dur ,
sen benim mektubu herkese gössterdiğimi kimden duydun .yoksa kendinmi  gördün ?
CEMRE: Hayır, ama……… Defne…… tabi ya o bana senin öyle yaptığını söylemişti. Peki bu yalana….
GÖKHAN: Tabiki yalan, Cemre sevdiklerimiz üzerine yemin ederim ki, ben asla böyle birşey yapamadım ve yapmam, ben seni çok seviyorum, neden senin başkasıyla dedikodunun çıkmasına müsade edeyim ki?  Ben sadece senin bana aptal oyun yüzünden kızgın olduğunu sanmıştım. Eger isteseydim kendimle ilgili olmasını isterdim
CEMRE: Defne neden böyle birşey yapsın ki?
GÖKHAN: Bu çok basit, çünkü ben onu sevmiyorum. Bu yüzden o da böyle yaparak aramızı açtı. Bana senin Serkana aşk olduğunu da anlatan o olmuştu.
CEMRE: Ben bunun hesabını ona sorarım.
Cemre gitmek isterken Gökhan onun bileğinden tuttu.
GÖKHAN: Artık herşey açığa çıktığına göre ,,, aramız iyi mi? Cemre geçmişi unutarak bana bir şans daha tanıyamazmısın?
CEMRE: Yeniden başlamak gibi mi… ..
GÖKHAN: Evet, ayrıca bu bacakla eve gitmen zor olur, Hadi gel seni  eve  ben götüreyim.
CEMRE: Araban burda değil, nasıl olucak bu?  Sakın bana kucağında götüreceğini söyleme
GÖKHAN: Onu düşünüyordum, ama istersen sırtıma alayım?
CEMRE: Bak buna hayır demem,  kendini beğenmiş  Gökhan efendinin egosu birazcık zedelense ne olur…
GÖKHAN: sen yeter ki  işte böyle gülümsemeye devam et.
Cemre şu an Gökhanın aslında ne kadar iyi bir arkadaş olduğunu anladı , belki de ona karşılık verme zamanıydı. Belki de Serkanın açtığı  yaralar Gökhanın aşkıyla iyileşecekti.
Gökhan Cemreyi kapının önünde yavaşca indirdi.
GÖKHAN: iyimisin? 
CEMRE: ben iyiyim de asıl sen iyimisin, o kadar yolu beni taşımak  kolay değildi.
GÖKHAN: Cemre ben seni bir ömür taşırım. Asla da şikayet etmek.
CEMRE: Bence bu kadar emin olma, ama yine de bunu zaman gösterir diye düşünüyorum.
GÖKHAN: Bu..
CEMRE: evet, demek oluyor. Ben seninle yeniden başlamak istiyorum. Ama bu sefer sevgilin olarak.
Gökhan önce Cemrenin dalga geçtiğini sandı  ve sonra Cemrenin gerçekleri söylediğini anlayınca ona sarıldı ve döndürmeğe başladı.
CEMRE: Gökhan yeter, başım dönüyor, bacağım gitti şimdi kafamdan da olmamı mı istiyorsun?
Cemrenin gülümsemesine karşılık Gökhan onu yere bıraktı ve yanağından öptü.
GÖKHAN :Üzgünüm bacağını unuttum.
CEMRE: Bence artık git, babam gelince seni görürdü hiç iyi olmaz.
GÖKHAN: Peki haklısın, ama yarın okula gitmek için seni almaya gelicem.
Gökhan kocaman gülümsemeyle ve iki de bir arkaya dönüp Cemreye bakma girişimiyle ordan ayrıldı. Cemre  o gün yüzündeki gülümsemeye bir türlü engel olamadı. Akşam yemekten sonra Cemre Berene biraz kitap okuycam diyerek odasına çıktı. Odasının ışığını kapatınca , baş ucundakı ışığı açtı. Böylece sevdiği kitaplardan birini  eline aldı. Ama onun dikkatini odasının penceresine düşen diğer bir ışık dağıttı. Cemre ayağa kalktı ve camın önüne gitti. Bu  diğer evden onu izleyen Gökhanın fenerinin ışığıydı. O camına kocaman"numaranı verirmisinyazısı olan tabela asmıştı.
Cemre yine kendine engel olamadı ve içten gülmeğe başladı ve sonra Gökhana beklemesini söyledi. Ardından Gökhanın yazdığı kadar büyük olmayan bir kağıda numarasını yazdı ve onu cama yapıştırdı. Gökhan işıkları açmış odada  telefonuna numarayı kayd  etmekle meşguldü.  Cemre o sırada kapısının tıklandığını görünce, hemen elindekileri  yatağının altına fırlattı ve camın perdelerini indirdi.
Gelen Berendi .Nasıl olduğuna bakmaya gelmişti.
Cemre Berenle uzun bi süre sohbet ettikten sonra uyudu. Ama telefon sesine uykudan uyandı. Saat aramak için epeyce geç olmuştu. Cemre yabancı numarayı açınca ona hiç te yabancı olmayan sesi duydu.
GÖKHAN: Ya kızım hemen neden çektin ki, iki saattir numaranın sonunu bulmaya çalışıyordum. Şimdi sesini duyunca, daha 25 kişilik listeyi aramama gerek kalmadığını anladım.
CEMRE: Ya ne yapsaydım, Berene dur yeni  sevgili olduğum adam camdan  numaramı kayd ediyor  , sen biraz bekle mi deseydim?
GÖKHAN: Tam olarak duymadım, bir daha söylesene.
CEMRE: Söylemem.
GÖKHAN: O zaman cama gelsene…
CEMRE: Neden?
GÖKHAN: Gel işte.
CEMRE: Tamam.
Cemre yataktan kalktı ve camın önüne geldiğinde , yine camdan ona bakan Gökhanı gördü. Bu sefer elinde bir değil bir kaç tane kağıt  vardı. Her birinde birşeyler yazılmıştı.
Cemre ışığı açmadan öylece karanlıktan diğer taraftakı ışığı açık odadaki adamın elindeki kağıtlarda yazılı olanları okuyordu.
"Cemre seni çok seviyorum' "hemde çok" kendimden de çok"
Az sonra telefona mesaj geldi.
"Işığı açmadın , ama karanlıkta durduğunu ve  ağladığını  görüyorum. Umarım bunlar mutluluktan akıyordur" Sulu göz.

 #cemser     Bir başka hikaye :sen ve ben Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin